80’li yılların sonu ve 90’larda çocukluktan çıkıp gençliğe adım atmışlar iyi bilirler ki, o dönemin gençleri arasındaki en büyük statü göstergelerinden biri Levi’s 501®, blue jean sahibi olmaktı. 501® 140 yıllık serüvenine 20 Mayıs 1873’te adım atmış. Ancak bu ikonik marka, bu yıl Kuzey Karolinalı Cone Mills Denim’le olan ortaklığının 100’üncü yılını kutluyor ve buna ithafen de “The 501® Jean: Stories of an Original” belgeselini gösterime sunuyor.
Ramblin’ Jack Elliott tarafından anlatılıyor
Üç bölümden oluşan belgeselin merkezinde Levi’s 501® var. NYC, Londra, Buenos Aires ve Caracas’da ilk gösterimi gerçekleşecek yapım, orijinal 501® serisinin kültürel geçmişini ve etkileşimlerini içeriyor. 50’lerin sonunda yaptığı çalışmalarla Bob Dylan’dan Rolling Stones’a pek çok müzisyene ilham kaynağı olan, folk müziğin usta isimlerinden biri Ramblin’ Jack Elliott’ın sesiyle hayat verdiği belgesel, “Worlds Of Work” adını taşıyan ilk bölümünde 501®’in ilk kullanıcıları olan kovboyları, maden ve endüstri işçilerini konu ediyor. “Style” bölümünde modelin işlevsellikten nasıl bir stil sembolü haline dönüştüğü anlatılırken, son bölüm “Rebellion”da ise 501®’in içinde yer aldığı asi ruhun günümüze kadar gelen yolculuğu anlatılıyor.
Bir çok ünlü ile kısa röportajlar!
Belgeselde Henry Rollins, John Baldessari, Scott Schuman, Andy Spade, Mark McNairy, Erin Wasson, Gary Burden, Eddie Huang, Jim Walrod, Kim Hastreiter, Mel Ottenberg, Michael Polish, Steven Alan, Alexandra Richard, Greg Chapman, Lee Ranaldo, Rachael Wang, Josh Peskowitz ve daha pek çok isimle yapılmış kısa röportajlar da yer alıyor. Bu 140 yıllık efsane modelle ilgili ülkemizde hala bir geyik döner. Ünlü bir türkücümüz zamanında, denediği pantalon olmayınca kabinden seslenmiş: “501 bana küçük geldi, 502’si var mı?” diye... Çok gereksiz olana bu kötü espiriyi de hatırlattıktan sonra, orijinaline sahip olmak için Amerikan Pazarı’nı aşrınlamaya, yurt dışına gidenlere almaları için yalvarmaya, bir pantalon için büyük çabalara değer miymiş, değmez miymiş, hikayesini izleyelim görelim derim...
