‘Memurlar Doğu’da zorunlu izine çıksın’

Haberin Devamı

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Gök’ten sürece katkı: Memurlar zorunlu izne ayrılsın, Doğu’daki Batı’ya Batı’daki Doğu’ya gitsin. Gök milletvekilleri için de benzer bir rotasyon sistemi önerdi.

ANKARA - AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, devlet memurlarına “Doğu’da zorunlu izin” önerdi. Gök, Kürt milletvekillerinin Batı illerine giderek süreci anlatmasını istediğini ve bu önerisini Genel Merkeze sunduğunu da ifade etti. Gök bölgedeki son durumu VATAN’a anlattı.

- Partinize mensup milletvekilleri bölgede açılımı anlatacaklar...

Ben bir başka öneri getirdim, ilgili kurullarımıza ilettim. Bence Doğu ve Güneydoğu milletvekilleri de Batı’ya giderek vatandaşa süreci anlatmalı. Doğu ve Güneydoğu’da bölgenin milletvekilleri gittiğinde insanlar kendilerini rahat hissetmiyor. Batıdan bir milletvekili geldiğinde daha rahat anlatabiliyorlar.

- Güneydoğulu vekiller olarak siz de Karadeniz’e mi gideceksiniz?

Marmara, Ege, Karadeniz... Türkiye’de birçok insan Güneydoğu’yu, Doğu’yu görmemiştir. Benim devlet memurları için bir önerim var. Maliye, Turizm ve tüm ilgili bakanlıklar devreye girmeli. Devlet memurları yıl içinde zorunlu izne ayrılmalı. Bu izinde de Batı’daki Doğu’ya, Doğu’daki Batıya gitmeli.

- “Akil insanlar” listesi eleştiriler alıyor...

Bu insanlar STK’lardan, kanaat önderlerinden, sanatçılardan oluşuyor. Toplumun kucakladığı isimlerin bu listede olması çok önemli.

- ‘Akil insanlar’a gelirsek... Sanatçıların bölgede etkisi olur mu?

Benim eşim Amasyalı. Ben de orada eşimin akrabalarına anlatıyorum. Benim Amasya’da Urfa’yı Urfa’da Amasya’yı anlatıyor olmam farklı ama o insanların bunu yapması çok daha farklı. Kadir İnanır bölgede sevilir. Doğu, Güneydoğu insanın yapısında Kadir İnanır da vardır, Cüneyt Arkın da vardır, Fatma Girik de vardır, Ferdi Tayfur da...

‘Memurlar Doğu’da zorunlu izine çıksın’


- Aralarında İlber Ortaylı gibi isimlerin bulunduğu 300 aydın ‘Türk vatandaşı ifadesi değişmesin’ dedi...

Vatandaşlık tanımı kapsayıcı olmalı. 7’sinden 70’ne kimse dışarıda kalmamalı. Akademik kimliğimle bunu söylüyorum; son derece kapsayıcı bir tanım olmalı. Dini, dili, rengi, ırkı ne olursa olsun herkes kendisini sorgulanmadan o kapsamda hissetmeli. Üst kimlik anlamında bir tanımlama herkesin kabulüdür. Kendi değer yargılarımızı içeren, ‘ancak’, ‘ve’, ‘veya’ ların en az olduğu bir anayasa olmalı.

Sınırlar yeniden çizilecek

- Süreci onaylamayan, içinde MHP’nin de bulunduğu bir kesim var. Onları nasıl ikna edeceksiniz?

İçlerinde sağduyulu insanlar var. Bir de biz süreci gizli bir ajanda ile yönetmiyoruz, kimseyi ötekileştirmiyoruz. Bu sürece karşı duranların ifade ettikleriyle tabanları arasında çok fark var. Önce oraya insinler, kendi bölgelerine anlatsınlar. Şiddet dili nereye kadar? Biz bölgemizde kan davalarını bitiriyoruz. Birbirlerine silah sıkan insanlar barışırken o dili bir kenara bırakıyor.

- Öyle bir süreç mi işliyor?

Kan davası anlayışıyla yorumlamak yanlış. Çünkü bir çatışma ortamı var. Süreçten sonra toplum da normalleşme sürecine girecek. Ya Türkiye bu sorunu çözecek, ya bu sorun Türkiye’yi çözecek: Milli sınırlar aynı kalıp siyasal sınırlar Türkiye’nin önderliğinde yeniden şekillenecek.

- Her hafta bölgeye gidiyorsunuz. İnsanlar gerçekten artık bu işin biteceğine inanıyor mu?

‘Memurlar Doğu’da zorunlu izine çıksın’


Süreci şöyle değerlendiriyorum: 30- 35 sene reçeteler yazıldı ama hasta iyileşmedi. Bu defa reçete uzmanı tarafından yazılıyor, hasta bu tedaviyi kabul ediyorReçete sonuç odaklı yazıldığına göre bekleyelim görelim.

- BDP tabanı nasıl bakıyor tüm bu gelişmelere?

Suruç’ta bana bir grup gelip, ‘Sizi çay içmeye davet ediyoruz’ dedi. Yanımdakiler ‘Bunlar BDP’nin meclis üyeleri’ dediler. “Olsun davete icabet sünnettir” dedim. İçeri girdiğimde, “Gelmeyeceğinizi düşündük’ diye itiraf ettiler. Sonra da ‘Nevruz’a birlikte katılalım’ önerisi getirdiler. Kabul ettim ve “Senin bu teklifin son 10 günde ülkede başlayan kardeşlik atmosferinin bir cesaretidir. Siz de kendinizde o güzellikleri, inancı görünce bir iktidar milletvekiline bunu teklif ediyorsunuz. Size evet demem bu son 10 günün sonucudur” dedim. Atmosfer böyle. O nedenle sürece sahip çıkılmalı.

- Yasal düzenleme meselesi hala bir netliğe kavuşmadı. Süreç tıkanabilir mi?

Gizli ve tıkanacak hiçbir şey yok. Reçetenin adresi belli, hasta ve hastalık teşhis edilmiş. Çekilme gibi meseleler tekniktir. Geri dönüşü olmayan bir yerdeyiz. STK’lar, aileler, toplumun her kesimi ‘Neye mal olursa olsun, canımıza malımıza teslim edelim’ diyor. Bu anlayış yerleşti. Bu iş milletimizin sağduyusuyla karşı karşıya kalındığı için ve son derece şeffaf cereyan ettiği için sahiplenilmiş. Destek yüzde 60-65. Akil insanlar ve bizler diğer bölgelere gidip anlatmaya başladığımızda halka gibi kendisini katlayarak bu destek büyüyecektir.

63’ün tarihsel anlamı var

- Sizin 63 akil adamla ilgili ilginç bir de yorumunuz var?

63 akil, tesadüfü bir tevafuki bir rakam olarak karşımızda. Hayatta hiçir şey tesadüfi değil. 63 Şanlıurfa’nın plakasıdır. Urfa’nın tarihinin Göbekli Tepe kazıklarında tarihin sıfır noktasına, 14 bin yıla doğru gittiği tespit edildi. Bir çok ilklerin olduğu bir il. Her türlü renk ve inanç huzur ve kardeşlik içinde burada yaşadılar. Doğu Anadolu’da ağırlıklı olarak yaşanan hadiseleri Urfa’da biz görmedik, oraya sıçramadı.

DİĞER YENİ YAZILAR