Gazete Vatan Logo

DP ekonomide 3. yol öneriyor

DP’nin yeni parti programında öne çıkan konulardan biri de, “ekonomi”. DP, Türkiye ekonomisinin önündeki tıkanıklığın IMF programlarının terk edilerek, “3. yol” adını verdikleri yeni bir strateji ile aşılabileceğini savunuyor.

DP Ekonomik ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez, ANKA’ya yaptığı açıklamada, DP’nin yeni dönemde üreten, istihdam ve zenginlik yaratan istikrarlı bir ekonomik anlayışı hedeflediğini söyledi. İçinde “insan” olmayan ekonomik programların da, IMF programlarının da kalıcı bir refahı ve yararı sağladığı görülmediğini ifade eden Söylemez, o nedenle insanı odak alan yeni bir ekonomik anlayışın ve ekonomide yeni bir yolun hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Söylemez, “Bugün, müsebbibi olmadığımız ama maalesef en ağır biçimde etkilenen ekonomilerin başında geldiğimiz, son 60 yılın en derin ve uzun ekonomik çöküntü ve dalgalamalarıyla karşı karşıyayız. Dünyada 2002-2007 yılları arasında yaşanan likidite bolluğu sayesinde bizim gibi gelişmekte olan ekonomilere akan kısa vadeli spekülatif yabancı sermaye de, doğrudan yabancı sermaye de tüm beklentilerin üzerinde gerçekleşmişti. Ancak, artık ekonomide ve dünyada o ucuz ve bol dövizin ve uluslararası sermaye iştahın yerinde yeller esiyor” dedi.DP olarak, ne kapalı ve devletçi bir ekonominin, ne de bugün bir kumarhane kapitalizmine dönüşen, “altta kalanın canının çıktığı” bir vahşi kapitalizm anlayışının geçerli ve doğru bir yol olmadığı kanaatinde olduklarını ifade eden Söylemez, “Bu nedenle de ekonomide 3. yol mümkün diyoruz” diye konuştu. Bu çağda artık kimse gümrük duvarlarının ardına gizlenen, kapalı-devletçi ve kolektivist bir ekonomik modelin ve anlayışın başarı şansı olabileceğini öne süremeyeceğini savunan Söylemez şunları dedi:“DP olarak, sermayeyi tabana yayan, piyasaya giriş engellerinin kaldırıldığı, tekelleşme ve kartelleşmenin olmadığı, haklı rekabetin egemen olduğu gerçekçi kur rejiminin uygulandığı, arz yanlısı ve ihracata dönük, şeffaf ve hesap verebilir gerçek liberal bir piyasa ekonomisini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Ekonomide her şeyi döviz, borsa, yüksek reel faizi üçgeninden ibaret görmüyoruz. DP, güç ve çıkar odaklarının ve lobilerin değil, KOBİ’lerin, esnafın, çiftçinin, emeklinin, tüm işçi ve çalışanlarla birlikte işsizlerin sözcüsü ve temsilcisi olacaktır.

”-MAKUL ENFLASYON-SÜRDÜRÜLEBİLİR VE İSTİHDAM YARATAN EKONOMİK BÜYÜME-

Yıllardır uygulanmakta olan ancak ülke gerçekleriyle örtüşmeyen, adeta ekonomiye giydirilmiş bir “deli gömleğine” dönüşen enflasyon hedeflemesi uygulamasından da vazgeçilmesi gerektiğini savunan Söylemez, “Yüzde 3-4’lük enflasyon hedeflemesi sadece fiyat istikrarını sağlamaya yönelik olmakta makro ve finansal istikrarı göz ardı etmektedir. İstihdamı ve büyümeyi ikinci plana iterek ülkenin sosyo-ekonomik sıkıntılarını derinleştirmektedir. Enflasyon yoksulu daha da yoksul yapan, en haksız ve adaletsiz bir tür vergidir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde de yüzde 5’in altında olması da, yüzde 15’in üzerinde olması da büyüme ve istihdamı negatif etkilemektedir. O nedenle bizim gibi ekonomilerde ‘makul enflasyon’ oranının yüzde 8 ila 10 aralığında olması büyüme ve istihdamı da göz ardı edilmesinin önüne geçer. Demokrat Parti, ‘makul enflasyon’, sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratan bir enflasyonla mücadele politikasını hayata geçirecektir” değerlendirmesinde bulundu.

-SICAK PARA YERİNE GERÇEKÇİ KUR POLİTİKASI

Kısa vadeli spekülatif yabancı sermaye (sıcak para) ile ithalata dayalı bugünkü ekonomik modelin sürdürülebilir olmadığını belirten Söylemez, gerçekçi kur (reel kur) politikasıyla Türkiye’nin rekabet gücünün önünü açan, ihracata dayalı arz yanlısı bir ekonomik büyüme modelini hedefleyen bir anlayışı ortaya koyacaklarını ifade etti.AKP hükümetini özelleştirmeyi “haraç-mezat satıp kurtulmak olarak algılamakla” suçlayan Söylemez, “DP olarak, zarar eden, teknoloji ve sermaye yetersizliği çeken, rekabet gücünü yitirmiş KİT’lerin özel sektör eliyle ekonomiye yeniden kazandırılabilmesinin özelleştirmenin gerçek anlayışı olabileceğini düşünüyoruz. Özelleştirmenin gelir sağlamak amacıyla değil, zararları azaltmak amacıyla yapılmasının anlamlı ve doğru olduğunu düşünüyoruz” dedi.Söylemez, borçlanmanın azaltılması içi ise, kamuda lüks tüketim ve israf terk edilerek, denk bütçe için orta vadeli bir programın yürürlüğe konulacağını söyledi.

-BAĞIMSIZ “VERGİ YÜKSEK KURUMU" OLUŞTURULACAK-

DP olarak adil, ödenebilir, tabana yayılan ve basitleştirilmiş bir yeni vergi düzenini oluşturmayı hedeflediklerini anlatan Söylemez, verginin tespit, tahakkuk ve tahsilatında her türlü siyasi ve sübjektif mülahazayı ve tereddüdü bertaraf etmek için bağımsız bir “Vergi Yüksek Kurumu” oluşturulacağını belirtti. Böylece, vergi idaresinin daha bağımsız, süratli ve verimli bir yapıya kavuşturulacağını savunan Söylemez uygulamayı şöyle anlattı:"Vergi inceleme elemanları tek çatı altında toplanacak ve bu kurula bağlı olarak görev yapacaklardır. Gelir vergisi ücretliler için tek ve sabit oranlı hala getirilecektir. Peşin vergi kaldırılacaktır. Ücretlilere vergi iadesi sistemi yeniden sisteme sokulacaktır. Veraset vergisi kaldırılacak ve intikal vergisi harca dönüştürülecektir. Basit usulde vergilendirme kaldırılacaktır. Yatırım indirimi yüzde yüz teşvik sağlayacak biçimde sisteme yeniden sokulacaktır. Ücret dahil, tüm kazançlar vergiye tabii tutulurken, sağlık-eğitim-kira gibi önemli giderlerin belli bir yüzdesi belgelendirilmek şartıyla gider kabul edilecektir. KDV oranları düşürülecek, kademe sayısı azaltılacaktır. Rızaen vergi borçlarının ödenmesinde vergi aslına öncelik verilecektir.

-DOĞU’YA 2. NESİL KAMU İKTİSADİ KURULUŞLARI-

Söylemez, Doğu ve Güney Anadolu bölgelerinde ise yeni bir ekonomik kalkınma modeli devreye sokulacağını belirterek, “Yörelerin koşulları, özellikleri, yer altı ve yer üstü imkanları da gözetilerek çeşitli ve farklı sektörlerde sermayesini ve kuruluş organizasyonunu devletin kamu kaynaklarıyla başlattığı, yönetimini ise, ilgili yörelerin ticaret ve sanayi odaları, ziraat ve esnaf odalarıyla birlikte özel sektörün yaptığı, yöre halkının ortak ve hissedar yapılacağı 2. nesil kamu iktisadi kuruluşlarının oluşturulması sağlanacaktır. Bu kuruluşlar geçmişte zarar üreten, partizanca yönetilen, rekabet ve teknoloji yetersizliği çeken KİT örneklerinden bütünüyle farklı anlayış ve yapıda oluşturulacaktır. Devlet-millet işbirliği ve ortak organizasyonu ile yönetimi özelleştirilmiş yeni bir karma ekonomik bölgesel model olarak hayata geçirilecektir” diye konuştu.

Haberin Devamı