Lübnan usulü eğlence

Uzun zamandır hafta sonları çıkmıyorum. Hem trafikte ölen zamanıma yanmıyorum; hem de eğlenmek için hafta sonunu iple çekenler yüzünden ‘yerim dar oynayamadım’ yakınmasıyla bitmiyor gece

Haberin Devamı

Uzun zamandır hafta sonları çıkmıyorum. Hem trafikte ölen zamanıma yanmıyorum; hem de eğlenmek için hafta sonunu iple çekenler yüzünden ‘yerim dar oynayamadım’ yakınmasıyla bitmiyor gece. Hafta içi, tadını çıkara çıkara eğleniyorum. Bir bilenler ‘Oldun artık sen’ diyor.

İtiş kakış ne içtiğimi bilememekten de üstümün başımın leş gibi sigara kokmasından da daha iyi böylesi. Cumadan alıyorum üç beş film, kuruluyorum köşe kanapeme, yeşil çayım, susamlı fıstıklarım, sinema keyfi yaşıyorum evde. Dolayısıyla ballandıracak hafta sonu maceralarım yok artık size.

Geçen haftadan birikmişlerim var ama... Önce farklı bir adres vereyim, ardından bu gecenizi güzelleştireceğim, gelin benimle.

Duymuşsunuzdur, Cahide’ye erkek kardeş geldi, Al Jamal diye. Yani bizim anlayacağımız şekliyle Cemal. Pera Palas’ın karşısındaki, eski adreste. Kocaman siyah bir perdeyi aralayarak giriyorsunuz içeriye. Merdivenleri çıkınca ayna ve simlerle kaplı bir salonda buluyorsunuz kendinizi. (Dekorasyonda Ali Türker farkı.)

Hemen sağda harem odası var, kız kıza partilenmek isteyenlere. Benim gibi ‘Erkeksiz olmaz’diyenler soldan devam ediyor. Oturma odası sıcaklığında bir yer... Işıklar loş, aynadan yansıyanlar hoş. Fantezi arayanlar için divan üstünde yemek keyfi var. ‘Divana oturmam, eteğimi buruşturmam’ diyenler için masalar da... Kim nereye isterse.

Ben, iflah olmaz fantezi düşkünü, divanı tercih ettim elbette. Kocaman bakır sini içine mezeler geldi önce. Babagannuş, nohuttan yapılmış Lübnan mantısı, tavuk dönerli humus, tabbule, falafel vs... Adları yabancı ama damak tadımıza uydurulmuş, Gazi-Bilal Ateş kardeşlerin maharetiyle.

Ara sıcaklarda da fındık lahmacun, Ortadoğu usulü börek, fıstıklı içli köfte, çiğnemeden yutturan birkaç çeşit daha sunuluyor. Ana yemekte öyle kitap gibi mönü içinde kaybolmak yok. Karışık ızgara ya da firik pilavlı döner... Karın doyurmak bu kadar basit işte. Finali de baklavalı lokumla yapın bence. Üzerine de hazmetsin diye nane çayı içtiniz mi... (O kadar yemeye öyle hafif kalktım ki, şiddetle tavsiye ederim.)

Ne içerseniz için işlemeli kadehler gelecek önünüze. Pek fiyakalıydı, ben bittim. Laf olsun diye Lübnan mutfağı denmemiş. Servis de orada nasılsa öyle. Bakır tabakları, kadehleri... (Bu da İzzet Çapa mekanlarının kraliçesi Rose farkı.)

Peki eğlence?.. Arap müzikleri ağırlıkta, lakin ’işini bilir’Adil yormuyor, Madonna da attırıyor araya, Tarkan’dan Gül Döktüm Yollarına da... Sezen’in Kenan Doğulu’ya ‘Böyle oku’ diye verdiği Çakkıdı’nın kayıtları da ilk kez burada çalıyor. (Başka yerde duymadım da...)

Cahide’deki şovların mimarları Burak (Kılıç) ve Mustafa (Oğuzcan) burada işbaşında. Üç dansöz çıkıyor, biri oryantal stardan. Ardından Jeyan diye bir afet canlı söylüyor. İki darbukatör eşliğinde. Size de kasenizi yayıp gecenin tadını çıkarmak kalıyor, daha ne?..

Belkıs Özener’le geçmişe
Kim demiş ‘Pazartesi geceleri ölü geçer’ diye. Bir zamanlar öyleydi belki ancak Cahide Varyete’nin gazino geceleri bu acı gerçeği değiştirdi. Geçen hafta iki gözümüz iki çeşme izlediğimiz Belkıs Özener, kaçıranlar için bir kez daha Cahide’de bu gece. Hani Yeşilçam’ın unutulmaz film müziklerinin sesi. Eski günleri yad etmek isteyen benim gibi musiki düşkünlerine duyurulur. Ardından da Zeliha Sunal şov var ki... Anlatılmaz, seyirlik bir hatundur kendisi.

DİĞER YENİ YAZILAR