Eliff Karadayı sergisi

Sanat benim için kendimi tarif ve tamir etme aracı. Resim yaparken kendimi keşfediyorum. Bir insanın dünyayı çözümlemesinin en küçük parçasının da kendini çözmek, keşfetmek olduğuna inanıyorum, dolayısıyla resim, benim dünyayla aramdaki en sıkı bağ.

Derdi tamamen kendi olan, kendini ifade etmek isteyen birisi resim yapmakla uğraşıyorsa, neyi varsa kendine ait o şeyi eserin üzerinde görmek istiyor. O yüzden ilk dönem eserlerimde yer alan bilgisayar parçaları, hediye paketleri, metal kutular, hayatıma dair nesneler resimlerimin bir öğesiydi, bu dönemi takip eden dönemde ise bu öğeleri temsilen soyutlama ve üç boyutlu ahşap malzemeler kullanmaya başladım. Çünkü üç boyutun kendimi ifade etmek için en doğru yöntem olduğunu hissettim. Soyutlamalarını yaptığım üç boyutlu resimler, iç dünyamın, belleğimdeki yaşanmışlığın renklerle ve formlarla ifadesinden başka bir şey değil.

Kişisel bir kroki hazırlar gibi üç boyutlu formlar üretiyorum. Sanatın, iyileştirici, özgürleştirici enerji ve güç veren yanına inanıyorum. Resim benim bitmek tükenmek bilmeyen yaşam kaynağım...

Portreler ise benim hayatıma girmiş ya da hayatımdan teğet geçen yahut hayatımda çok ciddi etkileri olmuş insanların seneler içinde birikmiş çizimleri. Portrelerimde naif ve çocuksu öğeler ağır basıyor, ara renkleri tercih etmeden ve boyaları birbirine karıştırmadan çoğunlukla ana renklerle yalın ve basit bir dil içinde tanıdığım bu insanları yansıtmaya çalışıyorum. Çocuksu bir dille çocuksu olmayan olgunluktaki bu insanları anlatıyorum.

Sanat çalışmalarımı pop ART ile ilişkilendirenler var, ancak ben bu ilişkilendirmeleri, nitelendirmeleri, sınırlayıcı ve kısıtlayıcı buluyorum. Bana göre sanatın amacı sınırları kaldırmak olmalı. Bir sanat yapıtının dili, dini, milliyeti, ırkı yoktur. Sanat, insanlar arasındaki, ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldıran en doğru mecra. Ben sanatımı, her hangi bir tanımlama ile sınırlandırmak istemiyorum. Sanat üretimlerimi herhangi bir kategoriye dahil etmeden soyutlayıcı bir dışavurum üzerinden modernist bir anlayışta ele aldığımı söyleyebilirim.

Eliff Karadayı 16 Şubat’ a kadar Gama Gallery mekanında olacak...

Eliff KARADAYI, Yeditepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nden mezun oldu, ancak küçüklüğünden bu yana resme olan ilgisini hiç kaybetmedi. Bir dönem Nevin Çetin Atölyesi’nden eğitim aldı. İşin ilginç yanı eserleri büyük beğeni toplasa da o hiçbir zaman yaptıklarının kayda değer olduğunu düşünmedi. Ta ki üniversitede okurken bir arkadaşının yönlendirmesiyle yurtdışında başvurduğu bir bursun kabul görmesine kadar. San Francisco School of Art kendine güven duymasını sağladı. Daha sonra NYU’ da asistanlık teklifi aldı ve bunu takiben kendisinden Sciences Po Paris de seçmeli ders olarak CollageandSculpture dersi vermesi istendi. Bu süre zarfında Türkiye’deki sanat piyasasının, özellikle genç sanatçılara eğilen koleksiyonerleri arasında hızla yükselen bir başarı grafiği yakaladı. Pop Art’ın Türkiye’deki genç temsilcisi olarak tanındı. ‘’MAAİLE” 14. solo sergisidir. Çalışmalarına Balat’taki atölyesinde ve Gama Gallery’ de devam etmektedir.