1960’ların Almanya’sını yakaladık, geçebiliriz de!

Kongre turizminde ne yazık ki fırsatı kaçırdık. Bir daha o güzel günler geri gelir mi bilinmez. Ancak fuarcılıkta Türkiye yükselen değer. Rakipleri Dubai ve Moskova’dan daha iyi durumda. Fuar alanı olarak henüz 1960’lı yılların Almanya’sı yakalanmış olsa da geçecek potansiyel var

Türkiye bir ara kongre turizminde yükselen yıldızdı. İstatistiklere bakıyorum da 2015’de 221 uluslararası kongreye ev sahipliği yapılmış, Avrupa’da 11’inci, dünyada ise 18’inci sıraya kadar çıkılmıştı. Sonra terör saldırıları, darbe girişimi, jeopolitik riskler derken kongreler Türkiye’ye ve bilhassa da İstanbul’a uğramaz oldu. 18’incilikten 54’üncülüğe kadar geriledik ne yazık ki.
Fuar ve kongre her ne kadar isimleri hep yanyana anılsa da farklı konseptler.
Eğer bir yerde üretim varsa orada fuar öyle ya da böyle oluyor. Yani dış etkenlere daha az duyarlı. Kongrede treni kaçıran Türkiye’nin fuarcılık alanında ise önü çok açık. Türkiye dünya fuarcılık pazarından şu an için yüzde 1.5 pay alsa da oran giderek artıyor ve uluslararası fuarcılık şirketlerinin Türkiye’ye ilgisi de artıyor. Bu alanda satın almalar sözkonusu olabilir. Türkiye’nin en büyük fuarcılık şirketi Tüyap’ın Fuar ve Fuarcılık Hizmetleri Genel Müdürü İlhan Ersözlü, 30 yıllık kişisel fuarcılık deneyimi ile kuşkusuz bu alanda en çok söz söylemeye hakkı olan duayen. Temsil ettiği kurum ise Türkiye’deki toplam fuarların yüzde 56’sını yani yarıdan fazlasını tek başına yapıyor. Bu açıdan bakınca da yine söz söylemeye en çok hakkı olan kurum Tüyap gibi duruyor.
Yabancılar çok istekli
İlhan Ersözlü, Türkiye’nin fuarcılık alanında yükseliş trendinde olduğunu, yabancıların da satın alma konusunda isteklerinin arttığını söyledi. Dünya fuar pazarından Türkiye’nin 5 yıldır bir ivme yakaladığını ve önünün de açık göründüğünü kaydeden Ersözlü, fuar için Türkiye’ye gelen nitelikli bir iş insanının ortalama 1.500 dolar para bıraktığına dikkat çekti. Türkiye’nin turizm tanıtımı yapar gibi fuar tanıtımı yapması ve daha çok fuarı buraya çekmesi gerektiğini ifade eden Ersözlü, altyapılarını da bu ivmelenmeye hazır etmeleri gerektiğini kaydetti. Ersözlü ile hafta içinde konuşma fırsatımız oldu. Öncelikle dünya fuarcılığının ve Türkiye’nin yerinin röntgenini çekti: “Dünyada yılda 30 bin civarı fuar düzenleniyor. Bunun 6 bini Çin’de. 6 bini de ABD başta olmak üzere Kuzey Amerika’da. Uzakdoğu’da Çin’in dışında Güney Kore, Tayvan ve Singapur da son yıllarda ciddi pazar payı aldı. Klasik olarak Avrupa’nın da bir hakimiyeti var. Ancak Avrupa’da üretim yavaş yavaş başka ülkelere kaydıkça fuarlarda da erime oldu. Bu bölgede pazar büyümüyor tam tersine kan kaybediyor. Bu kan kaybı, Türkiye, Rusya ve Dubai’ye yarıyor. Biz Moskova ve Dubai ile mücadele içindeyiz. Özellikle THY’nin neredeyse dünyanın heryerine uçuyor olması, Türkiye’ye fuarcılık alanında ciddi bir avantaj yarattı. Hem Moskova’nın hem Dubai’nin önündeyiz. Türkiye’de son dönemde yıllık 450-500 arası fuar yapılıyor. Pazar payımız yüzde 1.5 civarında ancak artma potansiyeli var. Bu yüzden de özellikle Avrupa pazarının küçüldüğünü gören işletmeciler Türkiye’ye ilgi gösteriyor. Yakın gelecekte bazı satın almalar olabilir.
Ersözlü, fuarcılığın bir devlet politikası haline getirilmesi gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti: “Biz Türkiye olarak son 5 yılda fuarcılıkta önemli hamleler yaptık fakat ancak 1960’lı yılların Almanya’sı seviyesine geldik. Mesela Hannover 360 bin metrekare kapalı, 1.5 milyon metrekare açık fuar alanına sahip. Yeni salon yatırımları ile bu seviyeleri yakalıyoruz. Dediğim gibi şu an üretim rüzgarı bizden yana. Üretim bu coğrafyaya kaydıkça fuarcılık da gelişiyor. Fuarlar Türkiye’yi, Türkiye fuarları büyütüyor. Çok rahatlıkla Almanya’yı geçecek potansiyele sahibiz. Örneğin mermer, mobilya, ev tekstili, plastik, ambalaj, tarım makinaları gibi alanlarda dünyanın ya 1 ya 2, bilemediniz 3 numaralı fuarları bizde. Türkiye’de yapılan 450 fuarın 60’ı tarım makinaları fuarıdır. Bazı alanlarda gerçekten rakipsiziz.”
Yeni fuar alanı 20 bin metrekare
TÜYAP, Türk fuarcılık sektörünün ağır abisi. Hem kendi fuar alanına sahip hem de işletmecisi olan tek firma olarak dikkat çekiyor. Bu konu neden önemli? Fuar alanı sizin olmayınca yatırımlar aksayabiliyor. Tamam işletmecisiniz iyi güzel de, fuar alanına çivi çakılmazsa, katılımcılarla fuarı düzenleyen organizasyon arasında sıkıntılar yaşanabiliyor. 120 bin metrekare kapalı alana sahip TÜYAP, 40 bin metrekarelik yeni bir yatırım yapıyor. Bunun 20 bin metrekaresi fuar alanı, diğer yarısı da otopark olacak. İlhan Ersözlü, 2 yıl önce devreye soktukları TÜYAP Palas oteline de dikkat çekiyor ve Türkiye’de bir ilk olduğunu söylüyor. 2 ayrı bloktan oluşan otel 630 odası ile Bomonti Hilton’dan sonra İstanbul’un en çok odaya sahip 2’nci oteli. Fuarlarda yüzde 100 doluluğa ulaşıyor. Zaten TÜYAP’ta yılın 52 haftasının yaklaşık 39-40’ında fuar oluyor. Yani İstanbul’un en verimli otellerinden biri diyebiliriz. Ersözlü “Odanızdan çıkıp asansöre biniyorsunuz, direk fuar alanına iniyorsunuz. Katılımcılar için inanılmaz bir konfor” diye konuştu. Ersözlü, 3’üncü havalimanının devreye girmesi ile TÜYAP’a kesintisiz 20 dakikada ulaşım sağlanacağını ve şu an rakiplerinde olan havaalanı-fuar alanı ulaşım kolaylığının kendilerine geçeceğinin de altını çiziyor.
Erzurum’a kitap fuarı
TÜYAP sadece İstanbul Beylikdüzü’nde değil, Türkiye’nin 11 farklı ilinde de fuarlar yapıyor. Erzurum’da yeni biten fuar alanının işletmesi TÜYAP’a verildi ve kapılarını ilk kez kitap fuarı ile açacak. İlhan Ersözlü, farklı şehirlerdeki fuarlarla ilgili olarak “Fuar için gittiğimiz şehrin hayatına dokunuyoruz. Konya’da düzenlenen fuarlarla Mevlana haftasından daha fazla yabancı ziyaretçi şehre geliyor. Şehrin hem sosyal yapısına hem de ticaret hacmine çok önemli katkıları oluyor” dedi.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR