Gazete Vatan Logo

Erdoğan'dan Hollanda Başbakanı'na sert yanıt: Sen önce...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atv ve A Haber ortak yayınında gündemde dair önemli açıklamalarda bulundu. Hollanda'da yaşanan skandala değinen Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte'ye " Hollanda diyor ki, bu ülkenin patronu biziz. Sen demokrasiyi anlayamamışsın. Önce demokrasiyi öğren." dedi.

Erdoğan'dan Hollanda Başbakanı'na sert yanıt: Sen önce...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

MİLLETVEKİLİ SAYISI

Temsilde adaleti sağlamak için AB ülkelerde nasıl yapılıyor araştırdık. 103 bin seçmene bir milletvekili düşüyor. Almanya, İtalya gibi ülkelerde bu sayı çok daha düşük. Böyle bir tabloda 600 milletvekili fazla demek, dünyayı takip etmemek demek.

'ÇOK AYIP OLUYOR'

Milletvekili seçilme yaşının 25'ten 18'e i,ndirilmesi olayıdır. burada geçlerimize çok büyük hakaretler edildi. Çok ayıp oluyor. 18 yaş olayı sadece benim ülkem erkekleri için geçerli değil ki . Kızlarımız için de geçerli. Kaldı ki parlamentoda görev yapmak askerlikten daha aşağı değil. Şu anda 18-25 yaş arası 7 milyon genç var ülkemizde. Kalite sürekli yükseliyor. Bu kaliteyi yok sayamayız. Gözden kaçırdıları şu. İki yıl sonra emekli olmuyor. Milleti aldatma. 65 yaşı beklemek zorunda. 65'ine geldiği zman emekli oldupunda ondan sıonra vekil sıfatıyla emekli olma hakkı kazanacaktır.

'BU BİR FESİH DEĞİLDİR'

"Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimi ile meclis seçimi 5 yılda bir yapılacak. Bu zat ( Kılıçdaroğlu) nediyor? Meclis'in yetkisi kalmayacak diyor. Böyle bir şey yok ya. Cumhurbaşkanı eğer seçimlerin yenilenmesi talebinde bulunursa bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de yenilenmesi gerekecektir. Bu bir fesih değildir. Bunun oranı 5'te 3. Meclis bu orana ulaştığı takdirde seçimler yenilenir. Anayasa düzenlemesi tabi ki farklı ve zor olacak . Bu çocuk oyuncağı değil. Şimdi seçim 5 yılda bir yapılıyor. Seçim günü geldiğinde 100 bin kişi ile halk aday gösterebilir. Vatandaşın bu hakkı yoktu. Artık var. Sadece partilerin tasarrufunda olmayacak. Zaten 5 yılda bir olacağı için her şey yerli yerinde olacak."

Haberin Devamı

KHK ÇIKARMA YETKİSİ VE GÜVENOYU

Güvenoyu hep iktidarları tehdit etmiştir. Şimdi böyle bir şey olmaycak. Çok daha rahat yürüyebilecekler. Güvenoyu oylamasını beş yılda bir halk yapacak. Bu yürüyen bir sistemi yavaşlatmaktır. Gen sorularla bunalan hükümet artık sabahlara kadar o kanunu çıkarmak için çalışıyor. Neden dolayı? İşte bu gensorularla kaybedilen zamanı telefi etmek için. Ama artık bunlardan kurtuluyoruz.

Haberin Devamı

'ÜLKEMİN PATRONU MİLETTİR'

Hollanda diyor ki, bu ülkenin patronu biziz diyor, benim resmimin üzerine çarpı işareti koymuş. Benim ülkemin patronu millettir. Sen demokrasiyi anlayamamışsın. Önce demokrasiyi öğren. Patron benim demek, milletine saygısızlıktır. Biz bu ülkede hiçbir zaman patron olmadık, efendi de olmadık Rutte, bunu öğren. Biz yola çıkarken bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olamaya geldik dedik.

'7 SEÇİM KAYBETTİN HALA...'

Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı birleştiriliyor. Sadece cumhurbaşkanı olacak. Ve bir ve ya iki tane yardımcısı olacak. Bunlar da dışarıdan gelecek. Kılıçdaroğlu dersini çalışmamış. Yönetimde çok başlılık, çok tehlikelidir. Bu kalkacak. Bu dinlediğimiz tablo ana muhalafet partisi başkanının ağzından duymayı arzu ettiğimiz bir şey değildi. Yatıp kalkıp tek adam da tek adam. Hep burdan girdiler. Ya tek adam varsda bu ülkede bu sensin ya. 7 seçim kaybettin hala işin başındasın. Ama millete gittin mi bir şey yapamıyor. Batı'da 2 seçim kaybetsen partinin başımnda durmuyor ya. Böyle liderler tanıdım. ama bu kişiyi anlamak mümkün değil.

Haberin Devamı

'O MAKAMDA KALAMAZSIN'

Artık her işlem cumhurbaşkanına sorumluluk yükleyecek. Yeni süreçte sorumluluk noktasında daha sıkıntılı bir süreç başlayacak. Artık milletin adamlığı var, tek adamlık yok. Millet sahipleniyorsa eyvallah. Sahiplenmiyorsa o makamda kalamazsın. Bir diğer mesele ve bunun üzerinde farklı durulmasım lazım.

Şu an hala Bakanlar Kurulu yetkisi elinde olan OHAL cumhurbaşkanına veriliyor. Bakın biz OHAL'i niye ilan ettik? 15 Temmuz'u yaşayan ve 249 şehit veren ülkemizde niye bunu ilan ettik? Çünkü bu FETÖ'yü kimlere nereden idare ediyor bütün bunları bulamamız lazımdı. Mevcut yasayla olmaz. Bu yüzden OHAL ilan ettik. Bakın Hollanda'da belediye bir kaç saat içinde OHAL ilan etti. Niye? Benim bakanımı nasıl sınır dışı edecek? Ve ahala AB'den bir ses çıkmıyor. Ama biz darbe sebeiyle OHAL ilan ediyoruz hepsi endişeli. Ziayerete geliyorlar. Ya bu OHAL'i ne zaman kaldırıyorsunuz? diye soruyorlar. Biz ne zaman darbe girişimini neticeye kavuşturursak o zaman kaldıracağız. Tabi bu yeni sürece girildiğinde aynen yine bu tür kararlar alınsa dahi karar meclis onayına gidecek. Böyle bir süreç var. Artık askeri mahkemelerin baktığı olaylara da askeri mahkemeler bakacak. Böyler bir sürecin içine giriyoruz. Bunula birlikte tabi askeri ve sivil mahkeme çiftbaşlılığı ortadan kalkacak.

Haberin Devamı

Berlin'in ortasında çadır kurup para topluyorlar. Sen diyor Kürtsün o zaman bize destek vereceksin. Vatandaşlarıma sesleniyorum. Hayır demek terör örgütlerine destek vermektir. Kandil, İmralı hepsi hayır diyor. Hayır demek bunlarla beraber yürümektir. Hayırcılar ve terör aynı safta. 5'te 3 çoğunlukla meclis HSYK'ya 7 üye seçiyor. 4 üyeyi de cumhurbaşkanı seçiyor. Hani meclis işlevini yitiriyordu. Kılıçdaroğlu ayıp ya.

BU SİSTEMİN ÖZELLİKLERİ NELER?

Cumhurbaşkanının tek yetkisi var kanun noktasında. Bütçe, ona da meclis onayı lazım. Meclis onaylamazsa geçmez. Cumhurbaşkanlığı sisteminin özellikleri nelerdir? Hükümeti seçme yetkisi doğrudan millete ait. Ama o zaten sizin yetkileriniz elinden alınıyor diyor. İstikrar ve güven bir ülkede olursa o ülke süratle kalkınır. Bu düzenlemede milli irade esastır. Dinamik ve dönüşümcü bir modele kavuşuyoruz. İşleri, karar alma süreçleri çok çok seri olacak. Börokratik oligarşide biz çok çektik. Başkanlık sisteminde bu oluşamaycak. O fırsatı bulamayacak. Çünkü bir defa reformların süretle hayata geçirilme şansını yakalıyoruz. Şu an böyle bir şey mümkün değil. Bundan sonra böyle derdimiz yok. Adil ve rekabetçi bir sistem.

Cumhurbaşkanının dikkat etmesi lazım. İstişarenin çok iyi çalışması lazım. Adil olması lazım. Topumsal uzlaşma zemini genişler. Mecliste de millette de. Bunun için halkıyla kucaklaşan bir iktidar anlayışı en büyük hedefimiz. Cumhurbaşkanının hem siyasi hem cezai sorumluluğu var. Bu da cuımhurbaşkanını kendisine çeki düzen vermesini gerektirir. Bu sistemde güçlü liderler gelecek. Yasama ve yürütme arasında denge sistemi olacak. Güvenoyunun kaynağı doğrudan halk. Ne zaman 5 yılın sosnunda. Halk kararını verecek ve sen artık gidicisin diyecek. Yasamanın yürütme üzerinde ki denetimi daha etkili. Kanun teklif etme yetkisi sadece yasamaya ait. Kabinede herhangi bir kişinin kanun yetkisi yok. Kararname kanunun üzerinde değil. Eğer o konu hakkında yasama organının çıkarmış olduğu bir kanun varsa bu kararnamenin üzerindedir. Vesayet ve darbe girişimlerini engeller. Burada tek vesayet sahibi millettir. Ve ben inanıyorum ki cumhurbaşkanı ile milletin birleşmesi farlı ve güçlü olacaktır. partili cumhurbaşkanı realiteye uygundur. Geçmişte bunları gördük. Gazi Musatafa Kemal Atatürk partili cumhurbaşkanıydı.. Bunlar niye onalrı rahatsız etmiyor. Bunları da görmemeiz lazım. Kim olursa olsun hangi cumhurbaşkanı olursa olsun. Bizim cumhurbaşkanı olarak milletin hizmetinde olmamız lazım. Ben il il dolaşıyorum Sürekli ülkemin lehinde daha neler kazanabilriz. Sürekli bunun gayreti içerisindeyiz. Ve bu 'Evet'le olur. 'Hayır'la olmaz. Çünkü hayırcıların dikili bir ağacı yok. Hayır diyenler kim FETÖ terör örgütü. Hala kalkıyor 'Yenikapı ruhunu ben temsil ediyorum diyor. İşleri güçleri yalan ya bunların. Bunlar doğru konuşmazlar.

'GENÇLER SİYASETE KALİTE KATACAK'

Cumhurbaşkanı anayasaya ters bir kararname çıkaramaz. Ayrıca yasama organına da uygun olmalı. Ben ülkemi adeta bir şirket yönetimi anlayışıyla yönetmek istiyorum derdim. Niye, işte hızla yürümek için. Süratle karar almak için. Dünyada görüyorum 25 yaşında adam bakan olmuş. O ülkelerde oluyor da bizim ülkemizde niye olmasın. Ecdadımız Fatih 21 yaşında çağ kapatıp, çağ açtı. Biz onların torunlarıyız ya. Niye yapamayalım. Siyasi, sosyal hayatta rekabet gelecek Güveniyoruz. Gençler siyasete kalite katacak.

'MÜNBİÇ YAKINLARINDA BAZI KÖYLERİ ALDIK'

Son dönemde terörle mücadelede çok farklı bir konuma geldik. Bunlar bitişik nizam evlerde tünellerle evleri birbirine bağladılar. Mardin'de yer atında bin 500 kişinin sığınabileceği şehir gibi bir yapı vardı. Ben askerimizin, polisimizin, korucularımızın alnından öpüyorum. Şu son bir kaç ayda akla hayale gelmez operasonlar yaptılar. Ümit ediyorum Münbiç'te de bu YPG orayı terk eder ve yerkli halkı oraya yerleşir. Biz artık mücadele konusunda hem masada hem sahada varız. İşte başkanlık sistemiyle bunları çok daha hızlı yapacağız. PYD/YPG'nin özerklik ilanı tamamiyle hikaye. Türkiye'nin izini olmadan adım atamazlar. Münbiç kenarında bazı köyleri almak aldık. Devam ediyoruz.

'ALMANYA TERÖRE DESTEK VERİYOR'

AB ülkelerinin hepsini aynı kefeye koymak istemiyorum ama bazıları Türkiye'nin bu yükselişini çekemiyor. Almanya çok açık bir şekilde terör örgütlerine destek veriyor. İstediğin kadar sen Hollanda'nın yanında yer al. Sayın Merkel sen teröristlere destek veriyorsun. 4 bin 500 dosya elinde ve sen bunun hesabını veremiyorsun. Senin devlet televizyonun 'hayır' için yayın yapıyor. İşte sen busun. Avrupa'daki vatandaşalarıma sesleniyorum. Türkiye sevdalısı kim varsa desteklerinizi onlara verin. Viyana sözleşmesi bunların faşistlikleridir. Bunların Viyana Sözleşmesi anlayışı budur. Bunlar yeni nazi akımıdır. 32 vatandaşımız Hollanda 'da yaralandı bunların yedisinin durumu ağır. Ve Merkel'de Holanda'nın yanında yer alıyor. Sana yazıklar olsun ya. Demek ki sende onlarla aynı kafadasın. Türkiye artık güçlenen bir ülke. Onları çıldırtan da bu zaten. Bu kadar güçlenemezsin diyorlar. Ama güçleneceğiz. Bu iki partiye kesinlikle oy vermemeleri lazım. Evet için bakanıma onay vermeyenler Barolar Birliği Başkanı'na izin veriyor. İşte bakın kimler bize nasıl saldırıyor. Ben inanıyorum ki milli düşünen vatandaşlarım 16 Nisan'da evet demek suretiyle gerekli cevabı verecektir.

Hollanda'da ki vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bana 15 Temmuz'u hatırlattılar. Oradaki vatandaşım bakanlarıyla yan yana ve ya yüzyüze olamanın da sıkıntısını çektiler. Çünkü ayrı sokaklardaydılar. Ama Fatma Hanım seslerini duyuyor. Buna rağmen kendileri ile mutabakatı sağladığımızda artık saat 4-4,5 gibi ablasıyla beraber alıyor kendsini iki tane goril. Ve o iki goril kendilerini götürüyor. 1 buçuk saatte karakolda bekletiyorlar. Ondan sonra yola çıkıyorlar. Ben inanıyorum ki vatandalımın oradaki duruşu batıya çok iyi bir emsaldir. Yani bugün orada yarın balka bir yerde.

'İLİŞKİLER GÖZDEN GEÇİRİLECEK'

AB ile ilişkileri gözden geçirme gündemde. Ama şimdi hedef 16 Nisan. Avrupa hala bizi oyalamaya devam ediyor. Malta'nın dönem başkanlığında da maalesef taktik aynı. Mülteciler konusunda verdikleri sözler vardı. Ortada bir şey yok. Vizelerin kaldırılması meselesinde de oyalama taktikleri devam ediyor. Bunlar dürüst değil, samimi değil. Vize meselesi 2016 sonuna kadar bitecekti ama bitmedi.

'HEDEFİMİZ TÜRKİYE'NİN İLK 10 ÜLKE İÇİNDE OLMASI'

Bu ülkenin rejim tartışmaları 1923'te son buldu. Bu sadece bir yönetim sistemidir. Rejim değil sistem değişiyor. Bu sistem hep koalisyonları getirmiştir. Ve ülkeyi getirdiği durum ortadadır. Başkanlık sisteminin olduğu ülkelere baktığımız zaman bir başarı görüyoruz. Sistem takır takır çalışan bir sistem olduğunda ve iyi de bir yönetici olduğunda ülke sıçrama yapar. Güven ve istkrar. Güven olmadan istikrar olmaz. Öyle bir sistem olacak ki güveni yakalayalım. İnşallah Türkiye'yi 2023'te ilk on ülke arasına sokacağız. Hedefimiz bu. En az kişi başı milli geliri 15 bin dolara getirmemiz lazım.

KILIÇDAROĞLU'NUN SÖZLERİNE YANIT

Milletime şunu hatırlatmak istiyorum. Kılıçdaroğlu BM'nin adresini bilmiyor. Bildiği zaman orada nasıl konuşulacağını bilir. Kılıçdaroğlu'nun küçümsediği milletin evine 16 bine yakın muhtarım geldi. 'Ben ayağınıza geldim o ayağına çağırıyor' diyor. Ben ayağıma çağırmıyorum. Türk milleti adına sahibi oldukları külliyede ağırlıyorum. BM'de konuşmanın dili başka. İşte bu bunların karakteri. Bu ne demek ya. Orada konuşan Erdoğan'ın, ülkenin halkını kandırmaya hakkı olabilir mi? Burada hangi siyasi mesajları veriyorsam, orada da aynı mesajları vermem lazım. Eğer bunu başaramazsam ne renksiz adamderler. 'Muhtarlara konuşulduğu gibi orada konuşulmaz' diyor. Lafa bak ya. Onlar benim muhtarlarımdan daha mi ileri? Onlar da seçilmiş onlar da seçilmiş.