Gazete Vatan Logo

Erdoğan Tophane'yi değerlendirdi

3 günlük tatilinin ardından Başbakan Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu

Erdoğan Tophane'yi değerlendirdi

3 günlük bir tatilin ardından kameraların karşısına çıkan Erdoğan gündemdeki sorunlara ilişkin önemli mesajlar verdi. Tophane’deki saldırıyla ilgili yorumları da eleştiren Erdoğan, “8 yıl boyunca kimsenin hayat tarzına müdahale etmedik” dedi.



Başbakan Erdoğan’ın, tatil dönüşü ilk resmi programı partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısıydı. Burada uzun bir konuşma yapan Başbakan gündemdeki sorunları değerlendirdi. Erdoğan’ın üzerinde özellikle duyduğu konulardan biri de Tophane’de yaşanan galeri saldırısıydı. Erdoğan bu olayı ve olayla ilgili yorumları şöyle değerlendirdi:

ARTIK BIKTIK: Her seçim sonrasında olduğu gibi 12 Eylül’de yapılan halk oylamasının ardından da bir kez daha AKP’nin yaşam tarzlarına müdahale edeceği korkusu yayılmak isteniyor. Artık bundan bıktık. 1994 İstanbul’da belediye başkan adayı iken aynı kampanyalar yapıldı. Belediye başkanı oldum, aynı şeyler söylendi. Belediye başkanlığı bitti, aynı şeyler devam ediyor. Başbakan oldum aynı şeyler söylendi. 8 yıldır iktidardayız yine aynı şeyler.



SİVİL DİKTATÖRLÜK: Sivil diktatörlük... Allah aşkına böyle bir kavram olur mu ya? Diktatörlük, sivilin işi değildir. Sivil ifadesiyle diktatörlük ifadesini yan yana koymak kadar büyük bir cehalet olmaz. Mahalle baskısı, gizli ajanda, gizli liderlik, sivil vesayet... AK Parti ile asla yan yana gelmeyecek kavramlar bugünlerde bir kez daha ısıtılıyor, gündeme sürülüyor. Lokal bazı olaylar gerçekler saptırılarak, gerçek nedenler gizlenerek, bir korku ve baskı aracı olarak kullanılıyor. Halk oylaması sürecinde İnegöl, Dörtyol’da sergilenen kışkırtmalar ki çok daha açık net bilgiler belgeler açıklanacak duyacaksınız.

TOPHANE’DE SERGİLENMEK İSTENİYOR

Şimdi halk oylamasının ardından İstanbul’da Tophane’de sergilenmek isteniyor. Bu lokal olayları bir Türkiye manzarası gibi sunanların bu olaylar üzerinden AK Parti’yi ve AK Parti Hükümetinin politikalarını sorgulayanların son derece bayat bir oyunun içinde olduklarını aziz milletimiz çok açık görüyor. Bakıyorsunuz bir tane kendini bilmez çıkıyor, diyor ki “bu evetin sonucudur”. Bu kadar basit, bu kadar basiretsiz. Derdi fatura kesmek, bir defa bu olayları değerlendirirken lütfen saygılı olun, dürüst olun. Bu lokal olayları manşet, sürmanşet atmak suretiyle, televizyonlarda şok, şok, bunları böyle yayınlamak suretiyle, sanki ülkenin her yeri bu hale gelmiş. Bir lokal olayla Türkiye’yi böyleymiş gibi göstermek, bunlar doğru şeyler değil...



ABARTMANIN ANLAMI YOK

Emniyet, kim böyle bir şeyin içinde bulunduysa gereğini yapıyor. Hepsi emniyete sevk edilmiştir, konuyla ilgili ifadeler alınmıştır, yargı devreye girmiştir. Dünyanın her yerinde buna benzer olaylar olur. Bunlar, anormal olayalar olarak aşırı bir şekilde bunları abartmanın hiç bir anlamı yok. Bu kadar farklı yerlere çekmenin anlamı yok. Bazıları yazıyor, “Başbakan artık konuşmalı?”. Neyi konuşacağım? Yani vereceğimiz mesajlarla konuşmanın bir anlamı yok. Konuşulacak şey bu. Bakanım gitti gerekli açıklamalar yapılmıştır. İş zaten emniyete, yargıya da intikal etmiştir. Bundan sonra yapılacak bir şey yok. Söylenecek her tarafı bu konuda daha mutedil hareket etmeye, dikkatli hareket etmeye davet etmektir. Nedir bu çılgınlık, böyle bu abartılı bir şekilde...



KİRLİ OYUNLARDAN MEDET UMANLAR

Açık açık söylüyorum, 8 yıl boyunca hiç kimsenin hayat tarzına müdahale etmedik. 8 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da 73 milyon vatandaşımızın her bir ferdinin yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır. Afedersiniz sanat galerisi veyahut da eğlence yerleri sadece Tophane, Boğazkesen’de mi?



İstanbul’un değişik yerlerinde bu kadar sanat galerileri var. Hangisinde bugüne kadar böyle bir olay duydunuz mu? Yok öyleyse işi bu kadar abartmanın anlamı yok ama şunu bilmenizi istiyorum, biz hiç bir hukuksuzluğa izin veremeyeceğimiz gibi, hiçbir provokasyona da göz yummayız, eyvallah etmeyiz, Türkiye’de mahalle baskısı yoktur. Türkiye’de halkı kışkırtmayı, tahrik etmeyi adet haline getiren kirli oyunlardan medet uman odaklar vardır.

KİM TAHAMMÜLSÜZ?

YÜZDE 58’in iradesine saygı duymayı beceremeyenlerin, çıkan sonucu tebrik edemeyenlerin yaptığı tahammülsüzlük değil mi? Uluslararası bir organizasyonda, bütün dünyanın gözü önünde kendi ülkesini Devlet Başkanını, Başbakanını, Meclis Başkanını yuhalayanların yaptığı tahammülsüzlük değil mi? Denize giren bir mütesettir öğretmene çocuklarının yanında saldırıp boğmaya çalışmak tahammülsüzlük değil midir? Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın görüşme çağrılarına nezaketen bile olsa karşılık vermemek tahammülsüzlük değil midir? İş adamalarını ’yeşil sermaye’, ’kırmızı sermaye’ diye ayırmak tahammülsüzlük değil midir? Medyayı ’yandaş medya’ diye suçlamak, ’İslamcı medya’ diye tanımlamak tahammülsüzlük değil midir?



KİM YAŞARSA YAŞASIN

Bize yapılan haksızlıkları, yanlışlıkları nazara alarak politika belirlemiyoruz. Biz, o farklı renklerin haritalara yerleştirildiği yerlere de hizmet ettiriyoruz... Eskişehir’de ’Hayır’ fazla çıktı diye farklı bir muamele uygulamıyoruz... Türkiye’de en fazla kamu yatırımı alan ilimiz Tunceli’dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarıdır o topraklar. 780 bin kilometre karenin her karışına biz bu hizmeti götüreceğiz. Efendim, ’Orada farklı mezhepte insanlar yaşıyor...’ Yaşayan insandır. Hizmeti götürürüz.

TÜRKİYE DAHA ÖZGÜR

BUGÜN hala samimiyetimizden şüphesi olanlar, samimiyetimizi test etmek gereği duyanlar varsa, bir 8 yıl öncesinin Türkiye’sine, bir de bugünün Türkiye’sine baksınlar. Bugünün Türkiye’si 8 yıl öncesinin Türkiye’sine oranla hiç kuşkusuz daha demokratik, daha özgür, daha moderndir.

Haberin Devamı