Gazete Vatan Logo
Magazin Dünyanın tanıdığı Türk balet Utku Bal

Dünyanın tanıdığı Türk balet Utku Bal

11 yaşındayken çocuk korosu seçmeleri zannedip dans seçmelerine katılan ve bale hayatı başlayan Utku Bal, bugün sanat hayatına Fransa’da devam ediyor. Bal, Juene Ballet Europeen’in tek Türk baleti

Dünyanın tanıdığı Türk balet Utku Bal

Balet olmak çocukluk hayalin miydi? Bugünlere nasıl bir süreçten geçerek geldin?

Folklor, tiyatro evde şarkı söylemek, arkadaşlarımla eve gelen misafirlere gösteri yapmak gibi aklına ne gelirse bir şekilde sanatla ilgilenen bir çocuktum. Ancak bale ile ilgilenmek bir yana, balenin ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Ama hayat bana, bale ile ilgili herşeyi daima kendiliğinden getirdi. Kadere inanıyorum bu konuda. Annem benim sanatla ilgili tüm faaliyetlerle ne kadar mutlu olduğumu farketmiş bir anne olduğu için, bir gün gazetede Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin çocuk balesi ve korosu bölemlerine genç yetenekler aranıyor ilanı görünce ilgilenmiş. Beni alıp, koro için seçmelere götürdü.

Zorlu muydu seçmeler?

Şarkı söyleyeceğim diye beklerken, yere yatırıp vücuduma baktılar, bana dön falan dediler. Ne olduğunu pek anlamadım heralde şarkı söylerken dans da edeceğiz diye bakıyorlar sanıyorum! Ama o aralar okulda hoşlandığım bir kız da bu secmelere katılmıştı , onu da orada görünce havaya girdim. Sonra eve bir telefon geldi, bale bölümüne seçilmişim! Anneme koro yerine bale seçmelerinin saatini vermişler meğer telefonda! Eee kız da seçilmiş, ben de bale yapmaya karar verdim!

Haberin Devamı

Zaman içinde asıl aşk bale haline geldi. Çocuk balesinde haftada 1 gün bale dersi bana yetmedi, Antalya Lir Kültür ve Sanat Merkezi’ne gitmeye başladım. Ardından konservatuar macerası başladı. Ortaokulun seviyesini vererek direk Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı lise bale bölümünü kazandım lise 1 ve 2. sınıfı burada okuduktan sonra lise 3. sınıfta İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarına yatay geçiş yaptım ve üniversiteyi burada bitirdim.

Mezun olduktan sonra neler yaşadın?

Okuldan mezun olduktan 2 sene sonra Paris’e “AcadÈmie Internationale De La Danse”ta 2 haftalık dans eğitimlerine katıldım. O dönemde akademide “1789 Les Amants de la Bastille” müzikalinin seçmeleri yapılıyordu 2000 kişi arasından seçilen 15 kişiden biri oldum. Hem Akademi’de eğitim hem de kadrolu dansçı olma teklifi aldım. Vize almak ciddi bir sorun oldu maalesef. Paris’te öyle bir teklif hazır beklese bile, Türkiye’den seni alkışlarla yollamıyorlar. Kader yine benzer bir şekilde devreye girdi. Kaderim beni bu kez Paris’te yaşamaya ve bale yapmaya yolladı. Hem 1789’ta hem de başka müzikallerde dans ettim, ayrıca akademide oyunculuk eğitimime devam ettim. Bazı projelerde hem oyuncu hem şarkıcı olarak da görev aldım.

Haberin Devamı

Dans dışında nelerle ilgileniyorsun?

Müzik bir tutku elbette. Konservatuar yıllarımdan bu yana piyano çalıyorum. Bu konuda daha da çalışmak istiyorum aslında. Oyunculuk eğitimleri benim için bir yandan da kendimle ilgili keşiflere çıktığım bir tür hobi.

Günde 8 saat dans

Günde 8 saat dans ediyorum. Ama birkaç gün dans etmeyeceksem mutlaka koşuyorum. Bisiklete biniyorum.

Ben iyi bir örneğim

Günde 8 saat dans ettikten sonra nasıl dinlenir insan?

Dinlenme yöntemim ise gerçekten “hiçbir şey yapmamak”! Bazen birkaç gün evden hatta yataktan çıkmadan kendimi film izlemeye vererek dinlendiriyorum. Buna ancak birkaç ayda bir vakit buluyorum. Ama inan çok iyi geliyor! Bu sırada da en çok pasta ve çikolata ile ödüllendiriyorum kendimi. Biliyorsunuz Fransız mutfağı da bu konuda bir harika! Paris’teki tüm müzikal ve dans gösterilerini izlemeye çalışıyorum. Sinemaya gitmek de keyif aldığım bir dinlenme yöntemi. Son 2 senedir Paris’te yoğunlaştırılmış bir şekilde oyunculuk dersleri alıyorum. Vakit buldukça da buradaki akademide de piyano derslerine katılıyorum

Haberin Devamı

Türkiye’de baletliğin yeteri kadar anlaşılabildiğini düşünüyor musun? Sadece balet olarak Türkiye’de var olabilmek mümkün mü?

Bu da bir meslek. Genel algının tam tersine baletim dediğimde tuhaf tepkiler görmüyorum açıkçası. Ne ben ne de ailem garip bir yorumla karşılaşmadık bugüne kadar. Belki çevremin beni zaten başka birşey olarak hiç görmemesinin de etkisi vardır elbette. Ama bence sorun haline gelmesini isteyen bir kesim var sadece. Yoksa bu da bir sanat dalı, bir meslek. Özellikle iyi ya da kötü değil! Zor bir süreç yaşıyoruz, belki kavramlar yeniden yerine oturuyor. Pekçok konuda alışkanlıklar değişiyor. Ama dünyada hem bale hem de pekçok başka sanat dalında Türk olarak çok isim yer alıyor. Inan Paris’te zaman zaman tuhaf sorularla karşılaşsam da arkadaşlarım, o her zaman sorulduğu varsayılan soruları sormuyorlar bana. Ben iyi bir örneğim nihayetinde onların gözünde.

Haberin Devamı

Balet figürünün feminenlikle özdeşleştirilmesi hakkında ne düşünüyorsun?

Yaptığımız dans, tamamen estetik üzerine kurulu. Erkekliği sembolize eden dünya üzerindeki genel tüm algıların dışında bir dili var. Bu nedenle feminen algılanması çok normal. Çünkü evrensel bir algının tam tersi bir vücut dili kullanıyoruz bir bakıma. Ama bu nihayetinde bir koreografi ve sahnede büründüğümüz bir rol. Tabii ki hiçbirimiz özel hayatımızda o kıyafetlerle ve figürlerle kahve almaya gitmiyoruz. Öyle olsaydı tuhaf olmaz mıydı?

Dans estetik üzerine kurulu

Yaptığımız dans tamamen estetik üzerine kurulu. Erkekliği sembolize eden genel tüm algıların dışında..

“Kendi dans okulumu açacağım”

Gelecek planlarınız neler?

Türkiye’deki bütün arkadaşlarım “Fransa’ya giderek ne kadar güzel yaptın, özleme bizi ve sakın dönme, orada kal, Türkiye’de sanat bitiyor” diyorlar ama ben Türkiye’yi, özellikle İstanbul’u çok seviyorum ve bir gün döneceğim ama henüz tam olarak hevesimi alamadım. Üç-dört sene daha Fransa’da kalıp yaptığım işle tanınmak ve aranılan dansçı olmak istiyorum. Benim hayalim Bejart Ballet dansçısı olmak. Bunu da aklıma sokan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndaki bale hocam Cem Ertekin. Bana hep Bejart Ballet sahnesine çok yakışacağımı ve orada dans edebilecek kalitede bir dansçı olduğumu söylerdi. Her geçen gün yavaş yavaş buna yaklaştığımı hissediyorum. Önümüzdeki sene onun seçmelerine katılıp şansımı deneyeceğim. Türkiye’ye dönünce de kendi dans okulumu açmak istiyorum.