‘Yanıcı madde’ için en büyük depoyu kuruyor

Sertrans Lojistics’in yeni deposu seneye devreye girecek. Hadımköy’de 15 milyon euro yatırımla kurulan tesis, Avrupa’nın da en büyük yanıcı maddeler deposu olacak.

Sertrans Lojistics Türkiye’de lojistik sektörüne yenilikler getiren bir şirket. 1989 yılında kurulan genç bir şirket olmasına rağmen hızla büyüyen ve getirdiği yeniliklerle sektörde adından söz ettiren Sertrans Hakan-Nilgün Keleş çifti tarafından yönetiliyor. Şirketin kurucusu Hakan Keleş. Eşi Nilgün Keleş de Sertrans Lojistik’in Genel Müdürü. Sertrans Lojistics’in 2014 yılında yeni deposu faaliyete geçecek. Hadımköy’de 15 milyon euro yatırımla yapılan depo aynı zamanda Avrupa’nın en büyük yanıcı maddeler deposu.

- Sertrans’ı eşiniz kurdu. Profesyonel olarak lojistik sektöründe çalışırken kendi şirketinizi kurdunuz değil mi?

Evet. Eşimle sektörde tanıştık. Birlikte çalışıyorduk. O daha sonra Sertrans’ı bir ortakla kurdu ve beni de 6 ay sonra çağırdı. Sonra hep birlikte çalıştık. 2014 yılında 25 yıl olacak.

- Sektörde genelde nakliye şirketleri babadan kalma. İkinci kuşağın ataklarıyla büyümüş şirketler. Bu sizin için dezavantaj mı avantaj mı?

Babadan dededen kalma değiliz dediğiniz gibi. Bizim kimseye verecek hesabımız yok. Yaptığımız her şeyin hesabını kendimize veriyoruz. Genç bir şirket olmanın faydası şu oldu, istediklerimizi yapabilecek hale geldik. Hızlı bir ivmeyle yol aldık. Yeniliklere çok açık olduk ve kimse bize, ‘Durun yapmayın’ demedi. Avrupa ile iş yaptığımız için onların tüm iş yapma biçimlerini, denetim mekanizmalarını aldık.



- Tekstilde deneyimlisiniz... Hâlâ en çok tekstil sektörüyle mi çalışıyorsunuz?

Başka sektörler de var. Ama tekstille işe başladık.

68 saatte Barcelona

- Nasıl başlamıştınız?

1980’lerde Türkiye’nin ihracatı da yeni yeni başlamıştı. Nakliye şirketlerinin hemen hemen tümü Almanya odaklıydı. Fransa’ya iş yapmak istemiyorlardı. Biz ilk Fransa ile başladık. Fransa Türkiye’den yoğun satın alma yapıyordu. Biz tekstilde bir ilki yaptık. Ve askılı taşımacılığa başladık. Bir çok markayı biz taşıdık. Hizmet ve kalite beklentisi yüksek olan markaları çektik. Yıllardır da bu markalarla çalışıyoruz. Bunları hiç kaybetmeden devam ettirebilmek de çok özenli çalışma gerektiriyor.

- Hız ve hasarsızlık işinizde çok önemli...

Bizim başladığımız yıllarda Fransa’ya mallar 24 günde gidiyordu. Birçok şirket, ürünleri Almanya üzerinden taşıyordu. Biz bunu 5-6 güne indirdik. Fransa’da başarılı olunca da İspanya’ya girdik.

- Şimdi kaç gün?

Barcelona’ya 68 saat, Münih 60 saat, Milano 60 saat...

- Şirketin büyüklüğü ne kadar?

90 milyon euroluk bir şirketiz. System Alliance Europa üye olan tek firmayız Türkiye’den.

- Nasıl bir yapılanma System Alliance Europa?

Buraya üye olduğunuzu söylediğinizde bu büyük bir güvenilirlik sağlıyor. Finans sisteminizin düzgün, şirketinizin güvenilir olduğu anlaşılıyor. Çıtayı yüksek tutan bir oluşum. Üyeleri arasında 500 yıllık şirketler var. Biz en gençlerden biriyiz. Aramızda network var. Bizim 11 şirketimiz var. Avrupa ülkelerinde de ofislerimiz var.

- Kaç aracınız var?

250 aracımız var. Samandra ve İzmir’de lojistik depolarımız var. Cironun yüzde 60’ı yurtdışından geliyor. Kuzey Afrika’ya da ilk biz gittik.
İlk yeşil sertifika

- 2 depolama alanınız var. yenisi olacak mı?

Çok yakında. 2014’te Hadımköy’de 42 bin metrekarelik kapalı alanı olan depomuzu açacağız. Sektörün ilk yeşil sertifikalı merkezi. Amerikan standartlarında yangın koruma prensiplerine göre yapıldı. 8 bin metrekaresi e-lojistik’e ayrılacak. Ayrıca bu tesiste 2500 metrekare yanıcı maddeler deposu var. Herhangi bir sorun olduğunda 30 saniyede müdahale edilebilecek. Tesisin bu bölümü su tankları üzerine kuruldu.

- E- ticaret arttıkça depolama sorunu ve kargo hizmetinin önemi arttı. Başladığı yıllarda özellikle tekstilde çok stok vardı. Ama 2008 gibi değil şimdi ortam. e-lojistik nasıl gelişecek?

Zamanında ve hasarsız teslim oranımız e-lojistikte yüzde 99.8. Global krizle firmalar stoksuz çalışıyor. Bu yüzden ne kadar hızlı götürürseniz o kadar önemli. Çok iyi planlama şart. Her aşamada denetim şart. Kırmızı ışıklar bile hesaplanıyor. Tır şoförlerimizin hangi parklara gireceği, nerede dinleneceği bellidir.



BAŞTA İŞİ DEĞİL EŞİMİ SEVDİM, EVDE İŞ KONUŞMAYIZ

- Eşinizle işte mi tanıştınız?

Evet. Ben sektöre dil pratiği yapmak üzere girdim. Üniversitede okurken çalışmaya başlamıştım yarı zamanlı olarak. Filoloji mezunuyum. Aslında ilk başlarda işi sevmedim hatta nefret ettim. Erken egemen yapısı beni itti. Ama daha sonra bazı yönlerini sevdim. Eşimi tanıyınca çok sevdim, sonra da işi çok sevdim. Motive oldum. Sertrans’ı birlikte kurduk. Benim sektörde 1.5 yıllık bir deneyimim vardı. Bana o kısa süre neyi nasıl yapmam gerektiğini gösterdi. Sektördeki eksikleri gördük, yola koyulduk.

- Karı-koca aynı iş yerinde olmak, ortak olmak, işi birlikte yönetmek çok kolay olmasa gerek...

Karı koca olmanın avantajları var. Biz doğru iş bölümü yaptık. Kulvarlarımızı ayırdık. Birbirimizin fikirlerine saygılıyız. Dezavantajı şu. İki yorgun beyin oluyorsunuz. Aynı anda strese giriyorsunuz, yoğunluğunuz aynı anda artıyor. Biz eve girince, öldür Allah iş konuşmayız. İşi özel hayata taşımıyoruz. Kafamızı boşaltmak için tatil yapıyoruz her fırsatta. 21 ve 16 yaşında 2 oğlumuz var. Biri Amerika’da okuyor. Kendi işini kurmak istiyor. Kendileri ne isterlerse o işi yapsınlar, diye düşünüyoruz.

En iddialı olduğumuz yer Avrupa

- Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı artıyor. Siz de Afrika’da hızla büyümeyi mi planlıyorsunuz? Avrupa ve Afrika kıyaslanamayacak kadar farklı değil mi?

En iddialı olduğumuz yer Avrupa. Ama Afrika hızla gelişiyor. Avrupa’daki durgunluk nedeniyle Afrika’ya giden çok şirket var. Biz de bunu takip ettik. Biz 2004 yılında Afrika’ya giden ilk şirketiz. Ama dediğiniz gibi deniz ve hava dışında karayolunda Afrika’da lojistik hizmeti vermek çok farklı. Biz şu günlerde bunun üzerine çalışıyoruz. Afrika kıstasında da tırlarımız olacak.

- Tekstil dışında en çok hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?

Baraj, elektrik santralleri, rüzgar gülleri, petrol rafinelerine de ekipman taşıyoruz. En son İtalya’dan Karadeniz’e rafine ekipmanları taşıdık. Geç kalındığında durma maliyetleri çok yüksek. Çok iyi planlama şart. Renault, Valeo, Zara- Uniteks Carrefour, Danone iyi müşterilerimiz.

Her yıl kız çocuklarına burs veriyor

- Sizin kadın patron olmanız şirketinizdeki kadın sayısını artırdı mı?

Kadın çalışan sayımız diğer firmalardan fazla. Ben eşimin desteğiyle bu pozisyona geldim. Çok aktif bir pozisyon. Bu da sektörde pek hazmedilen bir durum değil. ‘Sen de eşinle mi çalışıyordun, karın da her yerde’ gibi laflar edenler oluyor. Ben de şirketimde kadın sayısına hep dikkat ettim. Üst düzey bir kadın yönetici olarak gittiğinizde her yerde şaşırıyorlar. Yurtdışında da öyle. Türkiye’de sektörde kadın yönetici sayısı 4-5 kadar. Bence hepimiz iyi birer rol modeliz. Ben şirketimizdeki kadınları destekliyorum.

Kadınlar detaycı, iyi birer denetçiler. Bu da işimizde aranılan özellikler. Türkiye’de kız çocuklarının eğitimiyle ilgili çabalarımız var. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle birlikte çalışıyoruz. Her yıl 300 öğrenciye burs veriyoruz. Bu öğrencilerin yüzde 98’i kız öğrenci.

Değişim kadın üzerinden olur. Kadını iyi yetiştirmek zorundayız. İyi eğitim almış bir kadın nesil çok önemli.