Acınası haldeyken şarkılar yazabilirsin
Blonde Redhead, her dönemin ruhsal acılarına ithaf eden şarkıları ile zamansız bir grup olduğunu gösterdi. Yaptıkları her iş onları bir adım daha öteye taşıdı. Şu sıralar ise dört şarkılık EP’leri 3 O’Clock’ın turnesindeler. Yine neşe ve karamsarlığı aynı potada birleştirmeyi başarmışlar. Japon asıllı Kazu Makino’nun kışkırtıcı ve sakin vokali, İtalyan kardeşler Amedeo ve Simone Pace’in her daim sinirli halleri onların müziğinin DNA’sının ana maddeleri. Grup, 20 Şubat akşamı IF Performance Hall Beşiktaş sahnesinde olacak. Öncesinde yeni albümün ilhamlarını konuştuk.
Zamansız şarkılar yaptığınızı düşünüyor musunuz? İlk albümünüzden bugüne 18 yıl geçti...
Zamansız müzik yapmaya çalıştık. Bazı şarkılarımız zamansız oldu ancak bazen bunu başaramadık. Bazı şarkılar diğerleri için sıçrama tahtasıydı. Bir amaca hizmet ettiler. Bazıları kendiliğinden gelişti, diğerleri çokça çalışma gerektirdi. Ama bunları genelde çok fazla düşünmemeye çalışıyoruz.
Blonde Redhead müzikal anlamda yorgun bir grup mu yoksa yeni müzikler bestelemek için heyecanlı mı?
Elbette müzik yapmak hala heyecan verici. Müzik asla bizim kontrolümüz altında olmayacak bir sanat gibi görünüyor. Kendimizi ona karşı evreni düşünmeye başladığımızdaki gibi güçsüz hissediyoruz. Olasılıklar sonsuzdur ve bizim için bilinmeyen nedenlerden dolayı meydana gelir. Bence, yaptığımız şarkıda bir ezgi, iz ya da his aramak tüm zaman boyunca düşündüğümüz şeyin doğru olduğunu hissettiriyor.
Dünya müzik endüstrisini nasıl görüyorsunuz? Artık yeni çıkış yapan müzisyenlerin sesini duyurması daha mı zor?
Sektörün gittikçe daha yabancılaştığını hissediyorum. Her ne kadar bazı harika müzikler hak ettiği takdiri alsa da yine de güvenmesi zor. Sektör çok daha fazla soyut bir halde. Müziği seven ve doğru sebeplerden bu sektörde çalışan insanlarla görüşmek artık daha yorucu hissettiriyor. Biz müzik yapmaya başladığımız zamanlarda doğru A ve B kişilerinden öğrenecek çok şey vardı. Bunu anlayabiliyorduk. Kendi güdülerinin arkasındaki aşk ve tutkuyu hissederdiniz ve bu bizim için önemliydi. Şimdi her şey farklı.
İstanbul harika hissettiriyor
Müziğiniz sizce hangi hisleri uyandırıyor?
Umarım müziğimiz umutludur. Melankolik şarkılar yazmaya eğilimli olduğumuzu biliyorum. Bu her zaman bizim stilimiz olacak. Güzelliğin peşinden gitmek gibi bir isteğimiz var.
Müzik ile insanların hayatlarına dokunmanın gücünü nasıl tarif edersiniz?
Sadece müziğin bana nasıl ilham verdiğini ve beni hiçbir şeyin etkilemediği gibi etkilediğini biliyorum. Bu neyse ki herkesin deneyimleyebileceği güçlü bir kudret. Bazen dinleyicilerimize ne kadar önemli ve değerli olduğumuz söyleniyor ve bu bize sevinç ve heyecan veriyor.
İstanbul ile bağınızı nasıl tanımlarsınız?
İstanbul harika hissettiriyor. O çok özel bir yer ve biz orada bazı müthiş insanlarla karşılaştık. Biraz şehri keşfettik ama yeteri kadar değil. İstanbul’da olmak bizim için her zaman oldukça neşelendirici ve motive edici.
- Uzayda da olsanız aile önemlidir 16.04.2018
- Her şarkıda benden bir parça var 08.04.2018
- Çok daha sert şarkılar 01.04.2018
- Sahnede tam bir kontrol delisiyim 25.03.2018
- Editors çok daha karanlık 18.03.2018
- Festival kitlesini seçebilir miyiz? 04.03.2018
- Call Me By Your Name’in kusursuz müziği 25.02.2018
- Paris’te bir MGMT gecesi 11.02.2018
- Müzik ile iyi hissedeceksiniz 21.01.2018
- Teoman’dan karanlık bir yol 14.01.2018
