Salla topu, at stresi!..

Unutmuşum 'oyun'la eğlenmeyi. Bugün pazar... Şöyle eş dost hoşça vakit geçirmek istiyorsanız Galleria Bowling'e gidin, haftanın stresinden kurtulun, rahatlayın

Haberin Devamı

Soruyorsunuz hep, İzmir'i hiç özlemiyor musun?..

Özlemek şöyle dursun, aklıma bile getirmiyorum. Çoktan sildim doğduğum kenti. Doyduğuma geldim. Annemler olmasa adını bile anmayacağım, o derece sıyrık sıtkım.

Allah biliyor ya, İzmir'deki çalışma günlerim aklıma geldiğinde maziden tek bir hatıra geliyor gözümün önüne... Ne Kordon'da günbatımı, ne Balıkçı Barınağı...

Hilton'daki Fame City!..

Çocukluğu boyunca tek oyuncağı kırmızı topu ve kız bebeği olan birisi için bulunmaz bir nimetti Fame City...

Oyuncak fukarası olarak büyümüş Drew'iniz, gazetedeki iş molalarını Fame City'de verirdi. Çünkü Hilton burnumuzun dibiydi. Bir iş yeri için bundan daha güzel bir keyif olabilir mi?.. Gazete kapısından çıkıp eğlence dünyasına adım atıyorsun. Hey gidi mazi!..

Her birinde erkekleri alt ettiğim dart turnuvaları da bu gezilerin vazgeçilmeziydi. (Varsa bileğine güvenen çıksın karşıma, rakip tanımam, ihanette affederim, dartta affetmem.) Bir de adını şimdi hatırlayamadığım bir oyun vardı. Bir sürü delikten köstebekler çıkıyor; makineye bağlı bir sopayla kafalarını eziyordun hani. En sevdiğim oyundu. Birisine mi kızdım, soluğu köstebeklerin yanında alırdım. Sevmek için değil tabii, maksat kafalarını ezmekti!..

En az onlar kadar eğlenceli stres atma yöntemlerinden biri de bowling'di. İstanbul'a geldim geleli ne dart yüzü gördüm, ne Fame City...

Bir arkadaş sohbetinde söz döndü dolaştı bowlinge geldi de öyle aklıma düştü. Bakırköy'den taşındım taşınalı yolumun düşmediği Ataköy Galleria Bowling'e de o sohbet sonrası gidildi.

Aç Drew oynamaz, önce yemek yemeli. Niyetiniz varsa bowling'e yemek için restoran aramayın boşuna.

Bir oyun salonundan beklenmeyecek güzellikte ve şıklıkta Galleria Bowling'in yemekleri. Mönü zengin, çorba, salata, pizza, makarna.. Ama bowling'e en yakışanı patates ve bira.

Yemekler yendi, haydi yarışa!..

İki kız bir erkek gittik, kızımız dişli çıktı, erkeğini yendi. Ben mi?.. Bowling'te kaybettim ama aşkta kazanacakmışım, öyle dendi!..

Bugün pazar... Şöyle eş dost hoşça vakit geçirmek istiyorsanız Galleria'ya gidin derim. İsterseniz önce sinema izler, üzerine bowling yaparsınız.

Bugün olmazsa bir akşam uğrayın. Hatta iş arkadaşlarınızı toplayıp turnuvalar düzenleyin. İşteki kaynaşmaları artırmak manasında çok faydası vardır böyle organizasyonların. Hem gruplara ve şirketlere özel paket mönü var, ondan faydalanın. Göreceksiniz her lobut devirişte üzerinizden bir yük kalkacak, rahatlayacaksınız. Baksanıza, ben kuş gibiyim. Lobutları değil, sanki Karadenizli-2'yi tuş ettim!..
Tel: (0212) 661 03 22

Adımı kullanan beleşçilere dikkat!
Bazı art niyetliler sanıyor ki, her konsere özel davetiye geliyor, her mekana beleş giriyorum. Nerede efendim nerede... Ancak işletmecisi arkadaşım olan yerlerde ötüyor borum. Gerisi hikaye...

Geçen gün, Hayal Kahvesi'nin işletmecisi sevgili Turgay'dan (Cinoğlu) bir mail aldım. "Efes'çiler aradı, Gece Yolcuları için davetiye istemişsin. Herhalde kendin için değil, çünkü senin buna ihtiyacın yok, birilerini davet ediyorsan başım üstüne."

Şok oldum. Çünkü Hayal benim evim. Köşe başlamadan önce de öyleydi, şimdi de...

Yazmadan önce de kapısında sabahlıyordum. (Ne güzel günlerdi onlar be...)

Eski işletmecileri de arkadaşlarımdı, yani böyle bir davetiye istemem mevzu bahis değil. Sanırım birileri hem Efes'e hem de Hayal'e olan zaafımdan yararlanıp adımı kullanmak istemiş. Ama sert kayaya çarpmış bu kez. Uyardım Efes'çileri, Turgay'ı da...

Sizin de kulaklarınız açık olsun, her kim "Ebru Drew'im bu gece konsere geleceğim" diyorsa yemeyin; gerekirse beni arayıp teyit edin. Tamam beleşi herkes kadar ben de severim ama önce davet isterim. Davetle yetinmem, naza çekerim, ısrar beklerim. Kimseye telefon açıp "Ben geliyorum" demem, demedim. Adımı kötü emellerine alet edeni görmeyeyim, yakalarsam öperim!..

DİĞER YENİ YAZILAR