Vazgeçmek zor ama her şey para değil...

Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi 25 Eylül referandumu ile ilgili geri adım atmıyor. Bölgesel Yönetim Başkanı Barzani’nin Türkiye ile ilgili rahatlığının arkasında ise ticaret yatıyor. Ortak çıkarların, Irak’a açılan sınır kapılarının kapanmasına izin vermeyeceğini iddia ediyor

25 Eylül haftası geldi çattı. Diplomatik girişimler sonrası Kuzey Irak Kürdistan Yönetimi’nin geri adım atacağını düşünenlerin umduğu gelişme ne yazık ki olmadı.
ABD başta olmak üzere devreye giren güçler de Kürt Yönetimi’ni bağımsızlık referandumunu iptal etmeleri konusunda ikna edemediler. Son dakikada büyük bir sürpriz olmazsa Kuzey Irak’ta 25 Eylül’de referandum yapılacak. Referandum yapılacak bölgeye Kerkük’ün de dahil edilmesi, zaten bu gelişmeye büyük tepki gösteren Türkiye’nin hiddetini bir kat daha artırmış vaziyette.
Ancak Kuzey Irak Yönetimi’nde enteresan bir rahatlık var. Bu rahatlığın arkasında yatan nedeni geçtiğimiz hafta BBC ile bir röportaj gerçekleştiren Mesud Barzani izah etti aslında. Türkiye’nin kendileri ile çok büyük bir ticari partner olduğunu, dolayısıyla referandum sürecinde gelecek karşı tedbirlerin sınırlı kalacağını ima etti.
Rakamlar ne diyor?
Kuşkusuz Irak son yıllarda Türkiye’nin hemen yanıbaşında çok önemli bir pazar haline geldi. Bağdat Yönetimi ile anlaşamayan Kürtler için Türkiye, bir bakıma dış dünyaya açılan kapı oldu.
Zengin petrol ve doğalgaz yataklarının bulunduğu ülke mal alımında çok zorlanmıyor. Bağdat Yönetimi’nden satılan petrolün parasını alamadıkları zaman bazen ekonomik bunalıma giriyorlar ancak bu pek de uzun sürmüyor.
Türkiye’nin Irak’a yaptığı ihracatın büyük bölümü ülkenin Kuzey’ine yani Kürdistan Bölgesi’ne gidiyor.
Kuzey’in payı yüzde 80
Toplam ihracat içinde Kuzey’in payının yüzde 80’in üzerinde olduğu biliniyor. Yani 7-8 milyar dolarlık ihracatın en az 5.5-6 milyar doları Barzani’nin ülkesine. İşte tam da bu rakamı gözönünde bulunduran Barzani, “Türkiye biraz sesini yükseltir ancak ciddi adım atmaz.
Hele hele sınırları kapamak ve bize ekonomik ambargo uygulamak aklından geçmez” rahatlığında. Ancak yanılıyor. Bugüne kadar pek çok kriz atlatan Türkiye’nin bu blöfü yutması imkansız. Kuzey Irak gerginliği özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde makarna satıcısından çimento satıcısına, beyaz etçiden bisküviciye kadar pek çok kesimi olumsuz etkiler fakat Türkiye ‘Ticari kayıplarım olacak’ endişesiyle bu gelişmeye seyirci kalmaz. Kuşkusuz bu gerginliğin döviz ve borsa üzerinde de bu hafta olumsuz etkilerini göreceğiz. Şiddeti biraz da ülke yetkili ağızlarından çıkan sözlerin tonuna bağlı olacak.
Açlıktan ölmeyiz çıkarlarımız ortak
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, yaklaşan bağımsızlık referandumu öncesinde önceki hafta BBC Farsça Servisi’ne konuşmuş ve hem Türkiye’nin hem de İran’ın Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile çok önemli bir ticari partner olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullanmıştı:
Kimseyle savaşmak zorunda kalmayacağımızı umarız, bunu istemiyoruz. Eğer bizi sadece lafla tehdit ediyorlarsa bırakın yapsınlar. Ama eğer bunu daha öteye taşıyıp tehditlerini hayata geçirmek isterlerse daha farklı bir durumla karşı karşıya kalırız. Son 25 yılda bölgede istikrara yardımcı olduğumuzu İran’a, Türkiye’ye ve diğer komşulara kanıtladık. Referandum hiçbir ülke için bir tehdit değildir. Eğer Kürdistan ülkesi kurulursa bu da güvenlik ve istikrara yardımcı olur. Sınırlarımızın kapanmasını ve komşularımızla ilişkilerimizin kötüleşmesini istemiyoruz. Ama eğer kapatmak istiyorlarsa bırakın kapatsınlar.
Henüz olmamış şeyler hakkında konuşmak istemiyorum ama bizi sınırları kapatmakla tehdit edenlere açlıktan ölmeyeceğimizi söylemek isterim. Sınırları kapatmak kendi çıkarlarına da olmayacaktır. Böyle bir şey yapacaklarına inanmıyorum çünkü pek çok ortak çıkarımız var. Ama bazen bazı yetkilileri böyle şeyler söylüyor, bu ifadeler sözde kalmayıp uygulamaya geçse bile ne yaparlarsa yapsın kararımızdan pişmanlık duymamızı sağlayamayacaklarını belirtmek isterim.
Toplam ihracatımızın % 6’sı Kuzey Irak’a
Türkiye’nin dış ticarette en önemli partneri Almanya. Her ne kadar son dönemde Alman yetkililer de Türkiye’yi ekonomik olarak tehdit etme yoluna gitse de Almanya bir numaralı ihracat pazarımız olmaya devam ediyor. Belki Almanya Barzani’nin dediği gibi Türkiye olmasa açlıktan ölmez ancak Kuzey Irak için durum öyle değil. Yani ticarette aslında Türkiye Kuzey Irak’a değil, Kuzey Irak Türkiye’ye bağımlı.
2017’nin ilk 8 ayında 5.5 milyar dolarlık ihracatımız var. 2016 yılının tamamında 7.2 milyar dolar olmuş. Bu yıl normal şartlarda 8 ile 9 milyar dolar arasında gerçekleşmesi bekleniyor. Almanya ve Birleşik Krallık’tan sonra en büyük üçüncü ihracat pazarımız. Hatta bazen iki, bazen bir olduğu da oluyor. Mesela son verilere göre Ağustos’ta aylık bazda ikinci en büyük ihracat pazarımız. Ancak dediğim gibi para her şey değil. Barzani yönetimi sadece paranın konuşacağını düşünüyor.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR