Gazete Vatan Logo

Erdoğan'a 'tuvalet' cevabı

CHP lideri Baykal, 'tuvalet' çıkışına yanıt verdi

Başbakan Erdoğan'ın "Eskiden tuvalete milyonla giriliyordu" sözlerine Baykal'dan yanıt: "Eskiden delikli parayla ihtiyaç giderilirmiş, şimdi delikli olmayan parayla ihtiyaç gideriliyormuş. Başbakan meydanlarda bunu anlatıyor. Kendisinin durumunu gösteriyor bu."



Ekonominin kötüye gittiğini belirten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Ocak'ta bütçe yüzde 468 açık verdi. Bu tablo ne yaptığını bilen, tutarlı bir ekonomi anlayışının uygulanmasını zorunlu kılıyor. Maalesef hükümet bekleyiş içinde, derli toplu programdan bilinçli olarak kaçıyor. Harcamalarını her türlü denetimden kaçırıyor. Bu anlayışla Türkiye bir ekonomik kriz içinde sürükleniyor" dedi.

Sanayi artış rakamlarını hatırlatan Baykal, "Türkiye'de sanayi rekor düzeyde daralıyor. Sanayideki gerileme tüm sektörlere yansır. Küçülme tablosuyla karşı karşıyayız. IMF, G20 ülkelerinin tümünün Türkiye haricinde önlem aldığını ortaya koyuyor. Bu 20 ülke içinde önlem almamış tek ülke Türkiye'dir. IMF dünyanın yüzde yarımlık bir büyüme öngörürken, Türkiye için yüzde 1.5'luk küçülme öngörüyor" ifadelerini kullandı.



Hükümetin tutarsızlığı nedeniyle ekonomik krizin aileleri vurduğunu, işini kaybeden sayısının hızla arttığını belirten Baykal, "İşçi sayısı yüzbinlerle artışa devam edecek. Bundan büyük üzüntü duyuyorum. Hükümetin mali dsiplinsizliğinin bedelini işsiz kalanlar ödüyor. Hükümetin bu oyununa izin verilemez. Ekonomiyle ilgili bütün kurumlar feryat ediyorlar. Hükümet seçim hovardalığı yapabilmek, seçim rüşveti yapabilmek için, Türkiye'nin güven veren bir ekonomik program oluşturmasına engel olmaktadır. Bizdeki sıkıntıların diğer ülkelerden daha ağır yaşanıyor olmasının, işsiz sayısının artışındaki nedenin altında hükümetin laubaliliği yatmaktadır" şeklinde konuştu.

Toplumdaki yolsuzlukların, iktidarla bağlantılı kesimlerin dahil olduğu yolsuzlukların olağanüstü düzeye çıkarak, Türkiye tarihi içinde iktidarlar içinde hiçbirinin bu derece yolsuzluğa saplanmadığını savunan Baykal şöyle devam etti: "Daha kısa bir süre önce İstanbul'daki bir hırsızlık olayında çok önemli bilgiler ortaya çıktı. İBB Danışmanı'nın evine giren hırsızlar, 3 kasadan küçük olanını çıkarabildiler. O kasadan 2.2 trilyon çıktığını söyleyen insanlar var. Ama kasası çalınan kişinin bu konuyu takip etmediği anlaşılıyor. Birisiyle yaptığı görüşmede, "Bunun hesabını yarın, ahirette inşallah vereceklerdir" diyerek, 2,2 trilyonu bulmaktan uzak durduğu biliniyor. Ne oluyor bu konuda? Savcılar harekete geçtiler mi? Bu kasada kaç liranın olduğu tespit edildi mi? Bu paranın sahibinin servet durumu belirlendi mi? İBB'nin imar danışmanı... Türkiye'de işler nasıl götürülüyor. Kısa bir süre önce tapu dairesinde memurlara verilen paralarla ilgili olarak bakanlar ve yargı mercileri bu rüşvet değil bahşiş dediler. Onu anladık da bu 2,2 de mi bahşiş?

Bu kişi hakkında ne yapılmıştır. Mal varlığı incelendi mi? Çok ciddi mali bir tablonun bulunduğu gözüküyor. Bu mali tablo neden araştırılmıyor? Her gün Kılıçdaroğlu'nun yeni dosyaları çıkıyor. Muhalefet partileri yolsuzluklara dikkat çekiyor. Her gün bir fabrika kapanıp, insanla işsiz kalırken oluyor bunlar. AKP seçim hovardalığıyla kampanya götürüyor. Böyle demokrasi, böyle siyaset olmaz. Bunların hesabı sorulmalı.

SEÇİM YARDIMLARI

YSK karar alıyor, hükümet 'Bizi ilgilendirmez' diyerek devam ediyor. Bu hükümeti ilgilendirmeyecek de kimi ilgilendirecek. Bu bir hukuk skandalıdır, hukuk krizidir. Yüksek Seçim Kurulu'na meydan okunuyor. Bu acı bir tablodur. Umuyorum önümüzdeki seçimlerde milletimiz bunu değerlendirecektir. bunun hesabını soracak olan millettir, bizde hesabını sormaya devam edeceğiz.



KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞI

İstanbul'da cumhuriyete, laikliğe inananların KılIçdaroğlu'nun adaylığını desteklemesi kadar doğal bir şey yoktur. Desteği veren herkese teşekkür ediyorum.

ERUYGUR'LA İLGİLİ SES KAYDI

Biz özel görüşmenin kayda alınıp özel bir amaçla sunulmasıdır. En mahrem, en özel konuşmaların birilerinin siyasi amaçları doğrultusunda nasıl kullanıldığını gösteren ciddi bir olaydır. Birilerinin özel konuşmaları hakkında hüküm vermek, yorum yapmak kadar yanlış bir şey yok. Türkiye'de artık toplumun belli kesimlerinin yargıyla ilgili 'sizden, bizden' değerlendirmesini yapıyor olması, günlük söylemin bir parçası haline gelmesi Türkiye'deki yargının ne hale geldiğinin vahim bir göstergesidir. Yargının tarafsızlığına olan güvenin nasıl sarsıldığının göstergesidir. Bu noktaya nasıl geldik, niçin geldik, ne zaman geldik? Vahim olan bu değil mi? Haklı, haksız yargıyla ilgili bu değerlendirmelerdir vahim olan. Birisi bir yerde başka, başkası başka yerde bir değerlendirme yapar. Bu bizi ilgilendirmez... Hukuk işlemelidir, hukuk...'

Haberin Devamı