Gazete Vatan Logo

Erdoğan: Batı ülkelerinin sığınmacı sorunundaki ırkçı tavrı utanç vericidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye krizinin dünyanın kanayan yarası olduğunu belirterek, "Batı ülkelerinin bilhassa sığınmacı sorununda takındıkları güvenlikçi ve hatta ırkçı tavır insanlık adına utanç vericidir." dedi.

Erdoğan: Batı ülkelerinin sığınmacı sorunundaki ırkçı tavrı utanç vericidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin'in Hangcou kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi sonrası Kongre Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Çince "selam, merhaba" anlamında kullanılan "Ni hao" diyerek salondakileri selamlayan Erdoğan, 11. G20 Liderler Zirvesi'nin Çin Halk Cumhuriyeti'nde tamamlandığını söyledi.

G20 toplantılarında, küresel büyümenin uzun vadede sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı bir şekilde devam etmesi için gereken reformların en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, bu çerçevede "inovasyon, makro ekonomik politikaların uyumu" gibi atılması gereken adımlar konusunda görüş alış verişinde bulunduklarını kaydetti.

Türkiye olarak büyümenin G20 ülkeleriyle birlikte tüm dünyaya yayılması ana fikrini içeren kapsayıcılık konusuna özel önem verdiklerine değinen Erdoğan, "Toplantı boyunca her fırsatta gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeleri de gözeten bir kalkınma anlayışıyla hareket etmeleri gerektiğinin altını çizdik." diye konuştu.

Haberin Devamı

Türkiye'nin G20 başkanlığı dönemine dahil ettikleri "kapsayıcılık" ilkesinin Çin'in dönem başkanlığında da benimsenmesini görmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, Hangcou Zirvesi'nde G20 liderleri olarak sürdürülebilir kalkınma için 2030 gündeminin uygulanmasına yönelik bir eylem planını kabul ettiklerini bildirdi.

Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) sorumluluğunda yürüyen bu çalışmaya G20'nin öncülük etmesini olumlu bulduklarını ifade etti.

"Küresel ticaretin güçlendirilmesi hepimizin yararınadır"

Zirvede önemle üzerinde durdukları bir diğer hususun da "Küresel ticaretteki büyümenin güçlendirilmesi" olduğunu belirten Erdoğan, "Küresel ticaretin güçlendirilmesinin hepimizin yararına olduğu açıktır. Bu anlayışla tüm ülkelerin birlikte hareket ederek, küresel ticaretteki durgunluğu aşmanın çarelerini aramalarında fayda görüyoruz. İstihdam, finansal düzenlemeler, altyapı yatırımları, enerji, yolsuzlukla mücadele gibi başlıklar bu zirvede de gündemimizdeki yerini korudu." açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörizm ve mülteci" sorununun Antalya Zirvesi'nde gündeme getirdikleri başlıklar arasında yer aldığını anımsatan Erdoğan, "Aradan geçen bir yıla yakın bir zaman, bizim bu konudaki hassasiyetimizin ve ısrarımızın ne kadar yerinde olduğunu çok açık ve net olarak göstermiştir." dedi.

Mülteci sorunu konusunda iyi bir sınav verilemediğine işaret eden Erdoğan, "Topraklarında 3 milyon Suriyeli ve Iraklıyı şu anda barındıran bir ülke olarak Türkiye, bu konunun en önde gelen muhataplarından biridir ve 3 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken bizim şu ana kadar yaptığımız harcama 12 milyar doların üzerindedir. Bunun yanında STK'larımızın yaptıkları harcamaları da ele aldığımızda 25 milyar dolara ulaşmaktadır." ifadelerini kullandı.

"İnsanlık adına utanç vericidir"

Erdoğan, Antalya Zirvesi'nde tüm liderlere Suriye'de güvenli bölge oluşturulması konusunu gündeme getirdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

"(Bu 95 kilometre uzunluğunda, 40 kilometre kuzeyden güneye olmak üzere bir güvenli bölge oluşturmak suretiyle burada mülteci sorununu çözebiliriz, onları burada iskan edebiliriz) diye ısrarla söyledik. Şimdi bu zirvede de bütün dostlarımıza bu konuyu açtık, kendilerine de bunu söyledik. Hatta sadece o güvenli bölge de değil, aynı zamanda şu anda Türkiye'de değişik vilayetlerde bulunan Suriyeli mültecilerin iskanı ile alakalı çalışmaları da yapmak üzere hükümetimiz faaliyetlerine devam ediyor. Prensipte hemen hiç kimsenin karşı çıkmadığı bu teklifin hayata geçirilmesi konusunda üzüntüyle belirtmeliyim ki hiçbir ülke somut bir adım atmamıştır. Tam tersine Suriye krizi yeni ülkelerin sahaya inmesiyle daha da içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Suriye krizi bir yandan ülke içinde can kayıpları ve terör örgütlerinin faaliyetlerini, diğer yandan da tetiklediği sığınmacı dramıyla dünyanın kanayan yarası olmayı bugün de sürdürüyor.

Haberin Devamı

Batı ülkelerinin, bilhassa sığınmacı sorununda takındıkları güvenlikçi ve hatta ırkçı tavır insanlık adına utanç vericidir. Şu an itibariyle Suriye'de öldürülenlerin sayısı 600 bini aşmıştır. 600 bin insanın öldürüldüğü bir yerde hala katil Esed'in görevinde kalmasını, durmasını savunmak bana öyle geliyor ki insanlık adına bizler için utanç vericidir. Mazlumlara kucaklarını açmaları gereken ülkelerin tam tersine sınırlarını kapatma telaşına girmelerini ibretle seyrediyoruz."

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dönemde bu meselenin külfet paylaşımı ve insani duyarlılıklar konusunda çalışmaktan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, "Türkiye, dışarıdan yardım gelse de gelmese de bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir. Suriye'den gelenlere de Irak'tan gelenlere de din, dil, ırk ayırımı yapmaksızın bu ev sahipliğini yapmaya devam edecektir, devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, "Sorunun temeline inilmeden yani Suriye başta olmak üzere bölgedeki krizler çözülmeden mülteci meselesinin de kalıcı şekilde geride kalması mümkün değildir." dedi.

15 Temmuz'a değindi

Terörizmin her geçen gün yeni biçimlere bürünerek dünyayı tehdit etmeyi sürdürdüğüne dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin 15 Temmuz'da yaşadığı darbe girişiminin bir yönüyle terörizmin ilk defa görülen yeni bir biçimi olduğunu söyledi.
PKK, PYD, YPG ve DAİŞ gibi terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye'nin, 15 Temmuz'da kendi ordusu içine gizlenmiş, askeri üniformaya bürünmüş teröristlerin, milletin vergileriyle alınmış F16'larla, helikopterlerle, tanklar ve toplarla kendi halkını öldürmeye tevessül ettiğini belirten Erdoğan, böyle bir saldırı ve darbe girişimi karşısında her kökenden, her meslekten, her meşrepten, ülkenin her bölgesinden 241 vatandaşın şehit olduğunu, 2 bin 194 vatandaşın yaralandığını bildirdi.
Milletiyle iftihar ettiğini, gurur duyduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"4-5 günlük tatil için ülkemin bir bölgesindeyken bu darbe girişimi olduğunda oradan sadece cep telefonuyla 4 ayrı televizyon kanalından halkıma seslendim. Kendilerini meydanlara, havalimanlarına çağırdım ve 81 vilayetimizde tüm halkımız meydanlara, havalimanlarına yürüdü. Ben havalimanına indiğim anda apronda ve terminal önünde on binlerce insan toplanmış bizi bekliyordu. Onlar F16'lardan, helikopterlerin yağdırdığı mermilerden, üzerlerine gelen tanklardan korkmuyorlardı. Hatta tankların altına kendisini atan gençler, kadınlar vardı. Bundan dolayı parçalanan hanım kardeşlerimiz var. Bu bir demokrasi mücadelesiydi. Bu mücadeleyi onlar çok farklı bir şekilde verdiler ve milletimiz bu darbe girişimini püskürtmek suretiyle ülkemiz, inanıyorum ki dünya demokrasi tarihine yeni sayfalar açacak şekilde bir süreç başlattı."
Şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyen Erdoğan, milletin dirayeti ve cesaretiyle, devletin hızla refleks vermesi sayesinde bastırılan darbe girişiminin terör örgütlerinin cüretlerini ne kadar artırabileceklerinin en çarpıcı örneği olduğunu dile getirdi.
"FETÖ denilen bu örgütün, Türkiye dışında 170 ülkede daha faaliyet gösteren küresel bir şebeke olduğu unutulmamalıdır. Dini inanç, eğitim ve hayırseverlik gibi insani duyguları, ticari ilişkileri istismar ederek kendisine alan açan bu örgüte karşı tüm dünyayı duyarlı olmaya davet ediyorum." diyen Erdoğan, 15 Temmuz'da Türkiye'nin başına gelen felaketin yarın hangi ülkede tekrar edeceğinin bilinemeyeceğini, bu konuda dostça uyarılar yaptıklarını aktardı.
"Terörizmle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmekte kararlıyız"
Teröristin iyisinin kötüsünün olmadığının, hepsinin kötü ve lanetli olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Terör örgütleri arasında ayrım yapmak suretiyle eğer bir yerlere fatura çıkarılmaya çalışılıyorsa bilesiniz ki bumerang gibi yarın o döner aynı şekilde o ülkeleri de vurur. Bugün Türkiye'yi yakan ateşin, yarın bize karşı mücadele eden terör örgütlerinin arkasında kesinlikle durma gayretinde olanlara ulaşması kaçınılmazdır. DAİŞ'i, PKK'yı, PYD, YPG'yi, FETÖ'yü ayrı tutan anlayışı hep birlikte reddetmeli, tüm terör örgütlerine karşı ilkeli bir mücadeleyi derhal başlatmalıyız. Biz, ne pahasına olursa olsun, terörizmle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmekte kararlıyız. Gerek Cumhurbaşkanı olarak şahsım gerekse Hükümetimiz bu konuda kararlıdır. Türkiye'nin Cerablus operasyonu bu konudaki kararlılığının ifadesidir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ülkemizde ilan edilen Olağanüstü Hal sadece, FETÖ yapılanmasıyla daha etkin ve süratle mücadele etme, bu doğrultuda gereken yeniden yapılanma çalışmalarını yürütme amacına yöneliktir."
Külfet paylaşımı
Erdoğan, G20 platformunun küresel sorunların çözümü noktasında daha etkin daha sonuç alıcı bir mecra haline gelmesini samimiyetle arzu ettiklerini, bunun yolunun ülkelerin taahhütlerini yerine getirmelerinden, üye ülkelerin insanlığın ortak sorunları karşısında adil bir duruş sergilemelerinden geçtiğini bildirdi.
Dünyanın bir tarafında açlık, sefalet, yoksulluk, terör, baskı, şiddet kol gezerken diğer tarafın huzur ve refah içinde ilanihaye bir hayat sürmesinin düşünülemeyeceğine işaret eden Erdoğan, "Madem ki hepimiz aynı geminin içindeyiz öyleyse bu geminin sağ salim ilerleyebilmesi, imkanlarımız nisbetinde ortak sorumluluk üstlenmemizle mümkündür. Niğmetlerin büyük bir bölümünü kendinde toplayan ülkelerin sıra külfet paylaşımına geldiğinde eşitlik bahanesiyle sorumluluktan kaçmaları kesinlikle kabul edilemez. Küresel meselelere eşitlik değil adalet temelinde bir anlayışla yaklaşmak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.
Türkiye-Çin ilişkileri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile verimli ve kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini, siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirme konusunda Çin tarafıyla tam bir mutabakat içinde olduklarını belirterek, Çin ile terörle mücadele başta olmak üzere küresel sorunlara karşı ortak inisiyatif geliştirme hususunda anlayış birliği içinde olduklarını tespit ettiğini belirtti.
Görüşmede Türkiye'nin tarihi İpek Yolu'nu canlandırma çalışmalarında Çin'i samimiyetle desteklediğini özellikle ifade ettiklerini anlatan Erdoğan, enerji alanında da yeni ve önemli işbirliklerinin altyapısını oluşturduklarını, üçü enerji biri tarım alanında olmak üzere 4 anlaşmanın imzalanmasına Çin Devlet Başkanı Şi ile refakat ettiklerini sözlerine ekledi.
Türkiye ile Çin tam bir mutabakat içerisinde
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile verimli ve kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini, siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda Çin ile tam bir mutabakat içerisinde olduklarını gördüklerini anlatan Erdoğan, terörle mücadele başta olmak üzere küresel sorunlara karşı ortak inisiyatif geliştirme konusunda anlayış birliği içerisinde olduklarını tespit ettiklerini vurguladı.
Erdoğan, görüşmede Türkiye'nin tarihi İpek Yolu'nu canlandırma çalışmalarında Çin'i samimi bir şekilde desteklediğini belirttiklerini söyledi. Enerji alanında da yeni ve çok önemli işbirliklerinin altyapısını oluşturduklarını anlatan Erdoğan, devlet başkanları olarak üçü enerji, biri tarım alanında olmak üzere dört anlaşmanın imzalandığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede çok önemli görüşmeler yaptıklarının altını çizdi.
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Erdoğan, "Suriye'deki savaş konusunda Türkiye ile Çin arasında bir işbirliği var mı" sorusu üzerine, Suriye ile ilgili olarak Çin ile de görüşmelerinin olduğunu ancak şu anda fiili olarak Çin Halk Cumhuriyeti ile bir işbirliğinin söz konusu olmadığına dikkati çekti.
Bölgede koalisyon güçleri ile işbirliğinin olduğunu ve koalisyon güçlerinin de daha çok NATO ülkelerinden oluştuğunu anlatan Erdoğan, "Bunun yanında şimdi Rusya ile de özellikle Halep bölgesinde bir işbirliği çalışmasını geliştiriyoruz çünkü bir an önce bölgede bir ateşkesin ilan edilmesi için bir çalışmanın içerisindeyiz. Bu konuda gerek ABD gerek Rusya gerekse Türkiye dışişleri bakanlarımız süreci çalışıyorlar. Temenni ederim ki Kurban Bayramı öncesi bu ateşkesi sağlamak suretiyle Halep halkı bütün bu bombalardan kurtulsun ve çocukları ile birlikte orada aylardır gıda, ilaç, giyim ve benzeri şeylerden yoksun olarak bir yaşam mücadelesi verenlere Kızılayımız olarak hazırlıklarımızı ulaştıralım istiyoruz." diye konuştu.
Hangcou Zirvesi'nde hedeflenen sonuçlara ulaşılıp ulaşılmadığına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, zirveyi başarılı bulduğunu belirterek zirvede yapılan beş ayrı oturumdaki sunumların Almanya'da yapılacak G20 Zirvesi öncesinde güzel birer adım olduğunu ifade etti.
"Cerablus sınırımız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "Obama ve Putin'le görüştünüz. Şu ana kadar onların müdahalelerinin başarısız olduğunu düşünecek olursak, sizin Suriye'deki askeri müdahalenizin son durumu ile ilgili ne söyleyebilirsiniz" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Suriye'nin kuzeyindeki bu operasyonlarımız, Suriye'nin toprak bütünlüğüne Türkiye'nin bir müdahalesi değil; tamamıyla ilk etapta Cerablus bizim sınırımızdır. Cerablus'tan maalesef aylardır bizim topraklarımıza havan atışları, roketatarlarla atışlar yapılmaktadır. İşte en son bir düğünde ne yazık ki 14 yaşındaki bir çocuğun bedenine bombalar bağlanmak suretiyle düğünde patlatılmış ve bunun neticesinde 56 kişi ölmüştür, bunlar arasında 5 yaş grubu ile 29 yaş grubu arasında olanlar var, daha yaşlı olanlar var, 100'e yakın da yaralı var. Bu ailelerin yaralılarını hastanede ziyaret ettim, onların hastanelerdeki hallerini gördüm. Bu dayanılır, katlanılır bir şey değil.
Bu olay, bizim için kesin bir başlangıç olmuştur ve Cerablus'a Suriye'deki Cerablus'un halkı olan ılımlı muhaliflerle beraber girdik ve o ılımlı muhaliflerle beraber girmek suretiyle Cerablus'tan DAİŞ'i atmış olduk. Şu anda Cerablus'ta DAİŞ yok, tamamıyla boşaltıldı oralar. Şimdi oraya Cerablus'un kendi insanı yerleşti. Nüfusu yaklaşık 100 bin olan Cerablus sakinleri, artık güle oynaya çocuklarıyla oraya yerleşmiş durumdalar. Cerablus'un kendi yine sakini olanlar onları artık koruma altına almış vaziyette.
Bu arada yeni bir hamle de Kilis'in karşısında Çobanbey, Rai denilen bir bölge var, oradan da girmek suretiyle yine ılımlı muhaliflerle beraber bizim işte o 90-95, 40-45 kilometre diye ifade ettiğimiz bölgeye yönelik, orası da yine DAİŞ'ten temizlendi ve böylece bunlar Fırat'a kadar birleştirilmiş durumda. Fırat'a kadar birleştirmek suretiyle artık gerek bizdeki şu anda bulunan Suriyeli vatandaşlar gerekse Suriye'den iltica etmek isteyenler şu anda kendi topraklarında, kendi evlerinde daha huzurlu yaşama imkanını bulacaklar. Onlarla ilgili, gerek eğit-donat ile ülkemizde eğitilmiş olan ılımlı muhalifler gerekse oranın süratle uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi ki sayın Obama'ya da teklifim budur, sayın Putin'e de teklifim budur, bu şekilde koalisyon güçleri ile bu sağlanabilir. Bu adımı atmanın da gayreti içerisindeyiz."
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde müdahalede bulunduğu alanın terörden arındırılması konusunda ABD ve Rusya ile mutabakat halinde olduklarını belirterek, "Süreci de böyle çalıştırıyoruz." dedi.
İpek Yolu
"Türkiye'nin Ortadoğu koridoru projesi, Çin'in projesi ile nasıl bir araya getirilebilir, ne gibi tedbirler alacaksınız, ikili ticareti ve ekonomik faaliyetleri büyütmek için ne yapabilirsiniz? Çin'in kurmaya çalıştığı İpek Yolu projesi ile nasıl bağdaştırabilirsiniz" sorusu üzerine tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırmanın yeni bir süreç olmadığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye olarak da bu konuda bazı adımlar attıklarına işaret etti.
İstanbul Boğazı'nın altından geçen Marmaray'a dikkati çeken Erdoğan, "Yani Londra'dan çıkan, Pekin'e bu raylı sistemle ulaşabilir." ifadesini kullandı. Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden kamyon ve tırların, yapılmakta olan raylı sistem ile de yüksek hızlı trenlerin yine bu güzergahta çalışabileceğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kars-Tiflis-Bakü hattının da Çin ile birleştirileceğini ve bunun da İpek Yolu'na katkı sağlayacağının altını çizdi. Erdoğan ayrıca Kars-Edirne raylı sisteminin de İpek Yolu'na destek vereceğini belirtti.
Dört temel esas
Bir gazetecinin, "Bir toplumun temelinde ne vardır" sorusuna Erdoğan, "Bu, her toplumdaki değer yargılarını oluşturanlara göre değişir. Bana sorarsanız, benim dört tane temel esasım var. Bir, milletin birliği, beraberliği, bütünlüğüdür, tek millet. İki, bayrak sevgisidir, tek bayrak. Üç, vatan sevgisidir, tek vatan. Dördüncüsü de tek devlettir. Bu da devletin içerisinde herhangi bir bölmeye, bölücülüğe fırsat vermemektir." karşılığını verdi.
Erdoğan, "Çin Devlet Başkanıyla olan görüşmenizde Doğu Türkistan konusunu ele aldınız mı, buradaki İslami hareketler konusunu konuştunuz mu? Çin ile terörle mücadelede işbirliği kapsamında neler yapacaksınız" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Burada İslami yaşayış veya İslami yaşam ile terör eylemlerini ayırmak lazım. Şiddetin her türlüsüne, nereden gelirse gelsin, karşı olduğumuzu bunu kendileriyle paylaştık. Bu konuyla ilgili olarak dayanışma içerisinde teröre, şiddete karşı beraber olabileceğimizi söyledik.
Şu anda DAİŞ ne yapıyor? DAİŞ İslam'ı sömürüyor. DAİŞ'in İslam'la falan alakası yok. Ama ne diyorlar 'İslam adına ortadayız.' Hiç alakası yok. DAİŞ şu anda Türkiye'de yaptığı eylemlerle... Bir defa bir Müslüman bir insanı öldüremez. Öldürdüğü takdirde tüm insanlığı öldürmüş gibidir. Bu Çin'de de Türkiye'de de Ortadoğu'da da oluyorsa aynıdır. Bunlara müsaade etmek mümkün değildir. İslam, kelime itibarıyla 'silm', Arapça barış anlamına gelir, oradan türemedir. Anlamı barış olan bir din, nasıl olur da teröre müsaade eder? Böyle bir şey olabilir mi? Ama buradan birisi terörist olarak çıkıyorsa bizim indimizde o lanetlidir. Biz ona hoşgörüyle bakamayız. Nerede olursa olsun teröristtir."
Erdoğan'ın basın toplantısını çok sayıda yabancı gazeteci takip etti.
Erdoğan, basın toplantısının ardından G20 Liderler Zirvesi'ne katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, Başdanışmanı Mustafa Varank ve heyetinde bulunan diğer isimleri kürsüye çağırarak fotoğraf çekimi yaptırdı.