Ronaldo’yu Cimbom’a Messi’yi Fener’e getiren hapsi boylar

Haberin Devamı

Mayıs ayı sonunda ligler biter, medyanın transfer toto günleri başlar.

Transfer borsasının açık olduğu günlerin sonuna kadar, tuttuğunuz takıma geleceği yazılıp çizilen isimleri üşenmeyip tek tek bir yere not etseniz değil 1, en az 5 tane ideal takım kurabilirsiniz.

Ancak transfer dönemi bittiğinde bir bakarsınız ki adı geçen isimlerin bir tanesi bile kulübün kapısından içeri girmemiş, imza atmamıştır. Çoğu, adının o kulüple anıldığından bile habersizdir.

Spor basını yazdığı ile, siz bir kaç gün o ünlü futbolcunun geyiğini yapıp kendisini İnönü’de, Saracoğlu’nda izleyeceğiniz günleri hayal ettiğinizle kalırsınız.

2012-2013 sezonunun ilk yarısı, bugün oynanacak maçlardan sonra bitiyor. İkinci yarı başlamadan önce bir ara transfer dönemi olacak. Yine bir sürü futbolcunun ismi ortaya dökülecek.

Ancak bu arada önemli bir gelişme oldu. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu 6 Aralık’ta TBMM’den geçti.

Cumhurbaşkanı onaylarsa, Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından yürürlüğe girecek.

Büyük bir ihtimalle de futbolda ara transfer dönemine yetişecek.

Transfer sezonu ile SPK Kanunu’nun ne alakası var demeyin.

Yeni kanun, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemeye yönelik her türlü yanıltıcı bilgiyi, söylentiyi cezalandıracak hükümlerle donatıldı.

Bu kanunda biz gazetecilere yönelik hükümler iyice ağırlaştırılmış vaziyette.

Sonuç olarak 4 büyük kulübün hisseleri İMKB’de işlem görüyor.

Dolayısıyla Fenerbahçe ya da Galatasaray veya Beşiktaş ile ilgili bir transfer haberi tam da “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıları kararlarını etkilemeye yönelik bilgi” kapsamına giriyor.

37 yaşından önce olmaz ama hadi biz varsayalım. “Messi Fener’de” başlığını bir yerde okudunuz.

“Messi Fener’e gelirse bu sene kesin Fenerbahçe şampiyon olur. Şampiyonlar Ligi’ne katılır. Gruptan da çıkar. Hatta yarı finale kadar da gider. Kasasına en az 100 milyon euro koyar” diye bir hesap yapıp hisse senedi almışsınız.

Hadi ayıkla pirincin taşını.

Yeni SPK Yasası tasarruf sahiplerini daha fazla korumaya yönelik hükümlerle donatılırken bazı yönleri muğlak bırakıldı.

Medyayı kapsayan taraf da bunlardan birisi.

Kanunun bu hükmünün kimler için nasıl yorumlanıp, nasıl uygulanacağını merakla bekliyorum. Sadece spor basını için değil, ekonomi basını için de hayat artık çok zor.

FT’nin yaptığı suç mu?

Yakın geçmişten ilginç bir gelişmeyle olaya başka bir yönüyle daha bakalım.

Geçenlerde Financial Times’da bir haber yer aldı. “Wal-Mart Migros’a talip. 4 milyar dolar ödemeye hazır” diye...

Ertesi günü haber Türk medyasında genişçe yer buldu. Borsa’da Migros hisseleri tavan yaptı.

Şimdi buna benzer bir örnek, yeni kanun çıktıktan sonra bir daha tekrarlanırsa ne olacak?

Belki de Wal-Mart ile Migros’un sahibi BC Partners satış için görüştü ancak anlaşamadı.

Taraflar da el sıkışmadıkları için asla görüştüklerini kamuoyuna duyurmadı.

Yani bilgi doğrulanmadı.

Şimdi taraflar arasındaki görüşmeyi haberleştiren kurum, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemeye yönelik yanıltıcı bir haber vermiş oldu mu olmadı mı?

Suç işledi mi işlemedi mi?

Bu soru çok önemli.

Eğer cevap “İşledi” ise sadece spor basını değil, ekonomi basını da duyduklarını haberleştirmekte zorlanacak demektir.

Siyaset yazan meslektaşlarımız için hayat, belirli sebeplerden dolayı çok sıkılaştırıcı dolayısıyla da sıkıcı bir noktaya gitmişti. Sanıyorum ekonomi ve spor sayfaları da öyle olacak.

DİĞER YENİ YAZILAR