Türkün tuzu sevdiği kadar...

Sağlık Bakanlığı tuz tüketimini ülke genelinde azaltmak için harekete geçti

Haberin Devamı

Bir dizi önlem alınacak; bunlardan biri de toplu yemek yenen lokanta ve yemekhanelerde masalara tuzluk konulmaması. Çok doğru bir karar!

Biz Türkler bir İngiliz veya Amerikalının 2-3 katı kadar tuz kullanıyoruz! Günde 18 gram!

Aslında bunu çok önceleri, İngiltere’de yaşadığım sıralarda da anlamıştım. İngiliz arkadaşlarım ben tuzluğu elime alınca elime vuruyorladı. Koymamayı denedim; önce çok tatsız-tuzusz geldi yemekler. Bir süre sonraysa tuzlu yemekler zehir gibi gelmeye başladı. Evimizde yemekler tuzsuz piştiği için artık dışarıda yediğim zaman rahatsız oluyorum.

Günlük tuz alımında 3 gramlık bir azalmayla ne sağlanabilir?

* ABD’de yapılan (New England Journal of Medicine) bir araştırmaya göre kalp krizlerinden ölümlerin 54-99 bini,

* Herhangi bir neden bağlı ölümlerin 44-99 bini önlenebilir.

Kan basıncını artırıyor hipertansiyona neden oluyor

Tuz kan basıncını etkileyen en önemli yiyecek; kan basıncı üzerinde direkt etkisi var. Hafif hipertansiyonlularda sadece tuzu azaltmak ve beslenme şeklini değiştirmekle ilaca gerek kalmadan tedavi mümkün olabiliyor. Tuz, yiyecekleri özellikle de eti korumak için yüzyıllardır kullanılan bir madde. Öyle değerliymiş ki; Romalı askerlere maaşlarının bir kısmı tuz olarak verilirmiş. İngilizce maaş anlamına gelen salary sözcüğü “salt” kökenli.

Vücudumuzun gerçekten ihtiyacı olam miktar bir gram civarı. Sağlığa zararlı olmasını önlemek için günde 1,5 gramdan fazla almamak gerekiyor. Oysa Batı tipi beslenmede bir kişi günde ortalama 10 gram kadar tuz tüketiyor. Erişkinlerde yüksek tansiyonu önlemek için İngiltere, Amerika, Avustralya sağlık yetkililerinin önerisi günde hiç olmazsa 6 gramdan az tuz yemek! Fazladan yediğimiz tuzun çoğu cildimizden ve böbreklerimizden atılıyor. Ancak hepsi değil! Bir kısmı vücutta tutulup kalıyor. Aynen açık pakette kalan tuzun nemlenmesi gibi bu tuz da vücutta su tutup bizi şişirmeye başlıyor. Bu da kanın hacmini artırıyor. Sonuç: Kan basıncı artıyor. Gelsin hipertansiyon!

Günlük alınması gereken sodyum 2400 mg

1 çay kaşığı tuzda 2300 mg Na (sodyum) var. Sodyum mineralinin günlük alınması önerilen miktarı ise sadece 2400 mg. Bir günde ne kadar tuz yediğiniz düşünüyorsunuz şimdi, değil mi? Bunu hesaplarken sadece yemeklere kattığınız, serptiğiniz veya gözünüzle gördüğünüz tuzu saymayın. Yiyeceklerin çoğu meyveler sebzeler, tahıllar, süt, et, baklagiller zaten doğal olarak tuz içeriyorlar. Ekmekte, tereyağında, margarinlerde, zeytinde, konserve yiyeceklerde, tatlı da olsalar bisküvilerde ve keklerde hep tuz var. Özel işlemden geçmiş yiyeceklerse zaten raf ömürlerini uzatmak, uzun süre dayanmalarını sağlamak için iyice tuzlanıyor. Bir yiyecek ne kadar çok işlemden geçerse içerdiği sodyum oranı da o kadar yükseliyor.


Küçük bir deney yapın! Bir hafta tuzsuz yiyin. Ertesi hafta tuzlu yemekler zehir gibi gelmeye başlayacak. Ayrıca tuzu azalttıkça yiyeceklerin doğal tadını da almaya başlayacaksınız.

Tuz ne? Sodyum ne?

Sanki ikisi aynı şeymiş gibi algılanıyor ama değiller. Masa tuzu olarak kullandığımız “Sodyum chloride...” Sodyum yiyeceklerde doğal olarak bulunan bir mineral. Vücutta sıvı dengesi için önemli, hücrelerimize sıvının girişi ve çıkışına yardımcı oluyor, kan basıncını düzenliyor, sinir iletilerini sağlıyor, kas hareketlerine yardımcı oluyor.

Semiramis Pekkan akşam 6’dan sonra yemek yemiyor!

İngiltere’de Fullham’da bir evde konuğum. Ev sahibesi BBC Türkçe Servisi’nin efsanevi editörlerinden... İngilizler’de çocukların bile göz temasında kaçındığından, benim gibi bir Ege-Akdenizli için böyle dokunamayan, bakamayan bir toplumda yaşamanın zorluğundan bahsettim. Güldü...

* ‘Bir Semiramis baktırırdı!’ dedi.

* Türkiye’de akla gelen tek Semiramis var; Semiramis Pekkan!

* ‘Semiramis yıllar önce şuradan geçtiğinde, o soğuk, kimseyi görmez gibi yürüyen İngilizlerin başları çevrilirdi, hepsi döner döner bakardı!’

Semiramis Pekkan’la Fernando Botero’nun Pera Müzesi’ndeki sergisinde karşılaştım. Kendini bu kadar iyi taşıyan çok az kadın gördüm! Yanına gidip kendimi tanıttım ve bu anımı anlattım. Kısa bir röportaj da yaptım ayaküstü. İşte karşınızda:

* Kahvaltıda ne yiyorsunuz?

Kahvaltıda çimen suyu içiyorum.

* Öğlen yemeklerinde?

Genelde balık-salata yerim.

* Ya akşamları? Bu akşam ne yiyeceksiniz örneğin?

Benim için akşam yemeği saati çoktan geçti! Akşam 6’dan sonra yemek yemem.

* Düzenli spor da yaptığınız düşünüyorum.

Haftada 3-4 gün yürüyorum.

* Destek kullanıyor musunuz?

Evet. Özellikle de C vitamini kullanıyorum.

Ödem nedir?

Bir deney önerisi daha; patates veya patlıcanı kesin. Üzerine tuz dökün. Ve içlerindeki suyun dışarıya çıkışına tanık olun! Tuz hücrelerden sıvının dışarı çıkışına neden olu! İşte vücudumuzda da aynı reaksiyon gerçekleşiyor! Böbreklerimiz vücudumuzdaki sodyum düzeyini düzenliyor. Eğer sağlıklıysak, vücudumuzda gereksiz sodyum tutulmuyor, depolanmıyor. Peki ekstra sodyum her zaman atılabiliyor mu? Hayır! Böbrekler tam çalışmadığında, atılamıyor. Bu da genellikle yüzde, bacaklarda, ayaklarda şişmeyle kendini gösteriyor. Tıbbi adı ödem.

Sepetteki Sağlık

Karpuz

* Etli kısmı beta karoten (A vitamininin bitkisel şekli) ve C vitamininden zengin. İkisi de çok güçlü antioksidan; yani bizi yaşlanma ve kansere karşı koruyorlar.

* Çekirdekleri hazine değerinde. Yine çok güçlü birer antioksidan olan çinko ve selenyum mineralleri içeriyor. Çekirdekleri atmayın. Biriktirip kurutarak yiyin.

* 100 gramında 30 kalori var.

Hipertansiyonu olanlar!

Potasyumdan zengin sebze ve meyveleri artırın! Potasyum kan basıncının normale dönmesine yardımcı olan bir mineral. Meyve ve sebzeler potasyumun en iyi kaynağı.

İşte en iyi potasyum kaynakları...


* Kayısı * Muz * Brokoli * Kavun * Havuç * Hurma * Mantar * Portakal * Patates * Kuru erik * Kuru üzüm * Ispanak * Tatlı * Patates

Diğer iyi potasyum kaynakları: Kuru baklagiller, fıstık, süt.

DİĞER YENİ YAZILAR