Biraz da Cadde’den havadisler

Haberin Devamı

Nihayet bahar yüzünü gösterdi. Hoş, iki günün sıcağına bakılırsa direkt yaza geçtik gibi. Montlar atıldı, Cadde kızları ayakları fora etti.

Hafta sonumun bir yarısı Karşı’da geçti de... Güneş görmemiş gibi herkes sokağa salmıştı kendini.

Bağdat Caddesi’nin piyasa durağı Starbucks belli ki, gerçi her köşe başına bir tane düşüyor ama bir şubesi var ki... Başka bellenmiş. Midpoint de öyle.

Anti-piyasacılar olarak tercihimiz Cafe Crown idi. Mönüsüne bayıldık, fiyatlarına keza. Koltukları deseniz oturanı kaldırmayan rahatlıkta.

Keşke dondurma molasını da burada verseydik diye iç geçirdik. Boş masa gördüğümüz bir mekâna rastgele oturmuştuk çünkü. Adı Han, Türk yemekleri var, baktık dondurma da koymuşlar listeye, ‘en masum tatlı’ kontenjanından diye söyledik iki tane. Söylemez olaydık.

Bir kez daha anlaşıldı ki her lezzetin bir adresi var.

Dondurma dediğini sadece bu konuda ihtisaslaşmış yerlerde yiyeceksin. Öyle mantıdan ızgaraya her şeyin sunulduğu ortaya karışık mutfaklarda değil. Bilmesine biliyoruz elbet, gel de nefse söz geçir. Üstüne üstlük kadınız, tatlı krizimiz tuttu mu anında müdahale şarttır bize.

Cadde sadece aylak aylak gezip, o ne giymiş bu ne takmış diye seyirlik bir yer değil tabii, bildik tanıdık lezzetlere de ev sahipliği yapıyor.

Mesela Küçükyalı’nın namlı balık durağı Foça... Cadde Foça adıyla açılmış Şaşkınbakkal’a. Deniz ürünleriyle en iyiler arasında anılan mekânın yeni yeri tipik bir balık restoranından farklı.

Ege otlarıyla bezeli meze mönüsü baki, et ve dünya mutfağı da eklenmiş ona. Cuma ve cumartesi geceleri Aydın Tansel’in şarkılarıyla geçmişe yolculuğa çıkabilirsiniz burada.

Müdavimlerine bu muştuyu verdikten sonra bakalım bu gece nereye/kimlere gitmeli?..



***




Kafa güzel, dünya güzel adresleri

Asmalımescit Sokak’ta canlı müzikleriyle adından söz ettiren bir adres Gemi... Üç kattan oluşan gemi gibi döşenmiş bir mekan. Şömine katı, sahne katı ve güverte katı, seç beğen otur.

Şömine katı günün her saati gidebileceğiniz, kahvenizi yudumlarken dergi ve gazeteleri karıştırabileceğiniz bir yer. Sahne katında ise belli geceler canlı müzik var. Buzuki Orhan, Sulukule Roman Orkestrası gibi müzisyenler sevenleriyle buluşuyor burada.

Bu gecenin yıldızı Planet... Tarzları caz, blues ve dünya müziklerinden oluşan bir harman.

‘Canlı müzik yorar’ diyorsanız atın kendinizi güverte katına. Hazır mevsimlerden baharken, gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar eşliğinde, sevdiğiniz ama yanınızda ama -uzakta da olsa- aklınızda, keyifli bir gece geçirirsiniz. Gemi, eski Markiz’in sokağından girince hemen solda.

Bu gecenin bir başka alternatifi de Babylon’daki iPod partisi. Sloganı ‘Bu partinin DJ’i sensin.’ Diyelim ki mekânlardaki DJ’lerin hep aynı şeyleri çalmasından sıkıldınız. Bu parti tam size göre. Kendi iPod’unuzdaki müziklerle eğlenebilirsiniz bütün gece.

‘Kafam güzel, dünya güzel’ diye haykırmaksa derdiniz Studio Live’daki tekila partisine gidiniz. Backspace, Mint ve Pijama gibi henüz dinleyip, onaylamadığım ama isimlerini duyduğum gruplar çıkacak. Rock ve tekila enteresan ikilisiyle hasret gidermek isterseniz tekila shot’lar 5, giriş 10 lira.

‘Ne varsa eskilerde var’ diyenleri de unutmamalı. Arnavutköy’ün eğlence adresi Eylül’de maziden tanıdık suratlar çıkıyor bu gece. Dağılma aşamasına kadar Yeni Türkü’nün şarkılarına flütüyle renk katan Fuat Oburoğlu ve gitarıyla ses veren Tuğrul Bayrak Durup Dururken adını verdikleri gruplarıyla sahnede. Neymiş ne değilmiş diyenler youtube’u tıklayıp, fikir sahibi olabilirler müzikleri hakkında.

DİĞER YENİ YAZILAR