İlacın orijinal mücadelesi!

Hapı yutmuş değiliz! Türkiye'de kişi başına ilaç kullanımı yılda 90 dolar. Yunanistan'da ise bu rakam 250 doların üzerinde. Fransa'da 400 dolar civarında

Haberin Devamı

Hapı yutmuş değiliz! Türkiye'de kişi başına ilaç kullanımı yılda 90 dolar. Yunanistan'da ise bu rakam 250 doların üzerinde. Fransa'da 400 dolar civarında.

Bize göre ilaç fiyatları pahalı. Avrupa'yla kıyasladığımızda ise en ucuz ilaç Türkiye'de.

Peki, ilaç fiyatları AB süreciyle birlikte düşer mi, artar mı?

Geçtiğimiz hafta sonu Bülent Eczacıbaşı'yla "Pazarın Patronu" için sohbet ederken AB sürecinin ilaç sektörüne etkisini de konuştuk. Sohbetimiz röportaj sayfalarına sığmadı, burada devam ediyoruz.

Eczacıbaşı ve temsil ettiği firmalar, yıllardır Türkiye'deki yabancı uluslararası devlerle orijinal ilaç-eşdeğer ilaç ve veri koruma alanında mücadele ediyor.

Öncelikle orijinal ilaç - eşdeğer ilaç ayrımına açıklık getirelim.

Bir ilaç ya orijinaldir ya da eşdeğerdir (jenerik). Orijinal ilaç dünyada ilk kez ruhsatlandınlan ve pazara sürülen (patentli) ürün oluyor. Yani bir firma bir hastalık için bir ilaç geliştirir, ruhsatını alır ve o ilacı pazara sürer. Aynı zamanda da "koruma süresi" alır. Koruma süresi bittikten sonra aynı nitelikte ilaçlar üretilebilir. Bunlar eşdeğer ilaçlardır. Üzerinde orijinal ilaçtaki maliyet unsurları olmadığından eşdeğer ilaçlar orijinalinden ucuz olur. Türkiye'nin de kabul ettiği patent mevzuatına göre ilaç koruma süresi 20 yıl. (Yani yirmi yıl boyunca o ilacın eşdeğeri imal edilemiyor.)

Bazı ülkeler buna karşı çıkıyor. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ilaç fiyatlarının düşürebilmek için koruma süresi kısaltılıyor.

Hindistan ve Polonya
Bu konuda iki başarılı örnek var. Biri Hindistan.

Hindistan "Biz fakiriz, nüfusumuz çok, ucuz ilaca ihtiyacımız var" diyor. 20 yıldır ilaç sektörünü geliştirmek için yatırımlar yapan Hindistan'ın son 13 yılda ilaç ihracatıyla ithalatı başabaş. Eşdeğer ilaç ihracatı 3 milyar dolar.

Diğer örnekse Polonya. Avrupa'da en yüksek eşdeğer ilaç tüketimi Polonya'da. Toplam tüketimin yüzde 79'u.

AB müzakereleri sürecinde Polonya'nın en zorlu pazarlık konusu ilaç sektöründeki düzenlemelerdi.

Türkiye'de durum ne olacak?

Eczacıbaşı, "Eşdeğer ilaç kullanımı sayesinde AB'de her yıl 18 milyar euro tasarruf sağlanıyor. Türkiye'de 2004'te eşdeğer ilaç kullanımıyla sağlanan 416 milyon dolar tasarrufun, 2005'te 615 milyon dolara ulaştığı hesaplanıyor. Türkiye ilaç endüstrisi AB standartlarında, dünyada ilaç üretiminde kendine yeterli 18 ülke arasında. Tüketimi az olması nedeniyle yurtiçi üretimi ekonomik olmayan bazı ürünler dışındaki tüm ilaçlar Türkiye'de üretilebiliyor. Bu kapsamda, son derecede yüksek bir eşdeğer ilaç üretme kapasitesine sahibiz. Türkiye, müzakere sürecinde AB eşdeğer ilaç endüstrisinin önemli bir parçası olmaya aday" diyor. Türkiye Polonya'nın yaptığını neden yapmasın?

Kanyon'daki Konyalı Papermoon gibi oldu
Kanyon'daki Konyalı çok farklı. Topkapı Sarayı ve Sirkeci'deki Konyalı'ya benzemiyor. İlk gidişimde "aydınlık, sade ve modern" olması hoşuma gitmişti ama servis inanılmaz yavaştı. Sanırım ilk günlerin acemiliğiydi. Menü de sınırlı gelmişti. Ama görünen o ki Konyalı doğrusunu yapmış.

Şık, modern ortamı, menüsündeki kolaylık Kanyon Konyalı'yı kısa sürede farklılaştırdı.

Ve beklenen oldu. Civar gökdelenlerdeki iş adamları Kanyon'da yemeğe geliyor, iş yemekleri için tercih ettikleri yer de Konyalı.

Her öğle neredeyse her masada bir iş yemeği var. Üstelik Kanyon -Konyalı'daki şarap kavı İstanbul'daki en büyüklerden. Kanyon'daki Konyalı Papermoon gibi oldu.

DİĞER YENİ YAZILAR