Dericiler şimdi de unlu bir Amerikalı aktörü giydirecek

En geniş katılımlı özel sektör hareketi olan Deri Tanıtım Grubu (DTG), Türk derisinin imajını yükseltmek için ünlü isimlerle başlattığı kampanya kapsamında şimdi de gözünü ABD'ye dikti. DTG, yurtiçinde Güler Sabancı, Cem Boyner, İshak Alaton, Tuncay Özilhan, Gülben Ergen, Hülya Koçyiğit, Burhan Öcal ve Bakan Kürşad Tüzmen gibi ünlü isimleri kullanarak yaptığı tanıtım kampanyasının ABD ayağını harekete geçirdi.

ABD'deki tamtim silahlarının Linda Evangelista ya da ünlü bir aktör olacağını belirten Deri Tamtim Grubu Başkanı ve aynı zamanda Derimod Yönetim Kurulu Başkanı olan Ümit Zaim, "ABD'li halkla ilişkiler şirketleri ile bağlantıya geçtik. Bunun için de 3 milyon dolarlık bir bütçe ayırdık" dedi. Zaim., kampanya ile ilgili tüm ayrıntıları ve hedeflerini VATAN'a anlattı.

Duruma el koyduk
* Böyle bir tanıtım kampanyası yapma fikri nasıl doğdu?
Türk tekstilinin bilinirliğini Türkiye'de ve dünyada artırmak için duruma el koyduk. Ve arkadaşlarla işe deri sektöründen başlama kararı aldık. 200 firma taşın altına elini koydu. "Önce Türk derisini marka yapalım, arkasından firmalar marka olmak için girişimde bulunur" dedik. Bu üç ayaklı bir proje. Birinci ayakta havaalanındaki dış hatları bilboard' lar ile donattık. İkinci ayak iş, sanat ve politika dünyasının ünlü isimleri ile yaptığımız tamtim, üçüncü ayak ise yurtdışı çalışmalardan oluşacak. Öncelikle Türk halkına Türk tekstilini tanıtmak gerekiyordu. Bunun için de bir çarpan lazımdı. Bu çarpan olarak da Türkiye'ye malolmuş isimleri düşündük.

* Bu proje için ne kadarlık bir bütçe ayırdınız?
4.5 milyon dolarlık bir bütçemiz var. Bunun 500 bin doları havaalanındaki billboardlara, 500 bin doları iç piyasaya, 3 milyon doları da yurtdışındaki tanıtımlara harcanacak.

* Kampanya tam olarak ne zaman başladı?
Turistlere yönelik kampanya Mart ayında başladı. Bu bir yıl sürecek. İç piyasaya yönelik olan ise Kasım'da başladı.

Hedef 5 milyar dolar
* Yurtdışında öncelikle hangi ülkelere ağırlık verilecek?
Sektörde bir anket yaptık ve ilk etapta ABD üzerine yoğunlaşmaya karar verdik. Önümüzdeki üç yıl gözümüzü ABD'ye çevirdik. Ama 3 milyon dolarla ABD'de fazla bir şey yapamayacağımızın farkındayız. Bunu nasıl artırabiliriz bunun yollarını arıyoruz.

* Kampanyanın etkilerini görmeye başladınız mı?
Herkes deriyi konuşmaya başladı. Kampanyanın asıl patlamasını ise önümüzdeki sene göreceğiz. Şu anda daha deriyi yaşamın bir parçası haline getirmek için uğraşıyoruz.

* Hedefleriniz nelerdir?
Sektör 1 milyar dolar ihracat yapıyor, 1 milyar dolar turistlerin alışverişinden, 1 milyar dolar da bavul ticaretinden geliyor. Hedefimiz ihracatı 10 yıl içinde 1' den 5 milyar dolara çıkarmak. Dünyada kendi ürünü ile özdeşleşmiş 8 veya 10 ülke varmış. Türkiye'yi de derisi ile bu katogoriye sokacağız.

Terim'den gün bekliyor
* İlk çekimi kiminle yaptınız?
Hıncal Uluç ile yaptik. İkinci çekimi ise Bakan Kürşad Tüzmen ile gerçekleştirdik. Kampanyaya başlarken hangi isimleri belirlediysek hepsiyle çekim yaptik. Bir tek Fatih Terim ile yapamadık. Fatih Terim 3 teklifimizi kabul etti ancak İsviçre maçından sonra ortalık karıştı ve bir türlü biraraya gelemedik. Ama biz hâlâ ısrarlıyız ve kendisinden gün bekliyoruz.

* Ünlü isimlerin biraraya gelmesi zor olmadı mı?
Öncelikle onlara özel mektup yazdık. Daha sonra tek tek gidip projeyi anlattım. Konu Türkiye'nin marka imajı olduğu için çok yoğun olmalarına rağmen hepsi koşa koşa bu projeye yürek verdi. Fotoğrafları dünya çapında bir sanatçı olan Nihat Odabaşı'nın çekecek olması da teklifimizi kabul etmelerinde etkili oldu. Herkes Nihat Odabaşı'nın çok iyi bir iş çıkaracağından emindi.

* Çekimler ne kadar sürdü?
Bir ay sürdü. Bir gün birini, üç gün sonra bir diğerini çektik.

* Türk tüketicisi deri ürünlerine talep gösteriyor mu?
Maalesef dünya Türk derisini çok iyi tanırken Türk halkı bunun farkında değil. Halbuki bakın Versace, Boss, Calvin Klein, Donna Karan, Emporio Armani, Armani gibi markalara deriler Türkiye'den gidiyor. Bu sektör 35 yıldır gözünü hep dışarıya dikmiş, ihracat yapmış, iç piyasayı ihmal etmiş. Bu projede de önce kendi halkımıza deriyi anlatalım diye yola çıktık. Hatta Versace Türkiye'ye geldiğinde havaalanındaki bilboardları çok beğendiğini dile getirdi. Katıldığı konferansta da dedi ki "Türk tekstili övgüye layık. Ben de bütün derilerimi İzmirli bir firmadan alıyorum".

* Dünya Türk derisini bu kadar yakından tanırken, Türk tüketicisi neden deri ceket kullanmıyor? Çok pahalı olduğunu düşündüğü için mi?
Türkiye bir deri cennetidir. Tam tersi yurtdışında kaliteli bir deri ceket almak için servet ödersiniz. Halbuki bu Türkiye'de çok daha ucuz. Neredeyse yarı fiyatına ama nedense pahalı diye yanlış bir inanış var.

Kampanyaların çıtasını yükselttik Ümit Zaim, deri kampanyası ile oldukça iddialı. Zaim, "Bu kampanya Türkiye'deki çıtayı çok yükseltti. Bundan sonra herkes kampanya yaparken bu çıtayı dikkate alacaktır. Türkiye'de artık bir şey yapmış olmak için yapmanın zamanı geçti" dedi.

Dört turistten biri deri almadan geri dönmüyor
* Türk derisi dünyada gerçekten tanınıyor mu?
Türkiye'ye gelen dört turistten bir tanesi deri alıyor. Bu çok ciddi bir rakam. Güneyde yüzlerce deri mağazası var. Demek ki dünyada Türk derisi biliniyor ve bilerek gelip alıyorlar. Burada görüp almıyorlar. Örneğin bir Alman, bir Japon ya da bir Amerikalı Türkiye'ye gelen uçağa bindiği zaman yalnız "Ben şöyle bir deniz, şöyle bir tarih göreceğim" değil, "Nasıl bir deri ceket alayım" diye de düşünüyor. Türkiye'ye gelen turist sayısı bir iki yıl içinde 30 milyona ulaşacak. Biz hedefimizi "Dört turistten biri olarak değil üç turistten biri deri ceket almalı" olarak belirledik.

Derimod 3 yıl içinde 40 yenı mağaza açacak
Türk derisinin imajını yükseltmek için başlattıkları atağın yanı sıra Derimod'un da atağa geçtiğini belirten Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, üç yıl içinde 40 yeni mağaza açacaklarını söyledi. Zaim, "Geçen yıl 6 mağaza açtık. Bu yıl da 7 mağaza açacağız. Şu anda yurtiçinde Derimod en atak olduğu dönemi yaşıyor. Hızla Anadolu'ya yayılıyoruz. Biz üç yıl içinde mağazamızı 40'a çıkarmayı hedefliyoruz. Ondan sonra da yavaş yavaş yurtdışına açılmaya başlayacağız. Bu İtalya'da da böyle olur. Önce yurtiçinde güçleniyorlar sonra yavaş yavaş yurtdışına yayılıyorlar" diye konuştu.