Barlar gay’liğe özendirir mi?..

Hep ben hep ben de bir yere kadar ama. Biraz da sizin sıkıntılarınıza değinelim. Bakalım son zamanlarda kimler neden yakınmış bana.

“Şu resminizi değiştirseniz. Sağ eliyle tek gözünü kapatmış gülen bir kadın. Neden bu resminizi tercih ettiniz? Yazılarınız okuyorum ve beğeniyorum ama bu resim bir fecaat. Değiştirin lütfen. İnanılmaz rahatsız oluyorum.” (Nalan Bayar)

- Nalan Hanımcığım göz zevkinizi bozduğum için üzgünüm. Lakin ne yapalım fotojeninin f’sinden nasip almamış yüzüm. Biz bu meseleyi halletmiştik aslında. Sizin gibi aramıza yeni katılanlara tekrar gerekirse, resmimden memnunum ve değiştirmeyeceğim. Şimdilik. Ha yarın canım isterse başka.

Her şeyin güzelliğe endekslendiği bir dünyada varsın benim fotoğrafım da fecaat olsun canım, ne kaybederim. (Fecaat, çok acıklı, yürekler acısı demekmiş bu arada. Sayenizde öğrendim.)

Artık 30’unu deviren bir kadın olarak her tanıştığımdan ‘Aaa fotoğrafından daha güzelmişsin’ sözünü duymanın hazzını bilemezsiniz. Asıl köşelerinde filinta olup, görene ‘A bu muymuş’ dedirtenlere bakın siz. Foto’lar yalan, ben gerçeğim.

Sizi kınıyorum
“Genel olarak yazılarınızı takip etmiyorum. Love Bar’a takılan bir gay’in AIDS olduğunu anlattığı bir profili vardı. Barı merak edim araştırdım. Sizin 20 Nisan’da yazdığınız bir yazı çıktı karşıma google’da. Barlar iyi yerlermiş gibi bu kadar özendiriciliğe gerek yok bence. Yazık bu gençliğe. İnsanlara yararlı olacağınıza bu tür yazılarla büyük hata yapıyorsunuz.” (Mr. Kemal)

- Dear Kemal, gay’lerin anlatıldığı profillerle ne işiniz var bilemem ama yazılarımı takip etmediğiniz belli. Öyle olsa tek bir yazımdan hareketle hakkımda fikir sahibi olamazdınız değil mi?.. Ama sizin derdiniz başka. Ben ne yazsam çatacakmışsınız gibi geldi bana. Barlar iyi yerlerdir. Gidenler çirkinleştirir. Hem hangi erkek ‘Drew gay bar yazmış, pek özendim, gideyim, gay olup, geleyim’ der ki?.. Bu nasıl bir bakış açısıdır biri bana anlatsa ya. (Mr. Kemal siz hariç!)

Drewland’a beklerim
“Yazdıklarınıza (eğer yazı denirse) ibretle ve insanlarımıza ne verdiğini görmek için arada bakıyorum. Okumuyorum, zira sizin ülkenizin diliyle ‘trash’ addediyorum. Siz en iyisi erkeğinizi alıp, soyadınızı aldığınız Drewland’a gidin. NYC sosyetesi sizi orada görmekten mutlu olacaktır. Oralarda yaşamak eski ve yeni erkeklerinizi de çok mutlu eder. Siz hayatınıza gece 01.00’de başlarken ülkenin milyonları sabah beşlerde ve sizin gibi altında jeepler olmadan sokağa dökülüyor. Kendimize gelelim ve insanlarımızla alay etmeden yazı yolu ile topluma katkıda bulunalım.” (Besim Yılmaz)

- NY ve jeep mi?.. Allah söyletti diyelim. Jeep’li bir erkeğim bile olmadı dersem yalan olur, Karadenizlim-1’in jeep’i vardı Allahıma bin şükür. Artık olmayan bu popo jeep koltuğu da gördü yani. Çok pardon da trash nedir?.. Benim ülkemde böyle bir kelime yok da. Hem sabah 5’te işe gidenlerin faturası da mı bana kesildi şimdi, ayıptır günahtır ya.