25 Eylül kırılma noktası mı?

18 Temmuz günü yayımlanan yazımıza “25 Eylül Türkiye açısından yakın tarihin en kritik tarihine dönüşmüş bulunuyor.” cümlesi ile başlamış ve Barzani’nin üstelik tartışmalı bölgeleri de kapsayan referandum ısrarından geri adım atmaması halinde Türkiye ve İran’ı içine çekecek olumsuz gelişmeleri tetikleyebileceğine değinmiştik.

Referandum kararının açıklandığı günlerde ikili temaslarla onurlu bir geri adım için Barzani’ye sert tepki vermeyen ve uluslararası alandaki gelişmeleri izleyerek tutumunu belirlemeyi tercih eden Türkiye’nin görece yumuşak tavrı belli ki IKBY liderliğince tarafından yanlış algılanmış bulunuyor.

ABD’nin DEAŞ’la mücadeleyi zayıflatabileceği gerekçesi ile referandum kararının kendisine değil zamanlamasına karşı çıkması ve İsrail’den gelen destek açıklamaları ile yüreklendiği anlaşılan Barzani; Goran Hareketi, Kürdistan İslam Birliği ve Kürdistan İslami Cemaati partileri ile KYB’den sekiz milletvekilinin iki yıl aradan sonra toplanan IKBY meclisinin referanduma hukuki ve bütünlüklü bir görüntü kazandırmayı amaçlayan toplantısına katılmamış olmalarını dikkate almayarak liderliği üzerinde ciddi bir zafiyet yaratmış durumda...

Haberin Devamı

IKBY siyasetinde ortaya çıkan bu çatlağa Bağdat hükümet ve meclisinin, referandumun yasa dışı ilan edilerek tanınmayacağı, Başbakan Haydar Abadi’nin referandumun şiddetle sonuçlanması halinde güç kullanılacağı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri Maliki’nin Irak’ın kuzeyinde ikinci bir İsrail’e izin vermeyecekleri açıklamaları eklendiğinde Irak, etnik ve mezhepsel yeni bir çatışmaya sürükleniyor görünmektedir.

İran Ulusal Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani’nin, referandumun gerçekleşmesi halinde IKBY ile sınır kapılarını kapatıp Erbil’le tüm anlaşmaların iptal edileceğini açıklaması ve TSK’nın Silopi-Habur hattında tatbikata başlamış olması daha ileri yaptırımlar başlamadan Barzani’ye son bir geri dönüş kapısı açmış görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum karar ve ısrarını “akıl tutulmasından öte” sözleri ile nitelemesi, Başbakan Yıldırım’ın sorunu “ulusal güvenlik” çizgisinde yorumlamasının hemen ardından Türkiye’nin Habur üzerinden başlattığı “askeri güç kullanımı destekli diplomasi” ve 22 Eylül’de açıklanacak MGK tavsiye kararlarına dayalı Hükümetin olası yaptırımları gündeme düşmeden umarız Barzani kendisine tanınan bu son şansı kullanma basiret ve becerisini gösterir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR