Gazete Vatan Logo

Ergenekon'da 6 yılın özeti

12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon davasında bugüne kadar neler yaşandı? İşte 6 yılın özeti..

Ümraniye'de 6 yıl önce 27 el bombasının bulunmasıyla başlayan terör örgütü Ergenekon davası sürecinde karar için geri sayım başladı. Bayrama birkaç gün kala 5 Ağustos'ta mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor. Birleştirme kararları ile 23 iddianamenin bir arada görüldüğü Ergenekon davasında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu toplam 275 sanık yargılanıyor.

NASIL BAŞLADI?

Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'na 12 Haziran 2007 tarihinde 156 nolu jandarma imdat hattından yapılan bir ihbar, Türkiye'nin tarihinde gördüğü en kapsamlı soruşturmanın başlamasına neden oldu. İsimsiz yapılan ihbar telefonu, toplam 4 dakika 12 saniye sürdü. İhbarcı, İstanbul Ümraniye Çakmak Mahallesi'nde bir adres verdi. Burada bulunan evin çatısında elektrik direğinin hemen yanında C-4 patlayıcı ve el bombaları olduğunu söyledi. Olay derhal İstanbul polisine bildirildi ve aynı gün belirtilen adrese operasyon düzenlendi. Polis, ihbarda bahsedilen patlayıcı ve 27 adet el bombasını buldu.

Yapılan çalışmada ihbarı yapan kişinin Şevki Yiğit olduğu belirlendi. Ayrıca Şevki Yiğit'in oğlu Ali Yiğit'in, operasyon düzenlenmeden birkaç gün öncesine kadar o evde kaldığı tespit edildi. Evin, Mehmet Demirtaş yani Ali Yiğit'in dayısına ait olduğu anlaşıldı. Bombaların da Demirtaş'ın askerde komutanı olan emekli Astsubay Oktay Yıldırım'a ait olduğu iddia edildi. Yiğit, Demirtaş ve Yıldırım, operasyon kapsamında gözaltına alındı.

Soruşturma derinleştikçe bu kişilerle irtibatlı olanlar da birbiri ardına gözaltına alındı. Polis birçok kişinin ifadesine başvurdu. Gözaltına alınan birçok kişi, Beşiktaş'taki özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına çıkarıldıktan sonra yine özel yetkili mahkemelerce tutuklandı.

'BAŞSAVCI, 'TERÖR ÖRGÜTÜ' DEDİ'

Yaklaşık 13 ay süren soruşturma sürecinin ardından 25 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon davasının iddianamesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Toplam 2 bin 455 sayfalık iddianamenin sanıkları arasında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli Yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, Sedat Peker ve Sami Hoştan'ın da aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 kişinin ismi yer aldı. İddianamenin tamamlanmasıyla birlikte kameraların karşısına geçen dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, 'Ergenekon terör örgütü' ifadesini kullanan ilk isim oldu.

Sanık sayısının fazla olması ve güvenlik gibi gerekçelerle yargılamanın Silivri Cezaevi içinde mahkeme salonuna dönüştürülen binasında yapılmasına karar verildi. İlk duruşma 20 Ekim 2008 tarihinde yapıldı. Duruşmaya Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, üye hakimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk ile savcılar Nihat Taşkın ve Mehmet Ali Pekgüzel çıktı.

İDDİANAMEDE ÇOK AĞIR SUÇLAMALARA YER VERİLDİ

İddiananemesinde 'silahlı terör örgütü yönetmek, üye olmak ve anayasal düzeni yıkmaya çalışmak' gibi çok ağır ve çok çeşitli suçlamaların yer aldığı davanın ilk duruşmalarına yoğun ilgi gösterildi. Sıradan davaların birkaç ayda bir yapılan duruşmalarının aksine Ergenekon davasının duruşmaları, Çarşamba hariç hafta içi hergün yapıldı.

Duruşmalar, anlık tutanağa yazılmak yerine sesli ve görüntülü olarak kaydedildi. Sanıklara ya da avukatlara söz verilmesi, iddianamenin okunması ve taleplerin alınması gibi duruşma işleyişine önem verildi. Sanıkların talepleri üzerine 2 bin 455 sayfalık iddianame, iddianameyi hazırlayan savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından satır satır okundu. İddianamedeki küfürlü cümleler sansürlenerek okununca sanıklar itiraz edip açık okunmasını istedi. Açık okunmaya başlanınca da bu sefer küfürler salonda bulunanları rahatsız etti. Yine talep üzerine cümleler sansürlenerek okundu.

SABAHA KADAR DURUŞMA YAPILDI

Türkiye'nin alışık olmadığı bir şekilde delil toplanması, soruşturmanın genişletilmesi ve tahliye gibi taleplerin yoğunluğu ve talepte bulunmak için her an söz istenmesi sebebiyle Salı ve Cuma günleri taleplerin alınmasına karar verildi. Duruşmalar, gece yarılarına hatta sabahlara kadar devam etti

Yargılama sürecinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen Danıştay saldırısına ilişkin dava kapsamında verilen karar, Ergenekon davasıyla aralarında irtibat olup olmadığının araştırılması için bozuldu. Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan Danıştay davası da Ergenekon davası ile birleştirildi.

Beşiktaş'ta bulunan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ile başlayan soruşturmanın derinlemesine devam ettiği bu dönemde savcılar Ercan Şafak, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder ve Cihan Kansız da aynı soruşturmada görevlendirildi.

ARD ARDA DAVALAR AÇILDI

Ana davaya dahil edilmeyen şüpheliler ile yargılama sürecinde şüpheli sıfatıyla ifadelerine başvurulan birçok kişi hakkında ard arda iddianameler hazırlandı.

'İkinci Ergenekon' iddianamesi, 25 Mart 2009 tarihinde kabul edildi. Bu davada da 19'u tutuklu toplam 56 sanık yer aldı.

5 Ağustos 2009 tarihinde de 37'si tutuklu 52 şüpheli hakkında hazırlanan 'Üçüncü Ergenekon' iddianamesi kabul edildi. Bu iki dava da ana davayı yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülmeye başlandı. Ardından aynı soruşturma kapsamında 'İrticayla Mücadele Eylem Planı', 'İnternet Andıcı', 'Şile Kazıları', 'Danıştay saldırısıyla ilgili fail Alparslan Arslan'a silah temini', 'Soruşturma savcısı Zekeriya Öz'ü tehdit' konulu iddianameler de kabul edildi. Bu davalar ve başka iller ya da adliyelerde görülen bazı davalar da aralarında irtibat bulunduğu gerekçesi ile Ergenekon davası ile birleştirildi.

Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması olayları', 'Cumhuriyet gazetesine molotof kokteyli atılması', 'Fener Rum Patriği Bartholomeos'a suikast iddiası', 'Sivas Ermeni cemaati lideri Minas Durmazgüler'e suikast planı'na ilişkin 2 ayrı iddianame, avukat Yusuf Erikel ve yayıncı Hayri Bildik'in aralarında bulunduğu ve kamuoyunda 'Kayseri Ergenekon'u' olarak bilinen 8 sanıklı dosya da Ergenekon dava dosyasıyla birleştirildi. Önce davalar ana Ergenekon ve İkinci Ergenekon davalarında iki grup halinde birleştirildi. Ardından da tüm iddianameler bir araya getirilerek İkinci Ergenekon dava dosyası üzerinden görülmeye başlandı.

BAŞBUĞ DA TUTUKLANDI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesi için "Değersiz kağıt parçası" ve Poyrazköy kazılarında ele geçirilen lav silahı için 'Borudan ibaret' ifadelerini kullanması oldukça dikkat çekti. Başbuğ kısa bir süre sonra emekliye ayrıldı. Hemen ardından da İnternet Andıcı davası sanıklarının savunmalarında adından sıkça söz etmeleri ve belgelerde adının geçmesi nedeniyle mahkeme tarafından Başbuğ hakkında 30 Aralık 2011 tarihinde suç duyurusunda bulunuldu.

Başbuğ, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandı. Başbuğ hakkında 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' ve 'Terör örgütü yöneticisi olmak' suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Bu iddianamenin de Ergenekon davası ile birleştirilmesi üzerine Başbuğ da Ergenekon davası sanığı oldu.

23 İDDİANAMEDE BİRLEŞTİRİLDİ

Dava dosyasında toplam 23 iddianame bir arada görülmeye başlandı. Böylece Emekli orgeneraller İlker Başbuğ, Mehmet Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz, Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneraller Veli Küçük ve Levent Ersöz, emekli Albay Arif Doğan, Gazeteciler Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, ATO eski Başkanı Sinan Aygün, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ve Eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt gibi kamuoyunun yakından tanıdığı birçok isim, aynı davanın sanıkları oldu.

YENİ DURUŞMA SALONU YAPILDI

Sanık sayısının artması ve duruşma salonunun yetersiz kalması üzerine Silivri Cezaevi giriş kapısının yanıbaşına yeni bir bina inşa edildi. Ergenekon yargılamaları bu aşamadan sonra 250 sanık, 350 izleyici ve 200 de avukat kapasitesine sahip bu büyük salonda görülmeye başlandı.

ISLAK İMZALI EYLEM PLANI DAVASINDA BEDRETTİN DALAN FİRARİ SANIK

Emekli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı ve Avukat Serdar Öztürk'ün Ankara'daki ofisinde bulunduğu iddia edilen 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı', içeriği itibariyle kamuoyunca 'AK Parti ve Gülen'i bitirme planı' olarak hafızalara yerleşti. Davanın sanıkları arasında yer alan Yeditepe Üniversitesi kurucusu firari sanık Bedrettin Dalan'a hiç ulaşılamadı.

CNC MAKİNASI İLE DURUŞMADA SAHTE İMZALAR ATILDI

Emekli Albay Dursun Çiçek belgedeki imzanın sahte olduğunu iddia ederken, avukatları duruşma salonuna getirdikleri 'CNC' makinası ile sahte imza atılabileceğini iddia ettiler. Bu makina ile Atatürk, Mahkeme Başkanı, savcılar da dahil birçok kişinin imzası atılarak her imzanın taklit edilebileceği, dolayısıyla da dava konusu eylem planı üzerinde yer alan ve Çiçek'e ait olduğu iddia edilen imzanın da taklit, sahte olduğu öne sürüldü.

DANIŞTAY ÜYELERİNİN İLGİSİZLİĞİ DİKKAT ÇEKTİ

İddianamede Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç, Şebnem Korur Fincancı, Cumhuriyet Gazetesi, Hukukçular Derneği, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AK Parti ve Danıştay Başkanlığı adına Hazine Müsteşarlığı da dava kapsamında müşteki sıfatıyla yer aldı. Danıştay saldırısında yaralanan dönemin Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayfer Özdemir ve Ayla Gönenç ile tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu da davaya müdahil oldu. Saldırı sırasında bazıları yaralanan Danıştay Başkanı ve üyelerinin, şikayetçi olduklarını söylemek için dahi duruşmalara katılmamaları dikkat çekti. Ayrıca Danıştay Başkanlığı'nı temsilen davaya müdahil olan Hazine avukatının, Danıştay davası sanıklarına bir tek soru bile sormaması da dikkat çeken bir başka nokta oldu.

Yargılama sürecinde sanıklar Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan CHP'den milletvekili seçildi. Mahkeme, milletvekili seçilmeleri nedeniyle yapılan tahliye taleplerini reddetti.

MAHKEME BAŞKANI KÖKSAL ŞENGÜN BOLU'YA ATANDI

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 13 Temmuz 2011 tarihinde Bolu'ya atandı. 21 Temmuz 2011 tarihinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), mahkemenin en kıdemli üyesi Hasan Hüseyin Özese'yi başkan olarak yetkilendirdi. 25 Temmuz 2011 tarihinden itibaren heyete Hasan Hüseyin Özese başkanlık yapmaya başladı. Bu arada Fatih Mehmet Uslu, Ercan Fırat ve Nihat Topal da yargılamayı yapan mahkemeye üye hakim olarak atandı.

VİDEO KONFERANSLA İFADELERİ ALINDI

Öte yandan, sağlık sorunlarını gerekçe gösteren Levent Ersöz, Mehmet Haberal ve Nusret Taşdeler'in ifadeleri, tedavi gördükleri hastanelerden mahkeme salonuna yapılan internet bağlantısı sayesinde video konferans yöntemi ile alındı. Yargılama sürecinde Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyeliğine terfi ettirilen Taşdeler cezaevine hiç girmezken Ersöz kısa bir süre cezaevinde kaldı ama sağlık sorunları nedeniyle halen hastanede tedavisi devam ediyor.

İnternette, hastane odasında tespih çekip volta atan görüntüleri ile medyada adından sıkça söz edilen Mehmet Haberal hakkında Adli Tıp Kurumu, cezaevinde tedavisinin mümkün olduğu şeklinde rapor verdi. Bu rapor üzerine Haberal cezaevine gönderildi. Cezaevi içinde bulunan hastaneye Haberal'ın sağlık sorunlarına cevap verilebilmesi için gerekli olan üç ayrı tıbbi cihaz alındı. Haberal uzun süre sağlık sorunlarını gerekçe göstererek duruşmalara katılmadı. Kendisi ile alakalı suçlamalar geçtiğinde duruşmalara katılan Haberal, son dönemde hemen her duruşmaya katıldı.

MAHKEME, ZAMAN ZAKAN İSTATİSTİK BİLGİLERİNİ PAYLAŞTI

Mahkeme tarafından yapılan açıklamaya göre duruşmaların tutanakları 39 bin sayfayı geçti. 7 bin 100'ün üzerinde ara karar alındı. Ek klasör sayısı 2 bin 538'e ulaştı. Ancak dava dosyasının kaç sayfaya ulaştığı hesaplanamadı.

Sanıklar ve avukatları tarafından dinlenmesi için mahkemeye 835 tanığın ismi verildi. Farklı sanık ve avukatlar tarafından tanık talebinde bulunulduğu için bu rakam içinde aynı tanık isminin birden fazla kullanıldığı, net rakamın daha az olduğu ancak hesaplanmadığı belirtildi. Mahkeme, savunma tanıklarından 57'sinin ifadesine başvurdu. Diğer tanıklar için ise 'Davaya yenilik katmayacağı', 'Davayı uzatmaya yönelik olduğu' gibi gerekçelerle dinlenmelerine gerek görülmedi. Mahkeme, sadece tanık dinlenilen duruşmaların, normal bir yargılamada 10 yılda ancak dinlenebileceğini açıkladı.

120 DURUŞMA BOYUNCA TANIK DİNLENDİ

Davada 31'i gizli tanık olmak üzere toplam 159 tanığın ifadesine başvuruldu. Tanıklar arasında iş adamı Mehmet Emin Karamehmet, Ali Avni Balkaner, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, emekli Orgeneral Teoman Koman, Balyoz davasından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Orgeneral Ergin Saygun, eski MİT mensubu Mehmet Eymür, Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz, gazeteciler Can Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Celal Kazdağlı, Alper Görmüş, Fehmi Koru gibi isimler yer aldı. Sadece tanık dinlenilen duruşma sayısı 120 olarak belirlenirken tanık beyanları ise 10 bin 839 sayfayı buldu.

GİZLİ TANIKLARIN SESLERİ VE GÖRÜNTÜLERİ BOZULARAK SALONA YANSITILDI

Gizli tanıkların ifadeleri, duruşma salonunun arkasında bulunan tanık odasından kurulan bağlantı ile alındı. Gizli tanıkların duruşma salonuna görüntüleri ve sesleri bozularak yansıtıldı. Bu gizli tanıklar arasında Kurşun, Gurbet, Dilovası, Efe, Munzur,Emek, Boyabat, 9, Aydos,Poyraz, Hisar, Kıskaç ve Deniz gibi kod isimli tanıklar yer aldı.

ŞEMDİN SAKIK DA TANIK OLARAK DİNLENDİ

Gizli tanıklardan Poyraz, Hisar, 9 ve Deniz, kimliklerini açıklayarak gizli kalmak istemediklerini söyledi. Deniz kod adıyla ifadesine başlanan tanığın PKK'nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık olduğu açıklandı.

HEM SANIK HEM TANIK

Gizli tanık 9 olarak ifadesine başlayan kişi de kimliğini açıkladığında dava sanıklarından Osman Yıldırım olduğu görüldü. Sakık ve Yıldırım'ın tanıklığı, sanıklar ve avukatları tarafından tepki ile karşılandı. Yıldırım için yasada sanık olan kişinin aynı zamanda tanık olamayacağı belirntilerek tanıklığına itiraz edildi.

FİRARİ SANIKLARIN SAVUNMALARI ALINAMADI

Haklarında yakalama kararı bulunan emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, eski milletvekili Turhan Çömez ile Saipir Debzledvize'in ise savunmaları alınamadı. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise duruşma salonuna getirilmesine rağmen sağlık sorunları nedeniyle ifadesi alınamadı. Tutuksuz sanıklardan İlhan Selçuk ise yargılama aşamasında hayatını kaybetti. Engin Aydın ve Murat Özkan da yargılama sırasında hayatını kaybetti.

MÜTALAADA 64 SANIĞIN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ

Duruşma savcıları Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Dalkuş hazırladıkları 2 bin 271 sayfadan oluşan esas hakkındaki mütalaayı 18 Mart 2013 tarihinde mahkemeye sundu. 'Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır' ifadelerine yer verilen mütalaada, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 64 sanığın 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Bu sanıklardan Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği iddia edilen Alparslan Arslan ile kendisine Danıştay saldırısına azmettirdiği iddia edilen Veli Küçük ve Muzaffer Tekin hakkında ayrıca Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve 4 üyesini taammüden öldürmeye teşebbüs veya azmettirme suçlamasıyla ayrıca 5'er kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ancak eylemde sadece bir üyenin hayatını kaybetmesi, diğer 4 kişi için suçun teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle 4 ağırlaştırılmış hapis cezası 80'e yıla kadar hapis cezası olarak uygulanması talep edildi. Bu 3 sanık için toplamda 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20'şer yıla kadar hapis cezası istendi. Mütalaada, diğer sanıklar hakkında "Ergenekon terör örgütüne üye olmak" suçundan 7.5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Mütalaada, Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, eski Milletvekili Turan Çömez, emekli Tümgenerel Mustafa Bakıcı ve Saipir Deblebidze'nin de firari sanık olması nedeniyle dosyasının ayrılması istendi.

MÜTALAAYA KARŞI SAVUNMALAR 2,5 AYDA TAMAMLANDI

15 Nisan 2013 tarihinden itibaren esas hakkındaki mütalaaya ilişkin tutuklu ve tutuksuz sanıkların beyanlarının alınmasına başlandı. Mahkeme heyeti, birden fazla suçla suçlanan sanıklara avukatıyla beraber 2 saat, haklarında tek suçlama bulunan sanıklara ise avukatlarıyla beraber 1 saat savunma süresi verildi. Avukatlar da mahkemenin süre kısıtlamasına tepki göstererek, 15 Nisan 2013 tarihinde toplu olarak duruşmayı terk etti. Tutuklu ve tutuksuz sanıkların esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunmalarının alınması yaklaşık 2,5 ay sürdü. Savunmaların alınmasının tamamlanmasının ardından Başkan Özese, 21 Haziran 2013 Cuma günü duruşmada hazır olan 52 tutuklu sanığın son sözlerini alarak, yargılamaya son verdiklerini açıkladı. İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, müvekkilinin son sözünün alınması için cezaevinden getirilmesini istese de Başkan Özese sadece Sezer'in talebini tutanağa geçirdi. Başbuğ'un son sözü alınmadı.

650'YE YAKIN DURUŞMA YAPILDI

Ergenekon Davası kapsamında 4,5 yılı aşkın yargılama sürecinde birleştirilen dosyaların duruşmalarıyla birlikte bugüne kadar yaklaşık 650 duruşma yapıldı. Normal koşullarda ağır ceza mahkemelerinde bir sanık en iyi ihtimalle 2 ayda bir hakim karşısına çıkarken Ergenekon davası sanıkları haftada 4 gün hakim karısına çıktı. Çarşamba günleri cezaevinde görüş olduğu için duruşma yapılmazken önce talepler için Salı ve Çarşamba günleri belirlendi. Ancak yargılamayı ağırlaştırdığı gerekçesiyle talepler sadece Cuma günleri alınmaya başlandı.

HAKARET VE TEHDİT İÇERİKLİ KONUŞMALARA SUÇ DUYURULARI YAPILDI

Mahkeme, yargılama sürecinde savunma sınırlarını aşan, hakaret ve tehdit içerikli sözler sarf ettikleri gerekçesiyle birçok sanık ve avukat hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Dava başladığı dönemde sadece suç duyurusunda bulunan mahkeme daha sonraki süreçte duruşmanın düzenini ve disiplinini bozdukları gerekçesiyle Mustafa Balbay, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Bedirhan Şinal, Hikmet Çiçek, Mehmet Zekeriya Öztürk, Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Semih Tufan Gülaltay, Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş ve Özkan Kurt'unda aralarında bulunduğu bir çok tutuklu sanık hakkında duruşmalardan men kararı verdi. Bazı sanıklar hakkında 6 duruşma, bazıları 16 duruşma men kararı verildi. Bazı sanıkların ise, deefalarca uyarılmalarına, birkaç kez men cezası verilmesine rağmen aynı üslupta ısrar etmeleri gerekçe gösterilerek esas hakkındaki mütalaa açıklanana kadar duruşmalardan men edilmesine karar verildi. Duruşmalardan men edilenler arasında sanık avukatları Vural Ergül ve Hasan Basri Özbey de yer aldı.

MAHKEMENİN KARARINI AÇIKLAMASI BEKLENİYOR

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nın, 5 Ağustos Pazartesi günü yapılacak olan 321. duruşmasında da mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor.

Haberin Devamı