Gazete Vatan Logo

Devlet çok, ben az kâr edince mutlu oluyorum

Bugünlerde adını sıkça duyar olduk. İstanbul'un gözde semtlerinden Bahçeşehir'de, Şehri Bahçe Evleri adıyla çıkan ilanlar ve hemen yanında yer alan KC Group logosu. Merakımız kabardı, 'Kim bu KC Group?' diye sorduk. İşte O KC'nin öyküsü...

KC, Kontaş ve Canberk'in kısaltmasıymış. Biraz araştırınca Türkiye'de konut sektöründe en büyük 5 firma arasında yer alan bir şirket çıktı karşımıza. Bugüne kadar 3 binin üzerinde konut yapmış. 2 bin 700 daireyi de 2007 sonuna kadar teslim etmeye hazırlanıyor. 200 daire, 19 villa ve 176 dükkandan oluşan Şehri Bahçe projesi de KC imzasını taşıyor. TOKİ'ye iş yapan en büyük firmalar arasında yer alan KC, son dönemde İstanbul'da hayata geçecek 11 bin dairelik dev bir sosyal konut projesi için çalışıyor. KC'nin Yönetim Kurulu Başkanı Hızır Demir'i istanbul'daki ofisinde yakalayıp sorularımızı yönelttik.

* Şehri Bahçe projesinden sonra adınız "TOKİ'ye en çok kazandıran müteahhit'e çıktı. Nedir bunun sebebi?

Ben bunu şöyle değerlendiriyorum. Bir fizibilite çalışmasını yaparken, arsa sahibine verilecek pay konusunda açgözlü değilim. Yani hakkının verilmesinden yanayım. Devletle de diyalogumuz böyle oldu.

TOKİ'ye şu an için teslim ettiğim daire sayısı 1.000. 2006 yılında 2 bin daire, 2007'de ise 700 daire teslim edeceğim. Bugüne kadar 400 trilyon liralık (400 milyon YTL) iş bitirdim. Elimde de 650 trilyon liralık iş var. Bunun 244 trilyon liralık bölümü Bahçeşehir'deki Şehri Bahçe projesinden.

* TOKİ'nin bu işlerdeki kâr payı ne kadar?

Örneğin Şehri Bahçe işinde, yani 244 trilyon lira satış bedeli olan bir işte, TOKİ'ye 144 trilyon bedel ödüyorum. Yani yüzde 60. Bize en yakın firma 90 trilyon ile yüzde 36 pay vermişti. Benim bildiğim bugüne kadarki projeler içinde en yüksek kâr payını ben verdim.

* Peki nasıl başardınız?

Devlete verdiğim paranın yanlış yere gitmediğini biliyorum. TOK1 bu kaynakla, Hakkari'ye, Bitlis'e, Şırnak'a toplu konut yapıyor. Siz ülkenize ne kadar çok şey verirseniz, o kadar da çok şeyi geri alırsınız. Onun mutluluğunu yaşıyoruz. Ben Ankara Eryaman'da TOKİ'ye yüzde 30 kâr payı vererek ihaleyi aldım. Orada da en yakın rakibimin iki katını teklif etmiştim.

Özel analiz yöntemi

* Tamam ama cevabı tam almış değilim...


Doğru fiyat tespiti yapıyorum. Normalde bu işlerde emlakçılara faks çekilir, fiyat sorulur. Ya da bankalardan bilgi alınır. Oysa emlakçı evi satacağı zaman yüksek, alacağı zaman düşük fiyat veriyor. Bu nedenle fizibilite tam doğru olmuyor.

Biz böyle yapmıyoruz. Hangi bölgede iş yaparsak yapalım, çalışanlarımızı ev arayan karı-koca rolüyle buralara gönderip emlakçılardan bilgi aldırıyoruz. Analizi böyle yapıyoruz. Hem daha gerçekçi oluyor hem de "Hangi özelliklere sahip evi kaç paraya satabilirim?" sorusunu rahatlıkla cevaplama imkanına kavuşuyorsunuz.

* Yine de akla takılan bazı sorular oluyor. Mesela ucuz malzeme mi kullanıyorsunuz?

Bahçeşehir projemizde kullandığımız malzeme kalitesi İstanbul'un en lüksü diye düşündüğünüz yerde yoktur. Zaten benim maliyetim düşük değil ki, yüksek.

* TOKİ'ye yüzde 60 pay veriyorsunuz, en iyi kalite malzemeyi kullanıyorsunuz ve kâr ediyorsunuz. Ama bu kadar konut yapılıyor, fiyattan dünyanın parası... Öyleyse niye ucuza satılmıyor bu evler?

Arsa payının yüksek oluşu veya düşük oluşu fiyatı belirler. Örneğin Şehri Bahçe'de bir metrekare dükkan ya da daireyi reklam bütçesi de dahil 700 YTL'ye üretiyorum. Bu sadece inaşaat maliyeti. Ama arsa maliyeti, yani arsa payı metrekare başına 2 bin 716 YTL. Yani 1 metrekare konut-dükkan 3 bin 416 YTL'ye geliyor.

* Satış fiyatı nedir peki?

Metrekare başına bakarsak dairelerde 2 bin 200 dolar (3 bin YTL), dükkanda ise 8 bin dolarlık (10.800 YTL) fiyat var.

* Daireden değil dükkandan kazanıyorsunuz o zaman?

Evet. Konutların fiyatı yüksek gelmesin diye, maliyetin altında verdik. Dükkan sahipleri ticaret yapacakları için daha yüksek tuttuk. Zaten biz bu hesaplan iyi yaptığımız, iyi analiz ettiğimiz için para kazanıyoruz.

TOKİ hayalimi hayata geçirdi

* İnşaattlarda arsa payının yüksekliğinden bahsettiniz. Ancak size arsayı sağlayan TOKİ yani bir devlet kurumu. Bu biraz tuhaf değil mi?


Hayır değil. TOKİ Cumhuriyet tarihinde ilk defa bölgelerarası farklılıkları ortadan kaldırmak adına toplu konut hareketini başlatmış bir kurumdur. TOKİ sayesinde hem sektör ve ekonomi canlandı, hem de inşaat işinde çalışanlar ilk defa hakkıyla ücret almaya başladı. Aslında bu kavramı da çok kullanmak istemiyorum ama, TOKİ bir anlamda Robin Hood'luk yapıyor! Üst gelir düzeyine yaptığı inşaatlardan kâr edip bu parayı ülkenin her yanında orta ve alt gelir grubu için ucuz konut üretmek amacıyla harcıyor. Devlet, yani TOKİ kaynak üretmek için bu arsaları vermezse, Hakkari'de evi kim yapacak? TOKİ bugün için benim gençliğimde hayalini kurduğum ideali sağlayan bir kurumdur.

Eski solcuyum, her nedense hepimiz bugün kapitalist olduk

KC Group'un Yönetim Kurulu Başkam Hızır Demir'in hayat hikâyesinde oldukça ilginç bölümler var. Kendisi 1960 Mardin doğumlu, kökeni ise Kafkasya'ya dayanıyor. "Ben Mardin'de doğdum, Mersin'de büyüdüm. Babam devlet memuruydu, onunla gezdim" diye anlatıyor çocukluk yıllarını Demir. Mersin'de endüstri meslek lisesini bitirdikten sonra üniversite macerası başlıyor Demir'in. Ancak bu dönem kısa sürüyor. Kendisi o yılları şu sözlerle anlatıyor:

"İstanbul Teknik Üniversitesi'ne ön kayıt yaptırdım. Ancak siyasi olaylar nedeniyle babam izin vermedi ve üniversiteye gidemedim. Sonra askere gittim, 12 Eylül zamanıydı."

"Askerlikten önce sağ-sol davalarına karıştanız mı?" sorumuza, "Sol kesimdeydim" diye cevap verdikten sonra gülerek ekliyor, "Her nedense solcular hep kapitalist oluyor!"

Demir'e "Sözünüzü sakınmıyorsunuz" deyince de cevabımızı alıyoruz: "Ben protokol adamı değilim, düz bir adamım." "Peki inşaat işine ne zaman girdiniz?" diyoruz. Anlatmaya başlıyor:

İnşaatta çalıştım

"Askerden önce elektrikçilik yaptım, inşaat elektriği ile ilgili çalıştım. Çalıştım dediysem, işin başında durmadım, bir fiil çalıştım yani.
Kilometrelerce kablo döşedim. Elime kazayla vurduğum çekicin haddi hesabı yok. Dükkanımız vardı. Askerden sonra dükkanı büyüttüm, kardeşlerimi de işe dahil ettim. Biz 7 erkek kardeşiz ve hâlâ hiç ayrılmadan birlikteyiz. Bugün de aile olarak bu mesleği bırakmadık. Kardeşlerim sektörün önde gelen isimlerinden. Şirketin adı Akar Elektrik.

KC= KONTAŞ-CANBERK

Askerden sonra kendime küçük bir dosya oluşturdum. Bugün de ortağım olan Tahir Erbarlar ile birlikte ikinci bir firma kurduk. İlk inşaatım Mersin'de Barbaros İlkokulu'ydu. Bugün hâlâ sapasağlam. Zaten yaptığım binaların içinde çatlayan bile yok!" Peki ya KC ismi nereden geliyor? Bunu da Demir'in ağzından veriyoruz: "KC, Kontaş ve Canberk'in kısaltması. Kontaş; konkosör taşçılığından gelme. Yani kamuoyunun bildiği şekliyle mıcır üretimi. Canberk ise ortağım Tahir Bey'in şirketi. Yeğeni ve kız kardeşinin isminden geliyor."

Günlüğü 60 milyonun altında amele kalmadı

* Konut sektöründeki hareketlenme çalışanlara da yansıdı mı?


Yansımaz olur mu! Örneğin artık en basit işçi, amele bile günde 60 milyon liradan aşağı yevmiye almıyor. Bu son iki yılda ücretin üç kat artması demek. Ve daha da artacak. Eskiden bu ülkede yılda 50 bin konut yapılıyordu. İnşaat sektörünün hareket kazanmasıyla birlikte işçi de değer görmeye başladı, kıymetlendi. Artik işçiler hakkettikleri koşullar sağlanmadıkça çalışmak istemiyor. Bu nedenle ücretler de yükseldi. Mühendis ve mimarların günlüğü 100-300 milyona ulaşıyor. Bir de artık en „ basit işçi de haklarının farkında. Artik sigortasız kimse çalışmıyor. Bizde toplam bin 500'ün üzerinde çalışan var.

Haberin Devamı