‘Taksim’den DİSK değil işçi vazgeçmez’

1 Mayıs tartışması konfederasyonların arasını açtı

Haberin Devamı

DİSK Başkanı Beko, “Enternasyonal’i söylemeyip Taksim’de davul çalmak şarlatanlıktır” dedi. Beko işçilerin Taksim’den vazgeçmeyeceğini söyledi.

1 Mayıs olayları, işçi konfederasyonlarını birbirine düşürdü. Hükümetin suçladığı isimler arasında yer alan DİSK Başkanı Kani Beko, Hak-İş’in, Taksim Meydanı’nda davul çalmasına ve eski Hak-İş başkanı, AKP’li Salim Uslu’ya sert tepki gösterdi. Beko, VATAN’ın sorularını yanıtladı.

Vali ‘Sıkıntı yok’ demiş

- 1 Mayıs’ta yaşananlar nedeniyle hükümet DİSK’i de suçluyor...

Biz 1 Mayıs Birlik ve Dayanışma, Mücadele Günü’nü, dünyada olduğu gibi, Taksim’de kutlamak istiyorduk. Ankara’da diğer konfederasyonlarla bir araya geldik. Türk-İş Başkanı, İstanbul Valisi ile görüştüğünü ve “Taksim’de bir sıkıntı olmadığını” söyledi. Bunun üzerine Taksim’le ilgili çalışmalara başladık.

- Türk-İş Başkanı, Vali Mutlu ile ne zaman görüştü?

Aşağı yukarı bir ay önce. Sonra ikinci toplantıyı yaptık. Ama sonra basından öğrendik ki, İçişleri Bakanı yasaklamış. Tekrar vali ile görüştük. İnşaat çalışması 5 bin metrekare üzerinde yapılıyor ama toplam alan 58 bin metrekare ve gezi parkı hariç. “Biz de destek oluruz, bu günümüzü kimsenin burnu kanamadan kutlarız” dedik. “Alan çalışması yapalım” dediler. Sendikacı arkadaşlarımız, emniyetteki görevlilerle ortak bir alan çalışması yaptı. Sonra yetkili kişilerden rapor aldık. Onlar da “İşçileri alabilir” dedi. Ama vali bey sonra tekrar “Olmaz” dedi. 1 Mayıs hariç diğer mitingler için bize Kazlıçeşme deyin, gideriz. Kadıköy’e gideriz. Ama bugünün DİSK için ne anlama geldiği ortada. 1977 yılında 36 arkadaşımız burada katledildi. Yıllardır katiller bulunsun mücadelesi veriyoruz dedik.

- Bir başka eleştiri, “Katılanların sadece yüzde 5’i işçiydi, kalanlar hep marjinal gruplar” oldu...

Oraya tüm arkadaşlarımız aileleriyle beraber geldi. Ben de hep öyle yapıyorum. Bizde gelenek oldu. Bunlar bizim çocuklarımız.

‘Barışı da zedeler’

- İstanbul Valisi ertesi gün “Uyardık” diyerek sizi suçladı...

12 milyonluk İstanbul’un Valisi’nin o olaylar yaşandıktan sonra 3 polis, 2 amirin yaralanmasını anlatması acizliktir, taraf olmaktır. Dünyada savaşlarda bile ambülansların yolları kesilmez. Oraya gelen arkadaşlarımızı bize göre öldürmek, katletmek istediler. Askeri cunta döneminde, sıkıyönetim dönemlerinde bile bize yürüyüş ve mitinglerde bu kadar fazla gaz sıkılmadı, cop vurulmadı. Askerler bu kadar fazla üzerimize gelmedi. Bu dönemde barışın zedelenmesini istemiyoruz. Ama yapılanlar barışı da zedeler. Barış gelecekse, barışın içinde mutlaka işçiler, emekçiler de olmalı.

‘Taksim’den DİSK değil işçi vazgeçmez’


- İktidar Yenikapı’yı adres gösterecek gibi görünüyor. Taksim’den vazgeçecek misiniz?

DİSK değil, başta Türkiye işçi sınıfı, dünya emek hareketi de söylüyor; Taksim, 1 Mayıs’la sembolleşmiştir. İşçilerin Taksim’den vazgeçeceğini sanmıyorum.

‘Yedek lastik gerekmez’

- Türk-İş ve Hak-İş’ten beklediğiniz desteği görebildiniz mi?

Son dakikaya kadar biz, Türk-İş, Hak İş, Tabip Odası, KESK birlikte hareket ediyorduk. Sonra televizyonlardan gördüm ki, bazı Hak -İş yöneticileri davulla zurnayla, Mehter takımıyla Taksim’e çıkmış. Kesinlikle kınıyorum. Dünyada 1 Mayıs alanına çıktığımız zaman Enternasyonal marşı, İşçi Marşı söylenir. Siz İşçi Marşı’nı söylemezseniz, şehit olmuş arkadaşlarımız adına saygı duruşyu yapmadan, kalkıp davul çalarsanız, bunun adı bana göre şarlatanlıktır. Sendikaların ve konfederasyonların, AKP hükümetine yedek lastik olmasının anlamı yok.”

‘11 bin insanımız yaşamını yitirdi’

- Türk-iş’i de “Yedek lastik” olarak mı görüyor sunuz?

Hiçbir konfederasyonu eleştirmek istemiyorum ama söylediğim çok açık. AKP 4857 sayılı yasayı çıkardığından beri iş kazalarında 11 bin arkadaşımızı kaybettik. Bugün DİSK, Türk-İş, Hak -İş, KESK birlikte taşeron sistemine ve ulusal istihdam stratejisine karşı birlik olmamız lazım. Önümüzde mayın tarlası var.

‘Sahibinin sesi’

- AKP’li Salim Uslu da sizi ağır bir şekilde eleştirdi...

Akıl dışı suçlamalarda bulunuyor. “Sahibinin sesi” diye geçiştirmek mümkün. Kendisinden elbette ki devlet otoritesine karşı direnişin ve 1 Mayıs’ın gerçek içeriğinin ne olduğuna dair bir beklentimiz olmadı, olamaz da.

DİĞER YENİ YAZILAR