Şirketler krizde ‘karbonhidrat’lı mönü istemiyor

Haberin Devamı

Petrol Ofisi, Frito Lay, Doğanonline, Toshiba, P&G, TNT, Koleksiyon Mobilya gibi dev şirketlere yemek servisi veren Keyveni’nin patronu Sadık Çelik, Türkiye’nin ilk butik yemek fabrikası olduklarını söylüyor

ArtIk yemek tercihlerinin değiştiğini tavuk suyuna pilavın yerini ravioli, sushi gibi yemeklerin aldığını kaydeden Çelik, “Karbonhidrat yüklemesi yapılan iş yerlerinde çalışanlar öğleden sonra uyuyor. Bizim müşterimiz buna özen gösteriyor” diyor

Keyveni, bir yemek fabrikası. Türkiye’nin ilk butik yemek fabrikası olma iddiasında. Birçok şirketin tabldotlarını yapıp, dağıtan yemek fabrikalarından. Okmeydanı’ndaki yerini ziyaret ettim. Günde binlerce kişi Keyveni’den çıkan yemeklerden yiyor. Tüm belgeleri tam, temiz, düzenli bir yer.

Keyveni’nin sahibi Sadık Çelik. Onun hikayesi film olur. Zaten kendisi de itiraf ediyor, hayatını anlatırken Züğürt Ağa ya da Banker Bilo’ya atıfta bulunuyor. Çelik, Sivaslı. İstanbul’da üniversite okumuş. Solcu, örgütçü bir gençlik geçirmiş. Hâlâ da solcu, SHP’nin yönetiminde. Ve gelelim Sadık Çelik’in işindeki hünerine.

Bir kere Sadık Çelik etin iyisini, meyvenin, sebzenin en tazesini nereden alacağını çok iyi biliyor. Çünkü geçmişinde hayvan yetiştiriciliği, manavlık da var. Ayrıca öğrencilik döneminde de yemek yapmayı çok iyi öğrenmiş, iyi bir aşcı. Deli dolu bir yanı da var, hiç sakin değil, heyecanlı ve biraz da asabi. Fotoğraf çekilirken tebessüm etmesini rica ediyoruz, 30 saniye içinde çatıyor kaşlarını.

* İlk ne zaman çalışmaya başladınız?

Sivas Divriği doğumluyum. Bizim oralarda ya çiftçi olunur ya da madenci. Babam çiftçiydi. Bizim oralara madenden taşımacılık yapmak için kamyonlar gelirdi. Annemin yaptığı yayık ayranını satardım kamyonculara. Ayrıca köyümüzün elmasını, kayısısını da satardım. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul’a geldim.

’Kızıl tüccar’ derlerdi

* Ailede yemek işiyle uğraşan var mı?

Yok tamamen tesadüf ama hayat bana adım adım tecrübe kazandırdı.

* İstanbul’da zor bir öğrencilik dönemi geçirmişsiniz...

1978 kuşağıyım. Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudum. O dönemde büyük gruplara çatal, bıçak satan bir ağabeyimiz vardı. Onun Beyoğlu’ndaki yerine takılırdım. Dündar Kılıç’tan Kadir Topbaş’a hepsini o dönemde tanıdım.

* Öğrenciliğinizde yemek işine nasıl girdiniz?

Yurtlarda kalıyorduk. Yoksul ailelerden gelen çocuklardık. O dönemde güçlüydük. Üniversiteler de demokratikti. Yemeğimize kendimiz karar veriyorduk. Ben de öğenci temsilcisi olduğum için bu işleri organize ederdim. Yurtta bir ara ’Kendi yemeğimizi yapalım girişimi’ni oluşturmuştuk. Farklı yurtlarda kaldım ve o yurtlarda arkadaşlarla birlikte akşam yemeklerimizi toplu ürettik. Nereden ne alınır o dönemde iyi öğrendim. O dönemde arkadaşlarım bana ’kızıl tüccar’ derdi.

* Üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatına nasıl atıldınız?

Kredi Yurtlar Kurumu’nda yönetici oldum. Ama kısa sürdü.

* 12 Eylül oldu

Evet. İstifa ettim. Birinci Şube’ye sık sık gidenlerdenim. Sonra Okmeydanı’nda Aygaz Bayisi bir akrabam vardı, onun da bir yemek fabrikasından tüp karşılığı alacağı varmış. O gidip gelirken, bu alacak karşılığı fabrikaya ortak oldum. Ama ortaklık yürümedi, ben de askere gittim. Giderken de elimde kalan parayı bankere yatırdım.

* Hem solcusunuz hem de bankere para yatırıyorsunuz...

Yatırdık. Ben askerdeyken banker battı. Ne yapıp edip parayı geri aldım, hem de 3 katını... 1.5 milyon liram vardı. O sırada eşimle evlendim. 500 lirayı evliliğe ayırmıştım. Gerisiyle de gazete ilanıyla et toptancılığı işine girdim. Ortak olduğum kişinin uçan kuşa borcu olduğunu bilmiyordum. Üstelik eşimin köyünden Karaman’dan alıyorduk etleri. O para battı. Üreticilere borçlandık.

* Ne yaptınız daha sonra?

Kayınpederimin önerisi üzerine Karaman’a yerleştim. Karaman’da borçlu olduğum üreticileri karşıma alıp ’ödeyeceğim’ dedim, yaptım.

* Yemek üretimine nasıl girdiniz?

1985 yılında Mis yemek fabrikamızı kurduk. Marka adı da Keyveni oldu.

* Kaç şirketiniz var?

Çok şirket var. Butik yemek üretimi yapıyoruz.

* Butik yemek deyince ne anlamamız gerekiyor?

Organik sebze, meyve, Fransız, İtalyan mutfağı... Nasıl isterlerse o isteğe göre yemek veriyoruz. Türkiye’nin en usta lezzet duraklarından ustalar transfer ettik. Çalışanlara karbonhidrat yüklemesi yapmıyoruz. Karbonhidrat yüklemesi yapılan iş yerlerinde çalışanlar öğleden sonra uyuyor. Verimi düşürmemek için bu tür mönüler istemeyenler müşterimiz.

* İşyerleri mönülerde neler tercih ediyor?

Eskiden beyaz ekmek istenirdi, şimdilerde kepek ve çavdar ekmekleri tercih ediliyor. Tavuk suyuna pilav yerini tagliatelle’den ravioli’ye, İtalyan mutfağının onlarca çeşit makarnasına bıraktı. Artık her iş yeri salata bar istiyor.

Yemek yarışması düzenliyor

Keyvenİ “Türkiye’nin keyvenisi aranıyor” adlı bir yarışma düzenliyor. 15 Kasım’a kadar yarışmaya başvuran yemek ustaları hem 1.000 YTL’lik ödülün sahibi olma hem de bir Keyveni olarak tarifini ismi ile birlikte yayınlatarak çocuklarına hatıra bırakma şansına sahip olacak. Başvuru adresi ise ‘www.keyveni.com’.

Ümraniye’de ezogelin çorba Boğaz’da sushi tercih ediliyor

Keyvenİ İstanbul’da farklı yerlerde bir araştırma yaptırdı. Bu araştırmaya göre bölge bölge tercih edilen yemekler:

* Ümraniye organize sanayi: Ezogelin çorba, pilav, dalyan köfte, turşulu salata, sakızlı muhallebi.

* 4 Levent- Maslak civarındaki plazalar: Salata bar, diyet büfe, organik ürün, kepek ve çavdar ekmeği, İtalyan mutfağı, Saksonya kreması, özel coffee break, bitki çayları.

* İçerenköy, Kozyatağı plazaları: Brokoli ve kereviz yaprağı çorbası, enginar, kereviz, yer elması gibi zeytinyağlılar, mevsim yeşillikleri, diyet ürünleri, havuç tatlısı.

* Tuzla-Gebze’deki fabrikalar: Yayla ve tarhana çorbası, nohut ve kuru fasulye, beyaz ekmek, pilav, cacık, kazandibi.

* İkitelli organize sanayi: Şehriye çorbası, beyaz ekmek, şekerpare, kağıt kebabı.

* Hadımköy ve Yenibosna: Mercimek, kremalı sebze çorbası, döner, spagetti bolonez.

* Zeytinburnu: Söneberi, pazı dolma, piyaz, yoğurt, su böreği.

* Kemerburgaz, sandal sefası, melek pilavı, karamelli keşkül.

* Şişli-Okmeydanı ve Taksim bölgesi: Çin usulü tavuk, kabak graten, fırın makarna, Amerikan salata.

* Boğaz hattı: Sushi, balık pane, saksonya kreması, portakallı mor lahana salatası, fıstıklı prens

EMEKLİ OLAMAM ÇALIŞMADIĞIM HAYATI DÜŞÜNEMİYORUM

SadIk Çelik’in iki oğlu var. Büyük oğlu Işık Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde, küçük oğlu ise İngiltere’de İşletme okuyor. “Büyük oğlum işime, küçük oğlum ise siyasete ilgi duyuyor” diyen Çelik, emeklilik hayalini sorduğumda, “Ben emekli olamam. Çalışamadığım bir hayatı düşünemiyorum. Haftada 3 gün spor yaparım. Yıllardır aynı kilodayım. Vücudumda yağ yoktur. 65 kiloyum, sağlıklıyım” cevabını veriyor.

EN ZOR GÜNÜM

Et toptancılığına başladım param battı

Gazete ilanıyla et toptancılığı işine girdim ancak ortak olduğumuz kişinin uçan kuşa borcu varmış, bilmiyordum. O para battı, ortak ortadan kayboldu. Üreticilere borçlandık. Güzelim yeni eşyalarımızı toptancı kamyonunun arkasında Karaman’a taşıdık. Orada borçlarımı ödedim çalışarak...












DİĞER YENİ YAZILAR