Gazete Vatan Logo

Dink davasında flaş gelişme!

‘Dink’i öldürenler bölücü örgüt üyesi’

Dink davasında flaş gelişme!

Yargıtay Başsavcılığı, Dink cinayetini ‘adli suç’ sayarak örgüt suçundan beraat veren mahkemenin kararına karşı tebliğname yazdı, ‘Bölücü terör örgütü üyesi’ dediği sanıklara ağır ceza istedi.

Başsavcılık, Erhan Tuncel’e “Dink’i öldürmeye azmettirme” suçundan verilen beraatın da bozulmasını istedi. Büyük ağabey Tuncel’in bölücülükten de yargılanması gerektiğini bildirdi...

Örgüt suçundan ceza verilmesi için Susurluk davasında verilen kararı emsal gösteren Başsavcılığa göre sanıkların arkasındakilerin ortaya çıkarılmaması, örgüt suçundan beraat vermeye yetmez

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında yerel mahkemenin cinayeti “adli bir suç” sayarak örgüt suçundan beraat verdiği kararına ilişkin çarpıcı bir tebliğname kaleme aldı. Tebliğnamede, Dink’in sırf başka din ve milliyetten olduğu için öldürüldüğü ve cinayetin “devletin birliğinin bozulmasını amaçlayan, bölücü bir terör eylemi” olduğu belirtilerek, sanıklara “bölücü örgüt” suçundan ceza verilmesi istendi. Örgüt suçundan ceza verilmesi görüşüne, Susurluk kararını emsal gösteren Başsavcılık ayrıca, azmettirici olarak yargılanan ancak mahkemenin beraat verdiği polis muhbiri Erhan Tuncel’in de hem “devletin birliğini bozmak” suçundan hem de “Dink’i öldürmeye azmettirmek” suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtti.

Dink davasında flaş gelişme

Kim ne ceza almıştı?

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Yasin Hayal’in, Dink’i öldürmeye azmettirmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Orhan Pamuk’u tehdit suçundan 3 ay ve ruhsatsız silah suçundan 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, “silahlı terör örgütü” yöneticisi suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı. Erhan Tuncel’e McDonalds’a bomba atılması olayından dolayı 10.5 yıl veren ve yattığı süre nedeniyle tahliye eden heyet, Ersin Yolcu’yu 12.5 yıl, Ahmet İskender’i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu’nu 2.5 ay hapisle cezalandırırken, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan hepsine beraat vermişti.

Yargıtay Başsavcılığı, bu karara ilişkin tebliğnamesini, davaya bakacak Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

Tebliğnamede, Dink cinayetinin,”Sırf başka din ve milliyetten olması nedeniyle Fırat (Hrant) Dink’in öldürülmesi, sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında, devletin birliğini bozmaya yönelik eylem” olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Örgüt 2002’den beri eylemde

Tebliğnamede, “Üniversite öğrencisi, simitçi, işsiz ve küçük esnaf olan” sanıkların oluşturduğu örgütün 2002’den bu yana yaptıkları eylemler, “yabancı sermayeye ait olduğu” gerekçesilyle McDonalds’ın bombalanması, Trabzon Santa Maria Kilisesi rahibi olan Santoro’nun yaralanması ve sırf başka din ve milliyetten olmayı nedeniyle Hrant Dink’in öldürülmesi” eylemlerini gerçekleştirdikleri belirtildi.

Susurluk davası emsali

Başsavcılık, Susurluk çetesi davasında Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin verdiği karardaki şu ifadelere yer verildi: “Olayın derinliğini, devlet içini de kapsayacak şekilde araştırılmasını gerekli kılmakla, bu bağlamda yapılan soruşturmalarda, olayın arkasındaki ilişkilerin çözülmesinin güç, karmaşık ve duyarlı makamları ve görevlileri de kapsayacak ölçüde olduğunu ortaya çıkardığı, sanıklar dışındaki kimi görevlilere ile bunlara yardım edenlerin yargı önüne çıkarılmaları görevinin devletin yetkili organlarında olmakla birlikte...”

Bu karara göre sanıkların arkasındakilerin ortaya çıkarılmamasının örgüt suçundan beraat vermenin gerekçesi olmayacağı, sanıkların bu haliyle örgüt oluşturduğu savunuldu. Örgüt suçunun unsurlarının olayda olduğu belirtilerek sanıkların “üçten fazla olduğu, aralarında hiyerarşik yapının bulunduğu, görev dağılımı yaptıkları, iş bölümü ve iştigal olunacak faaliyet alanlarının önceden tespit edildiği, gizliliğin esas alındığı, işlenen suçların ideolojik amaçlarla gerçekleştirildiği” belirtildi.

Büyük abi “planlayıcı”

Başsavcılık, Hrant Dink’i öldürmeye azmettirme suçundan beraat eden ve tahliye edilen polis muhbiri Erhan Tuncel hakkındaki beraat kararının da bozulmasını istedi. Tuncel’in cinayetin planlayıcısı olduğunu belirten Başsavcılık, Tuncel’in Ogün Samast’ı azmettirdiği ve araç gereç temin ettiğini de belirtti.

‘Bölücülük’ten yargılansınlar

Başsavclığın tebliğnamesende sanıkların “bölücülük” suçundan yargılanmaları gerektiği ise şöyle savunuldu:

“Milleti oluşturan, dil, din ve etnik yönden farklı olan toplulukların arasını açmaya yönelik eylemler de ‘devletin birliğini bozmak’ suçunu oluşturur. Sanıkların kişisel özellikleri, geçmişleri, hedef gözetilen kişilerin etnik ve dini özellikleri ve ülkemizde yaşayan insan profili göz önüne alındığında, olayın henüz ilk aşamasındaki etkin soruşturma eksikliği sebebiyle sanıkların birliği bozmayı hedeflemelerindeki amaçlarının tespiti mümkün olamamış ise de böyle bir amacın varlığını ilk başta tespit edememek, TCK’nın 302/1. maddesindeki kasıtla hareket ettiklerinin tespit ve değerlendirmesine ve hukuki nitelendirme yapmaya engel değildir.”

Öcalan’ın ceza aldığı suç

Bu maddede düzenlenen suç Abdullah Öcalan’ın da mahkum olduğu “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” fiillerini ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırıyor. Tebliğnamade Yasin Hayal, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender’e bu suçtan “ağırlaştırılmış müebbet” verilmesi gerektiği belirtildi.

Mcdonald’s da “terör eylemi”

Tebliğnamede, Rahip Santoro’nun dövülmesi ve McDonalds’ın bombalanması eylemlerinin de örgüt eylemi sayılması, Mcdonalds’ın bombalanmasının ayrıca nitelikli öldürmeye teşebbüs suçu olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bunun yerine bomba atmak olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu vurgulandı.

Cinayetle tehlike gerçekleşti

Tebliğnamede şöyle denildi: “Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf ’örgüt kurdu’ desinler diye hiç kimse bir araya gelmez. Sanıkların ülke genelinde toplumsal etkinliği olduğunu aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu tehlike suçudur ve Dink’in öldürülmesi ile bu tehlike gerçekleşmiştir.

Sıradan bir cinayet değil...

Dink cinayetinin sıradan bir öldürme eylemi olmadığı, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, otoriteyi zaafa uğratmak, kamu düzenini bozup ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik oluşturmak, hukuksuzluk ortamına zemin hazırlamak, ülkemizi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak amaçlarının olduğu açıktır.

Ülke için tehlike doğdu...

Sanıkların yakalanmamaları durumunda örgütün ülkedeki etkinliğinin ve toplumsal sonuçlarının tehlike boyutunu da aşacağı öngörülebilecek bir durumdur. Sanıkların son eylemi sonrasında Türkiye genelinde gerçekleştirilen eyleme bakıldığında amaçladıkları ‘Devletin birliğini bozma’ tehlikesinin doğduğu da herkesçe müşahede edilmiştir.”

4 KRİTİK EKSİKLİK TAMAMLANSIN...

Cinayet mahalinde Ogün Samast dışında başkalarının da bulunduğu iddialarının araştırılması için 4 konunun araştırılması gerektiği belirtildi:

- Sanıklar Osman Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Mustafa Öztürk ve Tuncay Uzundal’ın örgüt üyeliği ve öldürme suçları yönünden, cinayet mahalindeki görüşmelere ilişkin TİB kayıtlarına yönelik bilirkişi raporu alınmalı.

- Akbank Osmanbey Şubesi’ne ait kamera kayıtlarının bulunduğu iddia edilen hard diskler, DVD ve CD’ler yeniden incelenerek, görüntülerin temin edilmesi durumunda cinayet mahalinde kimlerin olduğuna ilişkin bilirkişilere inceletilmesi gerekir.

- Saray Kumaşçılık kameralarına yansıyan kişilerin kimlikleri de bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmeli.

- İstanbul Başsavcılığı’nda açık olan soruşturma dosyası incelenmeli.

TESADÜF!: DİNK’E CEZA VEREN DAİRE BAKACAK

Tebliğnameyi, daha önce Dink’i 301. maddeden mahkum ederek hedef haline gelmesine yol açan 9. Ceza Dairesi inceleyecek. Başkanlığını, daha önce Dink’in mahkumiyeti yönünde oy kullanan Ekrem Ertuğrul’un yaptığı daire açısından, tebliğnamenin bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak daire, tebliğnameye aykırı karar verirse başsavcılık dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşıyabilecek. Daire, tebliğnameyi yerinde bulursa, dava yeniden görülecek.

Haberin Devamı