Gazete Vatan Logo

Erdoğan ile komutanın atışması iddianamede

Ek klasörlerde gazeteci Balbay’ın notları da bulunuyor

Ergenekon davasının ikinci iddinamenin ek 204. klasörü Mustafa Balbay’ın notları ve bilgisayara yazdığı belgelerin dökümünden oluşuyor. 4 Ocak 2006’da Başbakanlık’ta yapılan ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, Hava Kuvvetleri Komutanı Faruk Cömert ve Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri’nin de katıldığı güvenlik zirvesinin notlarının da Balbay’ın bilgisayarında yer aldığı ileri sürülüyor. Bu notlara göre güvenlik zirvesine katılan Başbakan Erdoğan, dönemin kuvvet komutanlarıyla şöyle tartışıyor:

Başbakan: İrtica konusu hassastır. Sizinle hemfikirim. Bu konuda ortak dil geliştirilmelidir. Cumhuriyetin ilk döneminde irtica vardı. Fakat bugün yok.

Genkur. Başkanı: Kutlu doğumun mülki amirlerle ilgisi yok. MEB yönetmeliğinde böyle bir konu yok. Kendi yönetmeliğinde yer almamasına rağmen internet sitesine bu konuyu koymuştur. Sunumda İmam Hatiplere karşı bir tavır yok. İmam Hatip okullarını farklı açılara çekmek isteyenler var.

KKK: Elimde bir araştırma var. Bilimsel olduğu iddia edildiğinden bilimseldir diyebiliriz. (TESEV’in raporu) Soru şu: Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Yüzde 44.6’sı öncelikle Müslüman olarak tanımlıyor. (...) Sizce Türkiye parti sistemi içinde temelinde din olan parti yer almalı mı sorusuna 1999’da yüzde 25 evet derken 2006’da bu oran yüzde 41’e çıkmıştır. (...) 2003 yılında yüksek öğretim kurulu ve diyanet işleri başkanlığından alınan rakamlara göre diyanet işleri başkanlığının kadro ihtiyacı 5500’dür. İmam Hatip Lisesi mezunlarının sayısı ise 25.000’dir.

Başbakan: Bu mümkün değil

KKK: Kimse İHL ve ilahiyat fakültelerine karşı değil.

Başbakan: Bu sayıları Milli Eğitim Bakanlığı ile bir check edin. Bu rakamları nereden aldınız?

KKK: Bekir Kalyoncu Paşa’dan.

Başbakan: Bekir Bey nereden aldıysa yanlış almış.

Korg. Bekir Kalyoncu: RTÜK’ten aldım.

Başbakan: Sıkıntı zaten orada

Genkur. Başkanı: Bu rapor TESEV’in bunun bilimsel bir tarafı yok.

Başbakan: Kendisinin tarikat şeyhi apaçık belli olan, sakalı olan bir kişinin başkanlığını yaptığı partiye karşı bir uygulama yapıldı mı?

KKK: Biz hukuk devleti diyoruz. Siz tavır alırsanız birileri etkilenir.

Başbakan: Savcılar niçin müdahale etmiyorlar.

HKK: Hukuk devletinde savcı yasa neyse onu yapar. Siz hangi kanunu çıkarırsanız savcı onu uygular.

Başbakan: Sayın Cömert! Yoruma göre değişiyor.

HKK: Biz hukuk sistemini de suçlamayalım.

Başbakan: Ama şunu da bileceğiz. Hukuk matematik değildir. Bana şeytan diyorlar. Bütün bunlara rağmen savcılık birşey yapmıyor.

HKK: Bizim her söylediğimize siz karşı çıkıyorsunuz.

Başbakan: Dinle! Ben bu kurulun başkanıyım. Siz üye olarak benim sizinle aynı şeyi düşünmediğimi söylüyorsunuz. Ben de başkan olarak kendi düşüncemi söylüyorum.

HKK: Açık olarak söylüyorum. İktidarınızda öyle şeyler yaşanıyor ki büyük değişimler var ülkemizde. Okullar, TV’ler din ağırlıklı. TRT dini yayınlar yapıyor.

Başbakan: Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz. Nerede yaşanıyor bunlar.

HKK: TRT 2’de her sabah dini program yayınlanıyor. Bir milli Eğitim Bakanlığı var ki bütün meselesi İHL, dini konular vesaire vesaire.

Başbakan: Katılmıyorum.

HKK: MEB’in o kadar sorunu varken Millilikten uzaklaştırılan bir eğitim sistemi var. Kısacası, hükümet başı olarak partinizin hassas olması, üniter devlet yapısına sahip çıkmasını istiyoruz. Ümmetçi yaklaşım sergiliyorsunuz.

Başbakan: Dinle o zaman beni. Siz başka bir dünyada yaşıyorsunuz. Size birileri birşeyler getiriyor, onlarla konuşuyorsunuz. Biz okullara bilişim teknolojilerini getiriyoruz. Doğuda, Güneydoğu’da şunları şunları yapıyoruz. Tabii siz oralarda fazla dolaşmıyorsunuz. Siz bunları takip etmiyorsunuz.

2006’DAKİ TARTIŞMA

Tartışmanın yaşandığı dönem Yaşar Büyükanıt Kara Kuvvetleri Komutanı, Faruk Cömert ise Hava Kuvvetleri komutanıydı. İddiaya göre aynı toplantıda askerler DTP’li başkanlardan rahatsızlıklarını da dile getirdi.


‘İlhan Bey, 9 Mart’ı iyi ki yapamadınız!’

Ek klasörlerdeki notlara göre 1 Ekim 1999’da Mustafa Balbay, İlhan Selçuk, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ve MİT Müsteşar Yardımcısı Miktad Alpay yemek yiyor. Yemeğin bir anında Atasagun, 1970’lerde İlhan Selçuk’a bir anısını anlatıyor: “Erenköy’de bir gece nöbetçiyim. Sizi bir odada tutuyorlar. Gözleriniz bağlı. Sanıyorum yatağa da hiç olmayacak biçimde bağlı tutuyorlar. ’Buna gerek yok’dedim. Çözdüler, siz bir ilaç istediniz, verdim.”

Bu konuşma sırasında Miktad Alpay söze giriyor: “İlhan bey, eğer 9 Mart kazansaydı bir de 10 Mart olacaktı. Çünkü siz de kendi içinizde parçalıydınız. İçinizde Kemalizmi daha ileri götürmek isteyenler vardı, Marksist - Leninist kişiler de vardı. Kazanınca bir de kendi içlerinde kavga edeceklerdi. İyi ki kazanmadınız diyorum ben.”

9 Mart 1971’de Celal Madanoğlu, Doğan Avcıoğlu gibi isimlerin önderliğinde sol bir darbe planlanmış ancak başarısız olmuştu.

Haberin Devamı