Gazete Vatan Logo
Magazin Doğru yerde, doğru zamanda buluştuk

Doğru yerde, doğru zamanda buluştuk

‘Kocan Kadar Konuş’ son dönemlerin en beğenilen komedi yapımlarından biri oldu. Efsun (Ezgi Mola) ve Sinan’ın (Murat Yıldırım) aşkı o kadar sevildi ki kısa süre içinde filmin ikincisi çekildi. ‘Efsun’ karakteriyle geleneklere baş kaldıran, aşkını yaşamaya çalışan genç bir kızı canlandıran Ezgi Mola, filmin başarısını, filmi oluşturan her şeyin doğru yerde ve doğru zamanda buluşmasına bağlıyor

Doğru yerde, doğru zamanda buluştuk

Komedi filmleri sevilmesine rağmen çok azı gişede başarılı oluyor. Kocan Kadar Konuş’un başarısını, şimdiden ‘3.’sü ne zaman çıkacak?’ sorularını neye bağlıyorsunuz?

Bizim filmimizin başarısının en büyük sebebi, doğru yapım şirketi ve olabilecek en güzel yönetmenle en doğru cast’ın kurulması. Kıvanç (Baruönü), bu konuda çok hassas ve ince eleyip sık dokuyan bir yönetmen. Bence işin en zor kısmı bir dünya yaratmaktır. O da bunu çok güzel bir şekilde yapıyor. Müziğiyle, senaryosuyla, renkleriyle, görüntüleriyle, oyuncularıyla doğru yerde ve doğru zamanda buluşabildik.

En merak edilen soruyu sorayım... Filmin devamı gelecek mi? Bu sefer evlilik sürecini izleyebilecek miyiz?

Biz yurt dışında da yurt içinde de röportajlar ve galalar yaptık. En çok karşılaştığımız soru bu. Film henüz bu kadar yeniyken bunu duymak bizi çok teşvik ediyor. Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama sorunun sorulması bile bizim için çok kıymetli. Gönül ister ki ikincisini yaptığımız gibi 3’ü de yapalım. Tabii ki talep edilir bir şey olursa biz de bu talebe cevap veririz.

Haberin Devamı

Gelinlikle zorlandığım oldu

İkinci filmde Efsun’un başına bir gelinin başına gelmesini istemediğimiz birçok şey geliyor. Bu sıralarda evlilik sürecine karşı bir korku oluştu mu sizde?

Olmadı. Burada bir film yaptığımızın farkındayım. Böyle şeyleri birbirine karıştıracak olursak ben yarın bir seri katili oynadığımda da psikolojim bozulabilir. Dolayısıyla oynadığım filmle özel hayatımı hiç birbirine karıştırmıyorum. Biz burada bir dünya kuruyoruz ve o dünyanın içinde bir gerçeklik ve samimiyet oluşturmaya çalışıyoruz.

Düğün süreci çekimlerinde sizi en çok ne zorladı? Çekimler yaz sıcağında yapıldı ve siz gelinlik giyerek birçok sahneyi çektiniz...

İnsan zorlanıyor. İlk filmde Aralık-Ocak ayında çalıştık. İstanbul’un en soğuk zamanlarıydı. Yazın da Temmuz-Ağustos ayında çalıştık. İstanbul’un en sıcak dönemiydi. Gelinliğin içinde zor anlarım oldu. Bulunduğumuz çekim alanının küçücük olması, ışıkların yakılması, bir anda 30 kişinin orada olmak zorunda olması gibi dış etkenler nedeniyle gelinliğin içinde zor anlarım oldu. Fakat bir felaket haline gelmedi :)

Haberin Devamı

Ne kadar şanslıyım dedim

Hümeyra ile çalışmak nasıldı?

Şahaneydi! Hümeyra ile çalışmak büyük bir şans. Her oyuncunun yaşamasını isteyeceğim bir keyif gerçekten. Çünkü Hümeyra hem çok profesyonel hem de çok disiplinli. Bir o kadar da keyifli, eğlenceli, renkli ve sürprizli bir kadın. ‘İyi ki Hümeyra olmuş, Allah’ım ne kadar şanslıyım’ dedim.

KENDİ YARATTIKLARI DÜNYA EN MÜKEMMELİ

Efsun’un odasının kapısında ‘Kitabı filmiyle yargılama’ yazılarak bu konudaki eleştirilere bir anlamda cevap veriliyor. Kitap ve film arasındaki farklar neler sizce?

Dünyada da böyle şeyler her zaman riskli bulunur. Her uyarlama için muhakkak olumsuz eleştiri yapılır. Çünkü kitap okuyucusunun kendi yarattığı dünyayı ona bir yönetmenin ve oyuncularının yarattığı halinde kabul ettirmek kolay bir şey değil. Herkes kendi dünyasında, en mükemmel prodüksiyonuyla hayal eder değil mi? Parasız pulsuz nasıl olsa. Dolayısıyla izlediği şeyle okuduğu şeyi aynı yere koyamıyor olabilir. Ama bizim filmimiz bence en az kitap kadar güzel bir film oldu. Hiç bir zaman da ‘Keşke kitabı kalsaydı da filmi yapılmasaydı. Bizim dünyamızı bozdunuz’ denilecek bir eleştiriyle karşılaşmadık. Karşılaşmamak için de elimizden geleni yaptık.

Haberin Devamı

Özellikle komedide çok sevildiniz. Bu alanda yeni işler gelecek mi, yoksa bir süre farklı türler denemek istiyor musunuz? Yakında yapacağınız projeler arasında neler var?

Oyuncu olduğum için bana getirilen işi sevip sevmediğime bakıyorum sadece. Türleri hiçbir zaman ayırmadım ayırmayacağım da. Şimdiye kadar gelen bütün işlerde ‘Ben bu işin içinde olursam verimli olur muyum?’, ‘Benim işe, işin bana katkısı olur mu?’ sorularına cevabım olumluysa o işlerin içerisinde yer aldım. Haklısınız son zamanlarda daha komedi ağırlıklı işlerin içinde yer alıyorum ancak bu benim daha önce daha farklı türde işler yapmadığım, bundan sonra yapmayacağım anlamına da gelmiyor. Yapabileceğim her işe sıcak bakmaya devam edeceğim. Bu dram da olabilir psikolojik gerilim de...

Haberin Devamı