Gazete Vatan Logo

Erdoğan'dan önemli açıklamalar!

Başbakan Erdoğan, dün akşam NTV ve Star TV’den ortak yayınlanan ”Başbakan Erdoğan ile Özel” adlı programda soruları yanıtladı

Erdoğan'dan önemli açıklamalar!

Başbakan, Balyoz davasıyla ilgili ‘Türkiye’de balyoz yok muydu’ sorusuna yanıt verirken “CD’leri dinliyorum şoke oluyorum. YAŞ toplantılarında beraber olduğumuz arkadaş. İnanın dinlemesem inanmayacağım” dedi.

Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle:

OSLO’YA DA İMRALI’YA DA GÖNDERDİM

(”Oslo görüşmeleri devam edebilir ya da İmralı’yla görüşülebilir yaklaşımı siyaseten ciddi bir risk anlamına da geliyor” hatırlatması üzerine) Siyasette bizler zaten bu riski alarak yola çıktık. Birçok enstrümanlar var ki burada bu enstrümanları bir risk olarak görecek ve buna katlanacaksınız. Bizler bir başbakan olarak ben arkadaşlarımı daha önce Emre Taner döneminde de İmralı’ya gönderdim. Aynı şekilde Oslo’ya gönderdim. Daha sonra Hakan Bey döneminde de bu adımları İmralı’da da, Oslo’da da attık. Ve şu anda da bu bir enstrümandır elimizde, bunu gerekli gördüğümüz anda yaparız. İmralı için de yaparız, Oslo için de yaparız. Bu konuda da en önemli enstrümanımız Milli İstihbarat Teşkilatımızdır.”

Erdoğandan önemli açıklamalar

İSTİHBARAT TEŞKİLATI YAPAR

Şu anda da böyle bir sıkıntı ile iç içe olan Türkiye’nin istihbarat teşkilatı şüphesiz ki burada kimlerle bu işin çözümü için eğer bir görüş alışverişinde bulunacaksa bunu yapar. Şu anda bizim de Milli İstihbarat Teşkilatımız bu noktada ne zaman, bunun tabii zamanlaması çok önemli, böyle bir adım atılması gerekirse bu adımı atabilir. ’Taymingi’ önemlidir ve bu adımı yeri geldiği zaman da atarız.

Erdoğandan önemli açıklamalar

OSLO’DAKİ SAMİMİYETSİZLİK

(Oslo sürecinde neden masadan kalkıldığı sorusuna, ”Bir samimiyetsizlik gördük. O nedenle kalktık” yanıtı verdiği hatırlatılarak, bu samimiyetsizliğin ne olduğunun sorulması üzerine) Oslo ile ilgili süreçte samimiyetsiz davranma dediğim olay şuydu: Burada yapılan görüşmeler olmuştu ama bu görüşmelerin daha sonra belli medya gruplarına servis edildiğini gördük. Burada eğer biz, istihbarat teşkilatımız özel görüşmeler yapıyorsa bu görüşmeleri ’belge’ diye servis etmek en önemli yanlıştır. Yargı da bunu değerlendirme sürecine girmiştir. Nereden alarak? Medyadan alarak. Medya burada samimi davranmış mıdır? Medya da samimi davranmamıştır. Çünkü böyle bir sürecin içerisine medyanın bu şekilde atlaması, girmesi bu ülkenin geleceği için, terörle mücadelede bu ülkenin çıkarları için iyi olmamıştır. Bunu ben doğrusu çok çok yanlış buldum. Biz burada bu samimiyetsizliği, bu servisin yapılmasını doğru bulmadığımız için bu adımı bu şekilde attık. Yoksa MİT adayla, Oslo ile ilgili bu noktadaki görüşmelerini çok açık, net, samimi bir şekilde ortaya koymuştur.”

Erdoğandan önemli açıklamalar

BUGÜN DE YAPARIM YARIN DA

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ben göreve getirdim ve görüşmelere de ben gönderdim. O zaman beni hesaba çekin. Niçin kalkıp da siz müsteşarımı alıyorsunuz? Onun üzerinden hareket ediyorsunuz? Burada bir, dürüst davranılmasının gereğini istiyorum. İki, yargının buradaki seçtiği yöntemi doğru bulmadım. Ve bununla ilgili olarak da o anda atılan adımların öncelikleri itibariyle yanlış olduğunu gördüğüm için de bu çıkışımı o gün yaptım. Bugün de yaparım, yarın da yaparım.

SİYASİ UZANTILARLA GÖRÜŞMEM

(“Selahattin Demirtaş istese bu randevuyu verir misiniz?” sorusu üzerine) O ayrı bir konu. Terörle kim iç içe, bu önemli. Yani terörle iç içe olanla neyi konuşacağız? Bir yurtdışı seyahatinden gelirken ’terör örgütüyle mücadele ama siyasi uzantılarıyla müzakere’ dedim. Aynı noktada nasıl olayım? Bakıyorsunuz bu partinin 9 milletvekili teröristlerle kucaklaşıyor, sarmaş dolaş öpüşüyorlar, yanak yanağa. Bir taraftan da bizimle görüşme... Nasıl olacak da ben teröristle yanak yanağa olan, onunla sarmaş dolaş olan bir eş başkanla konuşacağım? Ben bununla konuştuğum zaman bu ülkedeki şehit anneleri, bu ağlayan analar, bir başbakan olarak beni onlarla böyle masada gördüğü zaman onlar ne der? Kusura bakmayın, bir tane şehit annesinin gözyaşını bunların hiçbirine değişemem.

ALMANYA-FRANSA ÇÖZMEMİZİ İSTEMİYOR

Terör sorununun çözülmesini istemeyen ülkeler var. Birinci derecede Batılı ülkeler bu sorunun çözümünü istemiyor. Almanya istemiyor, Fransa istemiyor. Bize yardımcı olmuyorlar bu konuda. Tam aksine ülkelerinde terörist başlarına cirit attırıyor. İskandinav ülkeleri bu işe tam manasıyla yataklık yapıyor. Onlara, bunu yüzlerine söylediğim için çok açık, net burada da söylüyorum.

AK PARTİ, TSK’YA HİÇ KARŞI OLMADI

AK Parti iktidarında geçen 10 yıl içinde hükümetle TSK arasındaki ilişki sürecinin anımsatılarak “Ne değişti, AK Parti mi asker mi?” sorusu üzerine) AK Parti-TSK ilişkileri olarak değerlendirirseniz, bu bir normalleşme sürecidir. AK Parti hiçbir zaman Silahlı Kuvvetler’e karşı olmamış ki tam aksine Silahlı Kuvvetler’i sahiplenmiştir. Ben her zaman Silahlı Kuvvetler’e ’peygamber ocağı’ olarak bakmışımdır, böyle değerlendirmişimdir. Fakat burada zaman içinde maalesef arzu edilmeyen bazı şeyler olmuş. Ordumuzu yönetenlerin yaklaşımlarında bu noktada bazı yanlışlar olmuştur. Şimdi bu yanlışlar giderildikçe millet nezdinde ordu-millet kaynaşması çok daha ilerilere gidecektir. Şimdi ben böyle bir normalleşme sürecini görüyorum ve bu normalleşme süreci inanıyorum ki ordumuzun gücünü daha da artıracaktır.

GENELKURMAY BAŞKANLARIYLA İYİ ÇALIŞTIM

(”Emekli Or. Aytaç Yalman ve eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün, Balyoz Planı’ndan haberdarsa neden komutanları görevden almadı, soruşturma başlatmadı” sorusu üzerine) Yargı bu paşalarımızı da dinledi. Hilmi Paşamızın durumu malum, 4 yıl Genelkurmay Başkanlığı yaptı ve ben, Hilmi Paşamızla gayet iyi çalıştım. Ben, genelkurmay başkanlarının hepsiyle iyi çalıştım. Yaşar Paşa ile de aramızda zaman zaman sıkıntılar olmadı değil, oldu. İlker Paşa ile de aynı şekilde. Muhatapları bu işin zaten genelkurmay başkanlarımızın kendileriydi, görüşmeleri gerekenle zaten görüşmeleri yargı yaptı. Belki bundan sonra da süreç içinde çağıracakları olur mu, olmaz mı bunu bilemem.

TEKKEYE DERVİŞ ARAMAYACAKSIN

(“Kongrede yeni yönetim şekillenirken neye bakılacak, kriter ne olacak, liyakat mı olacak vizyon mu olacak?” sorusu üzerine) Birinci derecede tabii ehliyet ve liyakat. Ehliyet ve liyakati yok. Sadakat! Olmaz. Benim bir hocamın çok güzel bir ifadesi vardı. ’Oğlum’ derdi, ’Siyasette tekkeye derviş aramayacaksın. Bu işi yapacak ehil insan arayacaksın’. Şimdi olaya böyle bakarsak hocamın dediği gibi o zaman doğru istikametteyiz. Ama tekkeye derviş ararsak o zaman siyaseti yapamaz.

SEÇİMLER BİRLEŞMEYECEK

(Cumhurbaşkanlığı seçimiyle genel seçimleri birleştirmeyi düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine) Hayır öyle bir düşüncemiz yok. Şu anda gündemimizde böyle bir şey yok. Çünkü bizim her zaman söylediğimiz şey nedir? Vaktinde seçimleri yapmak.

MAHKUMLARA EŞLERİYLE 24 SAAT GÖRÜŞME

(Balyoz’da babalıktan, kocalıktan men kararının hatırlatılması üzerine) Burada da babalıktan, kocalıktan men falan söz konusu değil. Burada herkes normal olarak görüşme şeyi neyse, aynı şekilde buradaki ziyaretlerini yapacaktır. Hatta, ben size yeni bir şey söyleyeceğim. Belki bunu magazin olarak değerlendireceksiniz. Nasip olursa, bu yeni dönemde, Pazar günü açıklayacağım şeylerden bir tanesi budur, o da şu; içerideki mahkumlarla ilgili olarak, belki buna tutukluyu da katacağız. Görüşmelerde belli sürelerde eşler birbirleriyle, diyelim ki 24 saat, cezaevi dışında belli yerlerde hazırlanmış odalarda görüşebilecekler. Türkiye’de böyle bir uygulama yok, ilk defa bu uygulamayı biz başlatacağız. Yani eşiyle bir araya gelme imkanını vereceğiz ki aile görüşmesi olarak böyle bir adımı atacağız. Bu ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olanlar için bile geçerli olabilecek, yeter ki o süre içinde onlar, oradaki şartlara uygun hareket etmiş olsun. Oradaki ağlama vesaire bunların hepsi anlık, oradaki verilen kararın neticesindeki tablolardır, doğaldır, duyguların dışa vurulmasıdır. Bunu o şekilde değerlendiriyorum.

DÜNYADAKİ UYGULAMALAR

- ABD: Birçok eyaletteki orta ve daha düşük güvenlik seviyesindeki hapishanelerde eş ziyareti uygulaması yapılıyor. Bu haktan yararlanabilecek mahkumların, son altı ay içinde hapishanede hiçbir şiddet ya da suç olayına karışmaması gerekiyor.

- İSKOÇYA: Eş ziyareti uygulaması yok ancak aile 9 saatlik uzun ziyarette bulunabiliyor.

- DANİMARKA: Özel apartman daireleri bulunuyor. 8 yıldan fazla hapis cezası bulunan mahkumlar, eşleriyle 47 saatlik ziyaret haklarını buralarda kullanabiliyor.

- İSPANYA: Mahkumlar her ay düzenli olarak eşleri tarafından ziyaret edilebiliyor. Ayrıca mahkumlar aile fertleri ve arkadaşlarını da hapishaneye çağırabiliyor.

- FRANSA: Genellikle eş ziyaretleri, hapishane dışındaki apartman dairelerinde yapılıyor.

- RUSYA: 2001’deki kanuni düzenlemeden beri, iyi hal gösteren mahkumlara yakınlarını görebilmeleri için 18 gün izin veriliyor.

- KÜBA: Mahkumların yılda 4 kez eş ziyareti hakkı var.

- BREZİLYA: Eş ziyaretleri haftada bir gün yapılabiliyor. Ziyaret için resmi nikah şart değil.

- MEKSİKA: Hapishanedeki özel hücrelerde eş ziyaretleri gerçekleştiriliyor.

- MISIR ve SUUDİ ARABİSTAN: Eş ziyaretinin uygulaması yapılıyor.


AKP PARTİ % 52.1, CHP % 24.2 Önümde 5 firmanın anket sonuçları var. Bu anketlerin ortalamasına göre AK Parti yüzde 52,1’de, CHP 24,2’de, MHP 13,3 ve BDP de 6,2’de gözüküyor.

DOĞALGAZ ZAMMI EKİMDE

Doğalgaza ekim başında yüzde 10-15 oranında zam yapılacak. Başka dayapılmayak.

Kılıçdaroğlu’na ‘hain’ davası

TAZMİNAT ÖDEMEKTEN BIKMADI

(CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Wikileaks belgelerine dayanan iddiasının sorulması üzerine) Siz inanıyor musunuz buna. Bunların hepsi palavra. Ben, Kılıçdaroğlu’ndan tazminat almaktan bıktım ama o tazminat ödemekten bıkmadı. Bakın bu da yargıya gidecek çünkü kullandığı bir ifade var ’hain’. Bir siyasetçi bu ülkenin başbakanına ’hain’ diyemez ve bu ülkenin başbakanlığına gelmiş olan bir insan kalkıp da bu ülkenin malını, mülkünü şusunu busunu bu tür basit şeyler karşılığında asla satamaz. İktidara geldiğimizde 236 milyar dolar olan milli geliri, 2011 sonu itibariyle 772 milyar dolara çıkardık. Nasıl oluyor da biz böyle ucuz şeyler karşılığında ’burada kalalım, bilmem ne yapalım, sen bize sahip çık ey Amerika’ deyip de bunun karşılığında böyle bir şeyi vermiş olacağız. Bunu şimdi bizzat ispatlaması lazım. Eline Wikileaks’le ilgili bir palavra afedersiniz bir kitap verilmiş, bundan okuyacaksın. Buradan kalkıp Erdoğan ve ekibini suçlayacaksın. Kurmaylarıma, gerekli davanın açılması için talimatı verdim. Benim Kayseri Belediye Başkanıma takıldı. Şu anda belediye başkanım da ondan bol bol tazminat alıp orada vatandaşa sucuk yediriyor. Siyaseti öğrenemedi. Yeni döneme böyle girilsin istemedik ama bu (Kılıçdaroğlu) öyle giriyor. Bununla mı biz terörle mücadele edeceğiz. Çok yanlış oynuyor, çok yanlış gidiyor. Eğer siyaseti böyle başarabileceğini zannediyorsa bu millet hiçbir zaman bunları iktidar yapmaz.

CD’den dinledim şoke oldum

AVUKATLAR DAVAYI PROVOKE ETTİ

Balyoz davası sürecini Adalet Bakanlığı vasıtasıyla takip ettim. Avukatlar ve bazı sanıklar zaman zaman mahkemeye gelmeyerek, mahkeme heyetini hakaretlerle tahrik ederek, davayı provoke etti. Bütün bunlara rağmen bu kadar zaman içinde bitmesini bile ben başarılı buluyorum. Ben, gerekçesini görmeden burada bir değerlendirme noktasında değilim. Şu anda, anayasanın amir hükmü gereğince bu konuda adil mi, adil değil mi bunu söyleyemem. Davaya ilişkin Yargıtay süreci var. Yargıtay’ın vereceği karar nedir? Onu bilemiyoruz. İade mi eder, yoksa orada kendisi verdiği kararla birincil mahkemenin kararını aynı şekilde onaylar, onu da bilemiyor. O da son değil, ondan sonra Dava Daireleri’ne gidebilir. Bütün bu değerlendirmeler neticesinde, biz hakkaniyete uygun bir kararın Yargıtay’dan çıkmasını bekleriz. Bu ne olur? Onu ancak Yargıtay kararını verdikten sonra göreceğiz. Bizim baştan beri söylediğimiz şey şuydu; Türk Silahlı Kuvvetleri’nden içeri alınan muvazzaf kadronun tutuksuz yargılanması benim başından itibaren temennimdi ama kararı bu şekilde verdiler, bu şekilde yürütüldü. Bu süreci artık Yargıtay’da takip edip temennim, hakkaniyete uygun bir netice çıksın.

BİR ŞİİR OKUDUĞUM İÇİN ALINDIM 28 ŞUBAT’I YAŞADIM

Ben özellikle 28 Şubat’ı yaşadım, 28 Şubat öncesini de yaşadım, o da öğrencilik yıllarımız, 12 Eylül. 28 Şubat’a baktığımız zaman, ben belediye başkanlığından alındığımda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Talim Terbiye Kurulu’nun bir şiirini okuduğum için alınıyorum. Bunun bedelini ödemiş birisiyim. Şimdi ise CD’leri dinliyorum şok oluyor. YAŞ toplantılarında beraber olduğumuz bir arkadaş, yolculuklarımızın olduğu bir arkadaş. Ben bunu CD’-den, sesinden dinleyince, inanın o CD’yi dinlemesem inanmayacağım ama CD’yi dinleyince şoklara giriyorum, ’nasıl olur bu’ diyorum, ’nasıl böyle bir şey oluyor’ diyorum. İlk defa bir sivil mahkemede böyle bir sürecin olması aslında Türk demokrasisi adına çok önemli. Türkiye bir değişimi, dönüşümü demokrasi adına yaşıyor. Bundan dolayı şu anda aleyhte bazı kampanya yürütenler ki bana göre çok cılız bir kampanya bu.

Saygun'u mu kastetti?

Erdoğan'ın bu açıklamayla 2007'de birlikte ABD'ye gittiği Ergin Saygun'u kastettiği iddia edildi. 2003'te 3. Kolordu Komutanı olan Saygun, darbe provası yapıldığı öne sürülen plan seminerde bir sunum yapmıştı.

Haberin Devamı