Almanlar’a döneri öğreten Türk Berlin’de otel açıyor

11 yaşında çalışmaya başlayan Titanic Otelleri’nin sahibi Mehmet Aygün’ün iş hayatı ilklerle dolu

Haberin Devamı

Giresun’a tostu ve dondurma makinesini ilk o getirdi. Almanya’da ’Hasır Restoran’ zincirini kurdu. Berlin’de ilk döneri o yaptı. Aygün şimdi de Berlin’de Titanic Oteli açmaya hazırlanıyor

Aygün Şirketler Grubu Başkanı Mehmet Aygün Almanya’da yıldızı parlayan işadamlarından. Türkiye’de en bilinen yatırımı Antalya-Lara’daki Titanic Otel. Almanya’da ise Hasır Restoran zinciriyle tanınıyor. İstanbul’da Anadolu Yakası’nda bir ay önce Titanic Business Oteli açan Mehmet Aygün’le yeni otelinde buluştuk. Bundan 12 yıl önce Almanya’daki restoranına gitmiştim. 3 yıl önce de Lara’daki otelini gezmiştim.

Mehmet Aygün son yıllarda iş dünyasında bilinen lakabıyla Titanic Mehmet’i fotoğrafları çeken arkadaşım Burak Kara da ben de Fatih Terim’e çok benzettik. Giyim tarzından konuşmasına gerçekten de benziyor. Kendisine bunu söylediğimizde, Fatih Hoca’nın yakın arkadaşı olduğunu anlattı. Samimi, işini çok seven, konuşmaktan hoşlanan biri Aygün. Babadan, aileden kalma değil, ne yaptıysa tırnaklarıyla kazıyarak yapmış, sıfır noktasından yükselmiş bir işadamı.

Hep kendime iş yarattım

Karadenizlisiniz. Nasıl bir ailede büyüdünüz?

6 kardeşiz. Giresunluyuz. Babam bakkaldı. Annem en küçük kardeşime hamileyken babamı kaybettik. Çocukluğumuz hep mücadeleyle geçti. 18 yaşında gittim Almanya’ya. Orada dayım vardı. Restoranı vardı, ona yardımcı oldum.



Biraz hızlı geçtiniz çocukluğunuzu. Anneniz için çok zor olmuştur 6 çocuğu büyütmek. Okuyabildiniz mi? Kaç yaşında başladınız çalışmaya?

6 erkek çocuk. Annem çok üstün bir insan. Hepimiz okuduk. Ben 11 yaşında babamın bakkal dükkanını açardım. Babamı kaybedince bakkala sahip çıktık. Annem evde kase kağıdı yapardı, ben de satardım. Hep kendime iş yarattım. Dışarıda hamsicilikten işportacılığa kadar her işi yaptım. Yüz kızartıcı hiç bir şey yapmadan, helal para kazandım.

Giresun’dan ne zaman ayrıldınız?

18’ime kadar Giresun’daydım. Gençliğimde Ordu’ya gittim bir gün. Ordu biraz daha ilerdeydi gelişmişlik açısından. Orada hayatımda ilk kez tost gördüm ve tostu Giresun’a getirdim.

Bildiğimiz tosttan bahsediyorsunuz...

Evet. Eskiden yoktu, tost basmazdı kimse. Ekmek arası tost... Daha sonra dondurma makinelerini de ilk ben getirdim.

Siz doğuştan girişimciymişsiniz... Bunları kaç yaşında yaptınız?

14-15 gibi. Aile olarak sıfırdan geldik. Kardeşlerimi de okuttum. Liseyi bitirince de Almanya’ya okumaya gittim. Mesleki üniversiteye girdim. İlk önce dil eğitimi aldım. Dayıma 2 sene kadar yardımcı oldum, boğaz tokluğuna çalıştım.

Restoran işine böylece girdiniz...

Evet, Berlin’de restoran açtım sonra, tuttu. Hasır restoran. İşler iyi gidince 2 kardeşimi daha yanıma aldım. 3 kardeş Berlin’de, 3 kardeş de Giresun’da hep çalıştık.

Kaç restoranınız oldu?

Berlin’de şimdi 8 restoranımız var. 30 yıldır işletiyoruz. Süreklilik çok önemli. Türkiye’de 30 yıldır bu işi yapan kaç restoran var? Biz bunu Almanya’da başardık.

Almanya’da Türk döneri Alman sosisini bitirdi diyenler var...

Valla doğru. Biz de hazır döner işine girdik. Günde 2.5 ton döner yapmaya başladık. Berlin’e döneri biz dağıttık. Hâlâ da devam ediyoruz. Almanya’ya gittiğimiz ilk yıllarda ortam çok farklıydı. Malum Almanya’ya ilk gidenler Anadolu’dandı. Köyden kente gitmeden Almanya’ya gittiler. Biz şehirden gittiğimiz için farklıydık. Ben ilk gıda fuarına katıldığımda döneri Türkler’e tanıttım. İlk gördüklerinde bomba sanıyorlardı! Döneri tanıdılar, sonra da Almanlar’a tanıttık.

İlk oteli Şişli’de aldık

Türkiye’de yatırım yapmadınız mı o yıllarda?


Yaptık. Üç kardeşim Giresun’da önce taksiciliğe başladı, sonra kamyon ve TIR’la nakliye işine girdik. Sezer Otobüs İşletmeleri’ni aldık ve 10 yıl işlettik. 1994’te o işten çıktık.

Neden?

Yürüyen otelden yerleşik otele geçelim dedik ve Şişli’de ilk otelimizi aldık. Ben Berlin’de Giresunlular Derneği’nin başkanıydım. Giresunlular Derneği gecesine milletvekili Rasim Zaimoğlu geldi. Oteli varmış, o gecede konuştuk ve otelini aldık. Şişli’de 27 odalı otelimiz oldu. Daha sonra da Taksim’de 85 odalı otel aldık.

Antalya’da turizme girmeye nasıl karar verdiniz?

Lara’da arsa vardı, aldık. Hayalimizdi. Şehir oteli konseptini sevmiştik, turistik otel de istedik. Bölgedeki ilk otellerden biriyiz. İlk senemizde yüzde 85 doluyduk, sonra daha da iyi oldu. 2003’te açtık otelimizi.

Berlin’de de Titanic Otelleri’ni açmayı planlıyorsunuz...

Evet. Yerimizi aldık. Proje hazırlanıyor. İki sene sonrasına açarız diye planlıyoruz.

Emekliliği düşünmeye fırsatım olmadı

Mehmet Aygün’ün biri 10, biri 22 yaşında iki oğlu var. 22 yaşındaki oğlu turizm sektöründe staj yapıyor. “Eşim bana büyük destekçi. Eşim olmasa hiç bir şey yapamazdım. Evden huzursuz çıksam işlerim iyi olmazdı, eşime çok şey borçluyum” diyen Aygün, emeklilik hayalini sorduğumda ise “Daha yapacak çok şey var. 20 sene önceki gibi değilim. ’Şu kadar param olsa yaşım 20 olsa’ diye bir şey yok. Emek vermeden bir noktaya gelinmiyor. Benim için en önemli şey ailemin yüzünün gülmesidir, emekliliği düşünmeye fırsatım olmadı” cevabını veriyor.

Futbol takımları Antalya’ya 40 milyon euro bırakıyor

Siz de ’her şey dahil’ sistemdesiniz. Bu sistem turizmi ucuzlatıyor diye çok eleştiriliyor. Bu sistem sizin için vazgeçilmez mi?

’Her şey dahil’ sistemde kaliteden kaçarsanız turist de kaçıyor sizden. Bir sene önceden satıyorsunuz odaları. İyi fiyattan pazarlama yapmalısınız. Titanic iyi bir marka. Bugüne kadar hiç fiyat kırmadım. Bu sistemde önemli olan kaliteden ödün vermemek. Keşke satmasak ama bu kadar turist gelir mi?

Fark yaratmalıyız

Gelir mi?


Bence gelmez. Turist önceden parayı ödüyor, bütçesini yapıyor. Buna alıştı. Gelince elini cebine atmıyor. Deniz, kum, güneşe geliyorlar. İyi hizmet bekliyorlar. Ama bunları çeşitlendirmeliyiz. Kış turizminde 1.500 futbol takımı Antalya’ya geliyor. Bu çok güzel. 40 milyon euro sadece futboldan geliyor.

Size en çok hangi ülkelerden turist geliyor?

Rusya, İngiltere, Almanya’dan geliyor genelde. Antalya artık çok iyi biliniyor. Tur şirketleri de taşın altına elini koydu. Artık Türkiye’de onların da otelleri var, Türkiye’yi riskli ülke görmüyor.

EN ZOR GÜNÜM

Titanic batırdım!

Otobüs şirketi işinden çıktığım gün zordu. Yatırımlar yapmış ama beklediğimizi bulamamıştık. Bir iki Titanic batırdım ben otobüs işinde.

Lakabım bile Titanic Mehmet oldu

Aygün Şirketler Grubu’nun Taksim ile Şişli’de Aygün otelleri 2003’ten sonra Titanic adı altında birleşti. Antalya’daki Titanic Otel 2003’de açıldı. Bir ay önce Kartal Titanic Business Otel Aygün ailesine katıldı. Bakırköy’de Capacity’nin yanında Titanic Ford Otel yapılıyor.

“Otellerinize Titanic adını koyarken çekinmediniz mi” diye sorduğumda, “Arsayı aldık Lara’da, mevcut projeyi beğenmedik. Bir mimarın gemi şeklindeki otel projesini çok beğendik ve ’Titanic olsun’ dedik. Bu gemi aynı zamanda aşk ve lüksle de hatırlanıyor. Ben hiç kötü düşünmem. Bence başarılı bir isim oldu. Kimse gittiği otelin adını hatırlamaz, bizimki hatırlanıyor. Birçok otel bizim otele göre tarif ediliyor. Benim lakabım bile Titanic Mehmet oldu” dedi.




DİĞER YENİ YAZILAR