Şimdi terasta olmak var; mesela Nexus'ta

Bakmayın siz havaların bu aralar bulutlu olmasına, yaz yağmuru bunlar... Çabuk geçer. Geçtiğinde ne yapalım, bildiklerimiz yetti, yeni bir teras öner diyenler...

İşte bu yazı size biraz da...

Nexus diye bir yer... Markiz Pasajı'nın yan sokağında, Şimdi Cafe'nin hemen yanındaki apartmanın 4'üncü katında...

Son keşiflerimden...

Asansörden indiğinizde kapı yerine kırmızı kadife perdelerle karşılaşacaksınız. Kapı aranmayın boşuna. Asansör kapısının tam solundaki tahta kapıyı zorlayın biraz, oradan gireceksiniz mabede. Markiz Sokağı'nda tarihini koruyan ender binalardan biri burası... Yerler tahta, dekor için deli para harcanmış belli.

Duvarlardaki tablolara bakılırsa... Her şey buram buram nostalji kokuyor. Ama öyle 70'ler 80'ler
değil, 18. yüzyıla götürüyor sizi Nexus'un atmosferi.

Peki ya yemekleri?.. Yesem onu da ballandıracağım ama ancak mönüde gözüme çarpanları sayabilirim size. Niye?.. 'Yeni erkek' dünya mutfağına
kıl. Türk Mutfağı diyor başka bir şey demiyor. Kuru fasülye-pilav erkeği, babam gibi!..

"Dünya mutfağı varsa burada yiyemem" dedi, delirtti beni. Neleri kaçırdı peki?.. Izgara somon, bonfile, steak texas, makarna çeşitleri, İtalyan salatalar, yengeç paneler... Siz giderseniz bilin diye. Fiyatlara gelince... Salatalar 6-10 YTL, makarnalar 10-14 YTL., ana yemekler 13-17 YTL.

Yemek yiyemedik ama terasına bittik. Hava güzel olsa tam demlenme yeriydi. Geniş geniş minderler var, benim gibi koca popolara bile yeten... Bir de Boğaz manzarası görüyor ki...

Görmek için biraz zahmete katlanmak gerekse de değer. Arıza çıkarınca benimki, bir gün terasında, yıldızların altında içmek üzere vedalaştik Nexus'la... Nereye mi?.. Açlıktan kazınan midemizi doyurmaya tabii ki... Karşımıza çıkan ilk Türk lokantasına. İstiklal'deki Armada'nın vitrininden İstanbul'a ilk kez gelmiş turistler gibi yemek beğendik Bir önünde fotoğraf çektirmediğimiz kaldı yani. Kuru fasulye yokmuş, nohut pilav yedik de rahatladı neyse ki...

Erkeğin mi var, derdin var vallahi!..

Güzel bir yaz akşamı, gözlerden ırak bir terasta demlenmek isterseniz, Nexus'u unutmayın. Drew tavsiyesidir kendisi... Açık adres isterseniz de biliniz:

Adres: Asmalımescit Sok. No: 13/6 Beyoğlu,
Tel: (0212) 245 97 68

Yarın, unutma!
Haluk Levent annesinin türkülerini söyleyecek
Bazı müzisyenler var ki, albümleri kesmiyor... Onları illa ki sahnede, kanlı canlı izlemek gerekiyor. Alınlarından akanı görmek, seslerindeki titremeyi duymak, birlikte hoplayıp birlikte durulmak...

İşte onlardan biri...

Haluk Levent.. Yeni bir albüm çıkardı, bilmem duydunuz mu?.. Adı, Annemin Türküleri... Türkü deyince tüyleri diken diken olan biriyim ama içinden gitar geçen her müziği başka severim.

(Hoş, türküyle yatıp türküyle kalkan biriyle beraberim. İster istemez etkileniyor insan. Geçen gün kankam Gökmen (Özdemir) uyardı da öyle kendime geldim. İbrahim Tatlıses'in "İndim dereye taş bulamadım" mı söylüyormuşum. "Kızım kendine gel" dedi Gökmen'im. Benimki de Manga hayranı oldu çıktı ama... Bir Kadın Çizeceksiiiinn diye haykırıyor bütün gün. Ne diyeyim, Allah sonumuzu hayır etsin.)

Diyeceğim, Haluk'un yeni albümünü garanti ederim. Özellikle de Çemberimde Gül Oya ile İzmir'in Kavakları'nı başka söylemiş. Müzisyenliğine laf yok zaten, eh ses de yerinde maşallah. Daha ne olsun değil mi ama... Bu albümün adı boşuna Annemin Türküleri değil bu arada. Annesi Sabriye Hanım da eşlik etmiş oğluna. Stüdyoya bir girmiş, pir girmiş. Zorla sokmuşlar, söyledikçe açılmış ama çıkmak bilmemiş sonra. İyi de etmiş.

Bu albümü sıcak kılan şey de bu zaten... Annesinin evde iş yaparken diline doladığı, çocukluğu boyunca dinlediği türküleri derlemiş Haluk Ve rock sound'unda yeniden yorumlamış hepsini.

Türkü seviyorsanız, içinden rock geçsin ölürüm diyorsanız bu albümü almalısınız. Böylece Baba Beni Okula Gönder kampanyasına bir tutam tuz da siz atmış olursunuz. Bir de Haluk Levent canlı performansını biliyorsanız yarın mutlaka Studio Live'a uğramaksınız. Annemin Türküleri albümünün ilk konseri yann 24.00'te başlıyor. Cuma köşe yok, şimdiden duyurayım ki, "Bizsiz gittin" demeyin. Beklerim...