Gazete Vatan Logo

Devletin sesi mi?

Yedi ay öncesine kadar MİT'in ikinci adamı olan Cevat Öneş, PKK'nın silah bırakması ve iç barışın sağlanması için Öcalan'dan yararlanılmasını istedi

Ankara- Terör sorununu çözmek için ilginç bir sürece giren Türkiye'de son dönemde yaşanan MİT odaklı ilginç gelişmelere bir yenisi daha eklendi. MİT Müsteşarı Emre Taner'in yaptığı peşpeşe görüşmeler ve Başbakan'ın "Kürt sorunu" tanımının ardından şimdi de MİT'ten bu yıl emekli olan Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, strateji değişikliğine gidilmesini önerdi. Öneş, dünkü Radikal gazetesinde yayınlanan makalesinde yer alan öneri ve tespitleri özetle şöyle:

Öcalan'ın son tezi çözümde rol oynar: A. Öcalan tarafından formüle edilen ve geliştirilmek istenilen demokratik cumhuriyet tezinin içinde hiçbir zaman kabul edilemeyecek taleplerin bulunduğunun bilinmesi ve bu konunun tartışılmazlığı, bahse konu düşüncenin ve detaylarının değerlendirilmesinin çözüm arayışlarında yararlı olamayacağı sonucunu çıkarmamalıdır. Örneğin, Kürt siyasi hareketlerinin ayrılıkçı söylemlerine, yabancı ülkeler bağlantılarına, ülke bütünlüğü üzerinde alınmasına çalışılan yeni tavır arayışlarının muhtemel sonuçlarının değerlendirilebilmesi yararlı olabilirdi.

Toplum psikolojik olarak hazırlanmalı: Ancak siyasi iradenin oluşumu ve kararlılığı ile kitlelerle kurulması zorunlu bağların yaratabileceği uygun vasatların psikolojik yönleriyle hazırlanabilmesinin önemi, özellikle vurgulanmaya değer görülmüştür.

Yeni bir güvenlik anlayışı: Sorunlara ve gelişmelere, küresel ve bölgesel güç dengelerinin çıkar arayışları çerçevesinde bakabilen, iç ve dış dinamiklerin etkilerini doğru değerlendirebilen ve Türkiye'nin çağdaş demokratik-laik gelişme modeliyle uyumlu bir güvenlik konseptinin oluşturulmasını sağlayabilecek bir siyasi irade şekillenmesine göre planlı-koordineli çalışmalar yapılmasının önem kazandığı ifade edilebilecektir.

Silahlara veda için destek
A. Öcalan tarihin en acımasız ve birçok ülke tarafından da kullanılan bir terör örgütünün lideri olarak sahip olduğu sorumluluğunun gereği, hukuk sistemimizin tabii prosedürü içerisinde cezasını çekerken, mücadele sürecinin kazandırdığı ve psikolojik yapısının şekillendirmeye çalıştığı yeni misyonunun imkânlarının, silahların bıraktırılması ve çözümlerde uygun şekilde yararlanılabilmesi şartlarının oluşturulabilmesi, kaybedilen zamana ve kaybedilen uygun konjonktüre rağmen iç barışın sağlanabilmesi çalışmalarında önemini korumaktadır. (Not: Belirtilen düşünce ve öneriler, çözüm için gerçekleştirilmesi gereken makro seviyede strateji ve planlamaların detayları arasındadır.)

Alt-üst kimlik açıklamalarına destek çıktı
Öneş'in makalesinde, Başbakan Erdoğan'ın üst kimlik açıklamalarına destek veren analizler de yer aldı:

* 21. yy. Türkiye'si için, yapılmakta olan kimlik tartışmaları, bir yönüyle karamsarlık yaratabilmektedir. Ulus-devlet modelinde; Türk kimliği, Türk milleti, Türk devleti kavramlarına vurgu yapılmasına rağmen, temelde tek tip etnik referansa dayanılmadığı tarihi bir gerçektir.

* Anayasalarımızın hukuki tanımlamalarında ve uygulamalarda olması gereken hassasiyetin gösterilemediğini, karşılaşmakta olduğumuz sorunlar açıklayabilmektedir.

* Toplumumuz Türkiye vatandaşlığı üstkimliği altında, farklılıklarını zengin bütünlüğe çevirebilecek tarihi birikime ve olgunluğa sahiptir.

Öcalan'a takipsizlik
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmralı cezaevinden terör örgütü PKK/Kongra-Gel'i yönettiği iddiasıyla Abdullah Öcalan hakkında yürüttüğü soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Mudanya Cumhuriyet Savcılığı'nın ifadesini aldığı Öcalan hakkında, iddialara ilişkin somut delil bulunmadığı gerekçesiyle bu karara gidildi. Soruşturma, kapatılan DEP Milletvekili Zübeyir Aydar'ın "Emirleri İmralı'dan aldık" iddiaları üzerine başlatılmıştı.

İşte diğer aktif adımlar...
İmralı'da gizli MİT randevusu
20 Ekim 2005
Türkiye, yeniden tırmanışa geçen teröre son vermeye dönük farklı bir politika izlemeye başladı. Dışişleri ve Genelkurmay, ABD ile Kuzey Irak'taki PKK varlığının bitirilmesine dönük temaslarını sürdürürken, MİT de aktif olarak devreye girdi. Son dönemde teröre "dur" demeye yönelik şu adımlar atıldı:

* MİT Müsteşarı Emre Taner'in Ekim ayı içinde, Irak Kürdistanı Bölgesel Hükümet Başkanı Mesut Barzani ile görüştüğü ortaya çıktı. Taner'in, Barzani ile ABD ziyareti öncesi gerçekleştirdiği bu görüşmeden sonra Barzani'nin İncirlik üzerinden ABD'ye uçtuğu belirtildi.

* Barzani ile görüşmesi büyük yankı uyandıran Taner'in, MİT Müsteşar Yardımcısı iken, dönemin Müsteşarı Şenkal Atasagun'un onayını alarak İmralı Cezaevi'nde bulunan Abdullah Öcalan'ı ziyaret ettiği de ortaya çıktı.

* MİT Müsteşarı Emre Taner, Ağustos ayında da Bakanlar Kurulu'na kapsamlı bir brifing vererek, PKK ve Güneydoğu'daki bölge halkına dönük öneriler aktardı.

Başbakan Erdoğan'dan çıkış: 'Kürt sorunu hepimizin sorunu'
10 Ağustos 2005
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 10 Ağustos'ta Ankara'da bir grup aydını kabul ederek, son aylarda artan çatışmaların durması gerektiğini söyledi ve "Kürt sorunu" tanımını kullandı.

* Erdoğan 12 Ağustos'ta da Diyarbakır'a gitti. Erdoğan'ın Başbakan olarak ilk kez Diyarbakır'a gitmesi, AB'den gelen eleştirilere de yanıt oldu.

* Erdoğan Kasım ayında da peşpeşe patlamalar yaşadıktan sonra güvenlik güçleriyle vatandaşlar arasında gerginlik yaşanan Şemdinli, Yüksekova ve Hakkari'ye gittiğinde, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" terimini kullanarak Türk ve Kürt kimliklerinin alt kimlik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının ise üst kimlik olduğunu söyledi.

* Erdoğan, son olarak Yeni Zelanda'dan da etnik unsurların "din bağı" ile bağlı olduğu yolunda mesajlar verdi.

Öcalan kabul etti
5 Aralık 2005
"Biz ne Çeçenistan gibi bağımsızlık ne de federasyon istiyoruz. Üniter devlet yapısı çerçevesinde demokratik bir çözümden yanayım. Başbakan'ın açıklamalarını olumlu buluyorum. Başbakan'ın kullandığı kavramları daha önce ben kullanmıştım, bu kavramlar bana aittir. Benim çözüm tarzım 21'inci yüzyıl çözümüdür. Demokratik Cumhuriyet tezini savunuyorum. Biz burada T.C. Anayasası, Meclisi ve ordusunu tartışmıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığını anayasal üst kimlik olarak kabul ediyoruz. Alt kültürel kimliklerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz."

'Evet adımlar değişimin işareti'
* Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç (Eski MGK Genel Sekreteri): Adını "sorun" diye koyarsanız, böyle gelişmeleri beklemek doğaldır. Dış dünya bekliyor, ayrımcılar bayram ediyor. Birisi bir tuğla koyunca, diğerleri üzerine yapı oluşturmak isteyecektir. Hoş karşılanacak bir hali yok.

* Prof. Mahir Kaynak (Eski MİT görevlisi): Önemli değişiklik gözlüyorum. Barzani Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok etkili. Tahmin ediyorum ki değişikliğin nedeni bu. AB süreci ile bir ilgisi yok.

* Prof .Dr. Mithat Sancar (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Bir değişim var gibi görünüyor. Konunun önce MGK'da ele alındığını ve Cumhurbaşkanı Sezer'in yeni bir Irak politikasına ihtiyaç olduğunu söylediğini okuduk. Ondan sonra Genelkurmay Başkanı Özkök'ün açıklaması oldu. Hepsi ele alındığında yeni Kürt politikası uygulanması konusunda, hem Kuzey Irak'ı hem de Türkiye'deki gelişmeleri kapsayacak bir nabız yoklaması olarak değerlendiriyorum.

Haberin Devamı