Tik-tak, tak-tik...

Haberin Devamı

Hiç sevmem... Sevmediğim gibi karşıyım da! Taktik maktik işlerine. Üstelik inanmam da...

Yani herhangi bir taktikle bir işi kotarmayı doğru bulmam. Sağlam olmaz çünkü! Ama kotarmak için değil de, (bu ‘kotarmak’ da nereden aklıma geldiyse!) eğlenmek, daha doğrusu biraz oyun oynamak içinse...

Bak o zaman biraz taktiğin zararı olmaz. Ama oyunu akıllıca kuracaksın. Ki karşısında mal gibi kalma!
Olayımız şuydu: Ex’inle karşılaştığında...

Hani büyük aşkla peşine düşmesini, pişmanlıklar yaşamasını istersin ya... Hatta sen de “Geçti Bor’un pazarı...” havalarına girsen falan... “O kadar olmasa da, onun aklına düşmenin bir yolunu biliyorum“ diye yazmıştım. Evet biliyorum.

Ya, aslında böyle şeyler yazmayı sevmiyorum desem... Ama artık söz vermişim bir kere. Yazacağım, çaresi yok!

Şimdiii... Önce kadınlardan başlayalım: Yani kadınlar ex’leriyle karşılaştıklarında...

Önce, bu konuda şimdiye kadar bildiğiniz her şeyi unutun! Güzel-bakımlı yakalanmayı, yanında bir yakışıklı olmasını, meydan okumayı, kuvvetli ve neşeli görünmeyi... Bunların hiçbirinin etkisi yok! Yüzdeye vursan olsa olsa % 10 falan... O da, en fazla eve gidinceye kadar.

Hele hele yanında veya hayatında başka biri varsa, onunla konuşuncaya kadar sürer. İkisine yatakta meze olursun, o kadar! Yani bırak onu deli etmeyi, iyilik bile yapmış olursun.

Bu yüzden...

Ders 1: Erkekler ulaşamayacakları oyuncaklar için ağlamazlar! (Vay!)

Ders 2: Oynarken kırıp döktüklerine hiiiç tamah etmezler! (Bu da Vay!)

O hâlde:

Demek ki, bunlar tam tersine gelirler. Ulaşabileceklerine ve kırıp dökülmeyene... Ama tabii içinde erotizm olacak mutlaka! Olacak da, nasıl olacak?

Bak, çok detaylı anlatacağım. Şimdi karşılaştınız değil mi? Merhabalaştınız... (Bir şekilde merhabalaş! Kaçma yani) Hiiç havalara girme. Öyle “Ben çok iyiyim, çok
mutluyum”ları unut. Çok yumuşak ol. Yumuşak ve sakin...

“Nasılsın?” diye soracak, “iyiyim” de “sen?” diye sor. O da, “Ben de iyiyim” falan diyecek ya.. Onları söylerken, sen gözlerinin direkt içine gülümseyerek bak. Yaramazlık yapmış da yakalanmış gibi bak.

Bir anda bütün yaşadığınız güzel anılar gözünün önüne gelmiş gibi ama hiç duygusallaşmadan hatta biraz da umarsızca de ki:

“Vay bee... Ne sıcak günlerdi değil mi?”
Bu kadar!

Yeter!

Zaten sen “sıcak” dedin ya, o orada kaldı. Onun bu sözlerden anladığı zaten şu:

“Bu verecek kalbini...“ Üstelik dertsiz! Ondan sonra, bir paket çekirdek al ve eve git. Sıcak bir duş al, giy pijamalarını, aç televizyonunu...

Üç-beş dakikaya seni arar. Bilemedin üç-beş güne...
Ondan sonrası beni ilgilendirmez.

Ama ben olsam... Çekirdeğimi çitlemeye devam ederdim. Amacıma kanmazdım!

Bir de iflah olmaz ex’ler vardır.
Onların aklına düşmek dahi istemezsin. Ya da bunun olamayacağını bilirsin ya...

O zaman yine kırıtıp, üstün görünmeye çalışma! Bu, tam tersine seni küçültür.

En iyisi onunla kafa bulmaktır.

“N’aber len Tahsin? Hâlâ horluyor musun? Uyku apnen devam ediyor mu? Heh hee...” de. Cevabını da bekleme...

Not: Erkeklere yer kalmadı. Artık başka zaman! Heh hee...

DİĞER YENİ YAZILAR