Gazete Vatan Logo

Deniz ölmeden harekete geçin!

Bir kadın cinayeti daha ‘geliyorum’ diyor

Deniz ölmeden harekete geçin!

Eski erkek arkadaşı tarafından dövülen, aylarca hastanede yatan ve şimdi de ölümle tehdit edilen genç bir kız, siz bu satırları okuduğunuz sırada, ölümün gelip onu bulmasını bekliyor. Hemen bir şey yapılmazsa belki onun da ismi, artık sadece istatistiklerdeki yüzlerce kadının arasında yer alacak.

Eski erkek arkadaşı, kendisinden ayrıldığı için Deniz’i sokak ortasında kaçırıp saatlerce dövdü. Sonra da sabaha karşı evinin kapısına attı. Yüzünün bütün kemikleri kırılan genç kız günlerce yoğun bakımda yattı. Daha Deniz hastanede yatarken, ailenin evine gelerek, “Ben onu seviyorum, onu öyle ya da böyle alacağım” tehditlerini savurdu. O günden sonra da hemen her gece ya Deniz’in evine ya da sokağına geldi. Bazen camları indirdi, bazen de yeniden saldırdı.


Kurtarın bizi!

Onlarca şikayet başvurusu, suç duyurusu ve hatta koruma kararına rağmen hiçbir şey değişmedi. Deniz’e ve ailesine yönelik ölüm tehdidi daha da arttı. Tacizci, dayakçı erkek arkadaşı artık telesekretere bile “Seni önce zircirleyeceğim, sonra da öldüreceğim” mesajları bırakmaya başladı. 8 aydır hayatları kararan baba kızın yardım istemekten başka çareleri kalmadı: “Öldürecek, kurtarın bizi.” İsmine Deniz diyoruz, çünkü gerçek isminin bilinmesinden korkuyor. Olanları anlatırken hep utanıyor. Kaçırılışını, yediği dayağı ve hemen her gece yüreği ağzında ‘şimdi gelecek’ diye beklerken yaşadıklarını kesik kesik anlatıyor. Babasının Deniz’e “Utanması gereken sen değilsin, utanma” sözleri biraz işe yarasa da, biraz sonra sesi yine güçsüzleşiyor, “Ben babamdan bugüne kadar tek bir fiske yemedim, tek bir ağır söz işitmedim” diyor.

Taşla, şişeyle dövdü

Baba Ş.D. ve Deniz karabasan gibi geçen 8 ayı birlikte şöyle anlattı: “Kızım bir AVM’de çalışıyor. Ben yeni emekli oldum. Her sabah kızımı işe götürüyorum, her akşam da alıyorum. Kızım bu kişiyle bir arkadaş ortamında tanışmış, bir süre sonra kızım bununla arkadaşlığını bitirmiş. Bundan 8 ay kadar önce 27 Nisan günü kızım işten çıkıyor, eve gelirken kapının önünde bunu görüyor. Adam Deniz’i zorla arabaya bindiriyor. Sincan, Etimesgut tarafında boş bir araziye götürüyor. Kızımı dövüyor, yumrukla, taşla şişeyle vuruyor. Kızımın ağzı burnu kırılıyor. Sabaha karşı tekrar arabaya koyup evin önüne bırakıyor. Kızım aylarca tedavi gördü.”

Ceza alır dedik safmışız

“O günden sonra da bu böyle devam etti. Bu adam kapıya geliyor, cama geliyor, cama vuruyor, arabayla geliyor sokağımızda arabayı durduruyor, bağırıyor, ‘Alacağım ben onu alacağım’ diye. Adam kızımı sürekli telefonla arıyor. Açmayınca tehdit mesajları bırakıyor. Evi arıyor, geliyor sokak ortasında bağırıyor. Biz, şikayetimiz de var, bu ceza alır, derken... Ne kadar safça düşündüğümüzü kısa bir süre sonra anladık. Bu arada koruma kararı çıkarttık. Ama polisler gelince kaçıyor, gidince tekrar geliyor. Böyle bir kısır döngüye girdik!”

Üst katımızdaki daireyi kiraladı

Baba Ş.D, kızı için koruma kararı aldırttıklarını ancak hiçbir işe yaramadığını söylüyor: “Kızım hastaneden çıktı, iyileşti, işe gitmeye başladı. O sırada bizim üst katımızdaki daire boş. Bu kişi başkasının ismiyle burayı kiralamış. Yani bizim üst katımızı tutmuş. Bunu kızım fark etti. Ben 1 gün sonra bunu bizim evin kapısının önünde yakalattım. Polis geldi, arabanın içindeydi, alkollü. Hep beraber karakola gittik. Koruma kararı var, yaklaşamaz bile ama üst katımızı tutmuş.”

‘2 ay yatar, çıkarım’ diyor

“Karakolda, ‘Beni istersen hapse attır, ben yatar çıkarım, sonra senin için iyi olmaz’ diyor. Sonunda tuttuğu evi boşaltacağını söyledi polislere. Biz şikayetçi olduk yine de Sonra baktık, serbest kaldı. Gerçekten de ertesi gün evi boşalttı. Biz tamam artık kurtulduk, diye düşündük safça. Birkaç gün sonra yeniden evin önüne gelmeye başladı. Ben 155’i arıyorum, polis geliyor, bu gidiyor. Yeniden başladı karabasan günler. Şikayetçi olun, diyor polis, bir daha oluyoruz. Biz her gece bir daha şikayetçi oluyoruz. Ama zaten elimizde koruma kararımız var.”

Ona hiçbir şey olmuyor!

“Zaten karara göre, yaklaştığı anda, 10 gün zorlama hapsi var. Yine de buna hiçbir şey olmuyor. Bu arada koruma kararında ilk 6 ayı bitirdik. İkinci 6 aylık koruma kararını çıkarttık. Karara göre, şiddet tehdidi, hakaret aşağılama veya küçük düşüren söz ve davranışlarda bulunamaz, evine okuluna işyerine yaklaşamaz, yakınlarına tanıdıklarına yaklaşamaz, iletişim araçlarıyla ilişki kuramaz. O yapıyor ama hiçbir şey olmuyor.”

Hâlâ dava açılmadı

Ölüm tehditleriyle ilgili 3 defa savcılığa suç duyurumuz var. Onlarca da şikayetimiz var. Ama bu kişi hala elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Bu arada kızımın yaşadığı dayakla, hastanelik oluşuyla ilgili darp davası hala açılmadı. 8 ay oldu. Hergün adliyeye gidiyoruz. Biz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurduk. İlgilendiler ve biz de davada müdahil olmak istiyoruz, dediler. Ama hala ana dava yok ki, açılmadı ki. “

Haberin Devamı