Bavulum ve ben alemdeyiz

Haberin Devamı

Bodrum’dan geldim, elimde bavul, yine Taksim’deyim... Pazar gecesinin klasiği oldu artık JazzStop. İşi abarttım, uçaktan iner inmez, havaalanı tuvaletinde kıyafetimi değiştirip öyle akıyorum gecelere. Bara da bavulla girdim ya, dahası nedir, merak etmekteyim.

JazzStop öncesi durağımız Kuruçeşme’ydi... Önce karnı doyurmalı tabii. Sortie içindeki Quente’ye gittik. Bir arkadaşım ’İçim sıkılıyor’diye tutturdu;

‘Deniz görmem lazım.’

Eh ben de hazır Bodrum’dan gelmişim, güneş sanki içime girmiş, öyle yanıyorum, straplez üstümle bronzluğumu teşhir edeyim dedim.

Niye Quente, derseniz... Et manyağı bir ekip bizimki, onlar seçmiş.

İlk Brezilyalı Quente

Burası da tam etoburlara göre. Kolum kadar şişlerle geliyor servis, garson döner misali kesiyor masanızda etleri. Portekizce’de mangal anlamına gelen Churrascaria usulü pişirmeyle tanıştırıyor İstanbulluları Quente. Şef de oradan gelme.

Kırmızılara geçmeden önce mezeleri sayayım isterseniz:

Taze fasülye, kızarmış muz, mantar, dolma, deniz börülcesi... Sonra biz bir şey söylemeden ha babam et geldi, tavuk kanat bile şişteydi. Meğer buranın, daha doğrusu Brezilya’nın usulüymüş. (Burası Brezilya mutfağının şehrimizdeki ilk örneği ya.) Masada bir yüzü kırmızı bir yüzü yeşil etiketler var, yeşil taraf üstteyse ‘Hâlâ yiyebilirim’ demek.

Siz bir şey demeden geliyor servis, kırmızıyı çeviririseniz kesiliyor, söze gerek yok. Biz yeşilde unuttuğumuzdan geliyormuş onca et.

Kalçadan, kuyruktan, hayvanın her bir yerini değerlendirmişler maşallah. Lezzetin sırrı, 20 gün marine edilmesi.

Nuar, sırt bonfile, dana kaburga, yılan balığı ızgara gibi seçenekler var, et yemeyen bir arkadaşınızla da gidebilirsiniz pekala.

Bu kadar ağır yemeğin ardından gelecek tatlı hafif olmalı. Başka yerde olmayan bir lezzetle tanıştık burada: Ananas ızgara.

Sakız dondurmasıyla üzerinde tarçınla servis ediliyor, yemelisiniz.

Bir de Brezilya içkisi Caipirinha’sı meşhur olacak gibi. Samba barlarının vazgeçilmeziymiş, mojitonun başka versiyonu, lime limon, cachaca ve şekerli. Fazla içmemekte fayda var, tatlı içki çabuk çarpar.

Hesap da Brezilya usulü bu arada. Tıka basa yiyip fiks ödüyorsunuz, içki hariç, limitsiz et servisi 69 lira. Bir de Brezilyalı kızların elinden yesek o etleri, tam olacak vallaha.



***




Ne zaman ciddileştik?

Her okuduğundan toplumsal ders çıkarma meraklıları işbaşındaydı geçen hafta. Kimi Bacardi kulübüyle ilgili yazıma teessüf etmiş, arkadaşlarım beni oraya götürmekle aşağılamışmış, eğleneceğime kadın dünyasının sömürüsüne baş kaldırsaymışım ya.

Kimi de AVM’ler yangın merdiveni vs. konularında ne gibi önlemler alıyorlarmış, onu incelememi istemiş.

Bunları unutmamak iyi güzel de...

Hep eli kalem tutanlardan dünyayı değiştirmesini bekleyen bir kitle var. Oldu, siz söyleyin, biz yazalım, ertesi gün istediğiniz gibi döner dünya!..

Bir, yanlış adrestesiniz. İki, onları hatırlatırken unuttuğunuz gerçek:

Yaşamda haz diye bir şey de var, sorundan bahsetmek kolay, hazza davet zor olan.

Ne vakit bu kadar ciddileştik biz?..

Başından beri bu köşede ahkam kesmiyoruz ki, sevdiğimiz yerleri/lezzetleri, başımıza gelen güzellikleri yazıyor, ‘Iskalamayın’ diyoruz kısaca.

Hayat yeteri kadar ciddi değil mi?.. Ciddiyet satan çok köşe var ayrıca, n’olur onlara yapın bu taleplerinizi. Burası keyif ve hayatı sevme köşesi. Sevenler gelsin, sevmeyene de sevdiririz illa ki :)

DİĞER YENİ YAZILAR