Gazete Vatan Logo

Dünya değişti artık Batıcıyız laikliğin bayraktarıyız

Yıl 1997... Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Erbakan'a 3 gün boyunca soru sordu. Erbakan savunmasını ayakta yaptı... İşte tutanaktan bir detay: Başsavcı Vural Savaş'la yerleri değiştirdik. Şimdi biz Batıcı olduk. AB savunucusu biziz. Refah Partisi demokrasinin, laikliğin bayraktarıdır...

VATAN, 28 Şubat döneminin en önemli belgelerinden biri olan kapatılan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın Anayasa Mahkemesi'nde yaptığı sözlü savunma tutanaklarına ulaştı.

Refah Partisi hakkında açılan kapatma davasında, partinin Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Anayasa Mahkemesi heyeti önünde 18 Kasım 1997'de sözlü savunma yapmaya başladı. Erbakan'ın sözlü savunması tanı 3 gün sürdü. Ve bu süre boyunca birkaç defa dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Erbakan'a soru sordu. Toplantı salonunda 11 kişilik Anayasa Mahkemesi heyeti ve Meclis'ten çağrılan 4 stenograf dışında kimse bulunmuyordu.

Erbakan'ın yaptığı savunmanın büyük bölümünü düşünce özgürlüğü ve parti kapatma davaları üzerine uluslararası hukuk anlayışı ile parti hakkında kapatma davasını açan dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın iddianamesine yönelik eleştiriler oluşturdu. Erbakan, daha sonra bir Anayasa Mahkemesi üyesinin "Bir makine mühendisinin, usta bir hukukçuya taş çıkartacak yetkinlikte. Ben çok etkilenmiştim" dediği savunmasında dönemin çok tartışılan olaylarına ilişkin açıklamalara da yer verdi. Erbakan'ın tarihi savunmasından ilginç bölümler şöyle:

Şimdi biz batıcı olduk
* Muhterem heyet üyelerinden bazıları şöyle düşünecekler, yahu siz bugüne kadar hep AB'ye karşı oldunuz, şimdi ne diyorsun sen Allah aşkına. Dünya değişti, şimdi AB savunucusu biziz. Neden, çünkü AB'de şu insan haklarını gördüğümüz zaman 'hah' böyle olması lazımdır diyoruz. Şimdi ne yazık ki, Sayın Başsavcı, 'Biz AB'yi kabul etmeyiz, bizim milli kanunlara göre hareket etmemiz lazım' diyor. O da (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) milli kanunun bir parçası zaten. 'Yok ben öyle kabul etmiyorum, Avrupa'da ölçüler bizi ilgilendirmez, biz kendi kendimize hareket edelim' demeye başladı. Yerleri değiştik, şimdi biz Batıcı olduk, çünkü insanlar söz konusu olunca bu gerçeklere inanmamak mümkün müdür?

* RP'nin nasıl bir gerçek olduğunu orta yere koyan en önemli husus, önce biz nereden geliyoruz; bir defa bendeniz, makine mühendisiyim, motor profesörüyüm. Teknik üniversitede 25 yıla yakın hocalık yaptım. Bu hocalıklarım esnasında Almanya'ya üniversite tarafından gönderildim... Almanya'da bugünkü NATO'nun kullandığı leopar tank motorlarının geliştirilmesinde araştırma başmühendisi olarak çalıştım...

Laikliğin bayraktarıyız
* TC. kurulurken çağdaşlığı esas almıştır ve demokrasi, insan hakları ve özgürlükler bakımından, çağdaş uluslararası standartlara uymayı esas almıştır. (...) Refah Partisi ülkemizde demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin, laikliğin ve hukuk devletinin bölgemizde ve bütün dünyada barışın, istikrarın, bütün ülkelerle iyi münasebetlerin teminatı değil sadece, bayraktarıdır... Bunu bütün dünya ve Türk halkı bilmektedir.

Ben akıldan kaçar mıyım ya?
* Ben 25 senelik profesörüm, kaç tane tez hazırlamış bir insanım, ilimin kıymetinin ne olduğunu herhalde şu 70 milyon insan içinde en iyi tanıyan kimselerden biriyim. Ben ilimden kaçar mıyım ya? Ben akıldan kaçar mıyım ya? Bir insanın, laikliğin gerçek ilmi manasına karşı olması için akılsız bir adam olması lazım...

Laikliğe karşı çıkan akılsızdır
* Laikliğin gerçeğini bir insan tanırsa, bu sevilecek bir şeydir, hatta zaruridir. Laiklik olmadan demokrasi olmaz, laiklik olmadan birarada yaşanmaz; ama, laikliği din düşmanlığı, laikliği dinsizlik ateizm olarak tatbik etmeye kalkışılırsa, önce, laiklik kendisi bunun karşısına çıkar, laiklik bu değil ki. Dolayısıyla, bir kimsenin laikliğe karşı çıkması laikliğin ne olduğunu bilmemesi ile veya akılsız olması ile ancak mümkündür.

Televoleli savunma
* Çağdaş dünyada, video bantlar, bütün bu elektronik bantların hepsi aynı muamaleye tabidir, (delil olarak kabul edilmez) bunu de hepimiz çok açık bir şekilde görüyoruz. İşte televizyonda, Televole diye bir yayın yapılıyor; bu televolede herhangi bir uyumsuzluk var mı; hayır. Gerçekle de bir alakası var mı; yok, tamamen montaj suretiyle her türlü şey yapılabilmektedir bantlarda.

Haberin Devamı