Zorlu Center’da dünyanın en güzel mağazasını yapmak için yola çıktık

Haberin Devamı

Cem Boyner, Zorlu Center’da planladıkları Beymen’i dünyanın en güzel mağazası olmasını istediklerini söyledi. ‘Dünyada olmayanı yapmak istiyoruz’ diyen Boyner, “Zorlu Center’daki Beymen’in fiyatları daha demokratik olacak. Biz şu anda Zorlu Center’da dünyanın en güzel mağazasını yapmak için yola çıktık. Örnek alıp bakacağımız mağaza yok. Zorlu Center’la birlikte Beymenler’in metrekaresi yüzde 60 büyüyecek” dedi .

Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner’le dün başladığımız sohbete bugün de devam ettik.

Her yer AVM oldu. Siz de AVM’lerde yer alıyorsunuz. Ne kadar devam edecek? Nereye kadar?

Türkiye’nin her yerinde muazzam inşaatlar yapılıyor. Siteler yapılıyor, içinde havuzlar, tenis kortları var. Alışveriş merkezleri var. Bunlar Türkiye’nin normları oldu. Bundan 10 yıl önce araba almayı hayal edemeyenler ev sahibi oldular. 1.000-2.000 dairelik sitelerde oturanlar mini AVM’leriyle mi yetinecek yoksa kalkıp büyük yerlere gidecek mi? Bizim format değiştirmemiz, çeşitlememiz gerekti. Herkes elindeki oyun planını farklı yapmak zorunda kaldı.

Beymen Zorlu Center projesinde yer alıyor. Projede çok önemli ve büyük bir yeriniz olduğunu gördüm. Oradaki farkınız ne olacak? İnsan sektöre bakınca ‘Sunulacak yenilik kalmadı’ diyor, var mı bir yenilik?

Tüm Beymen’ler birbirinden farklı. Akmerkez Beymen’de her müşteri adıyla bilinir. ‘Elif Hanım geçen sefer aldığınız pantolon...’ derler, Nişantaşı’nda yapılmaz bu. Müşteri gözüyle işaret etmeden satış sorumlusu Nişantaşı’nda müşterinin yanına gelmez. İstinye Park’ta da durum farklıdır. Zorlu da farklı olacak.

Yüzde 60 büyüme

Nasıl bir farklılık bu?

Zorlu Center’daki Beymen’in fiyatları daha demokratik olacak. Biz şu anda Zorlu Center’da dünyanın en güzel mağazasını yapmak için yola çıktık. Örnek alıp bakacağımız mağaza yok. Dünyada olmayanı yapmak istiyoruz. Ekibimiz Kore, Hong Kong, Pekin turu yapacak bayramdan sonra. Zorlu Center’la birlikte Beymenler’in metrekaresi yüzde 60 büyüyecek.

Çalışan sayınız da artacak. Kaç kişiye yeni istihdam olanağı doğacak?

Bundan bir yıl önce daha önce işten çıkardıklarımızı geri kazandığımız için memnunuz diyordum, şimdi önümüzdeki 3 yılda grupta çalışan sayısı 2 katına çıkacak.

Yeni heyecanım

Kaç kişi çalışıyor?

6 bin. Farkları da özetleyim. Zorlu Center’daki Beymen’de marka çeşitliliği olacak, aradaki fark açılacak, alınan ürün çeşitliliği artacak, geniş bir kesime hitap edecek. Mağazanın yarıdan fazlası ilklerden meydana gelecek. Alt katında gıda reyonu olacak. Yeni bir heyecanı Zorlu’daki yerimizde yaşatacağımıza inanıyoruz.

Zorlu Center’ı kendi projemiz gibi benimsedik. Çok güzel olsun istiyoruz. Heyecan duyuyoruz. Müthiş bir eser ortaya çıkardılar, bize de büyük sorumluluk düşüyor.

AB hayalinin içi boşalıyor

Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı kalmadı diyenler var. AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var mı?

Avrupa’nın sosyal ve politik sistemleri dışında Türkiye hiçbir şeyine özenmiyor. Türkiye’deki insanların çoğunluğu için AB hayalinin içi boşalıyor. Eskiden tepkimiz vardı onlar bizi istemiyor biz de ‘Onları istemiyoruz’ derdik. AB süreci çok aksak gidiyor. Türkiye’nin insanları çok duygusal. Avrupa’da ihracat pazarlarımız daralıyor, yeni pazarlara açılıyoruz. Bizim lüks kumaş ve konfeksiyon ihracatımız İran’a Amerika’dan daha fazla. AB yolculuğu yasal kazanımlar açısından Türkiye için çok önemli. Müzakere başlıklarını bir geçsek, hukuk altyapımızı sağlamlaştırsak çok iyi olacak.

Nedir Türkiye’deki insanların zembereklerinden boşalma arzusu?

Hermes‘in yeni bir çanta modeli geliyormuş. Dünyada 25 adet üretilmiş. Türkiye’ye bir tane gelecekmiş. Türkiye’den yüzlerce kadın sıraya girmiş... İlginç değil mi?

Haftada 3 gün sıcak su vermiyor değil mi bu çanta?.. İlginç... Çok ezik ve hırslıydık belki. Tam olacaktık ama olamıyorduk. Her zaman sanki geleceğin ülkesi kalacaktık. Sanırım artık o hayali yaşamak istiyoruz. Nedir Türkiye’deki insanların zembereklerinden boşalma arzusu? Bunun dibinin ne olduğunu bence Nilüfer Göle’ye sormalısın.

Siz Fulya’da da şehir içinde outlet açtınız, ünlü markaların ürünlerini orada da satıyorsunuz. Türkiye’de her geçen gün marka bağımlısı sayısı artıyor mu? Yabancı markalar Türkiye’ye geldiklerinde gördükleri ilgiden şaşkına dönüyor, cirolarından çok mutlular.

Bundan 15 yıl önce sadece Armani giyen, Beymen giyenler vardı. Şu anda bu yok. Mavi Jeans’ten pantolon, Gucci’den kemer, H&M’den de kazak giyen var. Marka hastalığı, bağımlılığı yok, marka bilinci çok yüksek artık. Bence bu kötü değil. Ben kendime banka olarak örneğin, Garanti veya Akbank’ı seçiyorsam, bir bildiğim olmalı. Demek ki memnunum. Hazırgiyim, cep telefonu ve çantada bir markayı tutturduysa kişi, bu onun kafasız olduğunu göstermiyor, eğitimli, tecrübeli olduğunu gösteriyor. Marka olmayan markalar, sevilen ve sevilmeyen markalar ayrılıyor. Eskiden restorana girerdiniz, 25 sene evvel ‘Şarap’ derdiniz, gelen şarabı içerdiniz, sonra ‘Kırmızı şarap’ dediniz, zamanla döndünüz ‘Merlot veya Cabernet’ dediniz, yılına bakmaya başladınız, şimdi restoranlarda şarap menüsünü uzun boylu inceliyorsunuz. Her işte detaya iniyoruz, indikçe o markayla ilişki yoğunlaşıyor, yakınlaşıyor. Belki o markanın ciddi bir takipçisi oluyorsunuz.

Bu marka bağımlılığı değil mi?

Ben tüm bunlara ‘insanlar marka delisi oldu’ perspektifinden yaklaşmıyorum. Aşağılamıyorum. Çok sofistike olduklarını düşünüyorum. Yobazlık da azalıyor. İnsanlar deniyorlar. Biz bunu Boyner ile Beymen’deki çok sayıda markalar arasındaki müşteri göçlerinden çok iyi anlıyoruz. Bir de sattığımız ürünlerden çok iyi gözlemliyoruz. Bir ürünün iyi satmasının ya da hiç satmamasının mutlaka nedeni vardır. Sezon sonunda bakıyoruz, alıyorsa müşteriler haklı nedenlerle alıyorlar, satılmadıysa da anlıyoruz. Hepsinin hikayesi var.

Tüm bunlar son 5 yılda mı oldu?

Bunların 4-5 yıla nasıl sığdığını bilmiyorum. Ama geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında yüzde 25 net büyümemiz var.

DİĞER YENİ YAZILAR