Çalışkan değil, kural bozan kazanıyor

Çocuğunuz okulda yaramazlık yapıyor, öğretmenler hep şikayetçi diye üzülmeyin. Bu yazı sonrası fikirleriniz değişebilir.

Bir düşünsenize. İlkokuldaki bir sınıfa girmişsiniz. Bu öğrencilerin hangisi zengin olur diye sorsalar kimi seçersiniz? En önde oturup ilgiyle öğretmeni dinleyeni mi? En sportif görüneni mi? Yoksa en arka sırada yanındaki arkadaşıyla kaynatanı ya da hayal alemine dalıp gideni mi? Bunlardan birini seçtiyseniz yanıldınız. En ‘muhalif’ olan çocuk ileride en zengin oluyormuş.
Çalışkan değil oyun bozan kazanıyor
Az buz değil. 40 yıl süren bir araştırmanın sonucu bu. 1968 yılında 12 yaşındaki öğrencileri inceleyerek başlamışlar işe. O günden bu yana da her adımlarını takip etmişler. Ailelerin sosyoekonomik durumu, çocukların zekaları, karakterleri, davranışları her şey ince elenip sık dokunmuş. 40 yıl sonra karşılaşılan sonuçlar hayli ilginç. Öğretmenlerin en çalışkan diye nitelediği öğrenciler 52 yaşına geldiklerinde en prestijli işlere sahip olsa da en çok parayı kazanan başkalarıymış. En zengin olan zamanının en yaramaz, sürekli kuralları bozan öğrencileri olmuş.
Cüretkarlık zam pazarlığına yansıyor
Bill Gates ya da Mark Zuckerberg gibi okulu yarıda bırakıp cin bir fikirle köşeyi döndüklerini zannetmeyin. Herkes onlar kadar şanslı olacak diye bir şey yok. Ama bu yaramaz öğrencileri diğerlerinden ayıran çok önemli özellikler var: Küstah ya da başka bir deyişle cüretkar olmaları. Bu da iş hayatında onları birkaç adım öne çıkarıyor. Birçok kişi patronlarıyla konuşurken ‘kasılırken’ onlar çok daha rahat olabiliyor. Söz konusu maaş pazarlığına ya da zam istemeye gelince de diğerlerine göre çok daha rahat talepkar olabiliyorlar. Hak ettiklerinden daha düşük bir rakam teklif edildiğinde buna karşı çıkabiliyorlar. Bu da maaşlarının ciddi oranda artmasına neden oluyor.
İş hayatında kendi yollarından gidiyorlar
Çocukken yaramaz olanların daha çok para kazanmasının bir nedeni daha var. Rekabeti seviyor olmaları. Aynı ortamda oldukları diğer insanlarla iyi anlaşmak gibi bir dertleri yok. Daha çok kendi çıkarlarının peşinden gidiyorlar. Bu aklınıza hemen bu kişiler para kazanmak için etik olmayan yollara başvuruyor olabilirler mi gibi sorular getirmesin. Araştırma sonuçlarına göre öyle bir bulgu bulunmuyor. Bunun yanı sıra kızgınlığını ve bir konudan rahatsız olduğunu belli eden insanlar o alanda istediklerini daha rahat alabiliyor.
Kuralları çiğnemesini engellemeyin
Eğer her şeye karşı koyan, muhalif, cüretkar bir çocuğunuz varsa üzülmeyin. Sizi ve öğretmenlerini şimdilik biraz zorluyor olabilir. Ama bilin ki geleceği parlak! Bu kural ihlalleri ilerde işine yarayacak. Bu yüzden onu bastırmak yerine bunu avantaja çevirmeye çalışın. Kimseye zarar vermediği sürece birkaç kuralı ihlal etti diye azarlayıp da cesaretini kırmayın. Mutlaka empati yapmanın önemini öğretin ki işi küstahlığa çevirip başkalarına karşı sınırlarını aşmasın. Belki de var olan düzene karşı gelerek dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek olan sizin çocuğunuzdur… Peki, çocuğunuzun önünü kesmemek, hayatta başarılı olması için başka neler yapılabilir? İşte uzmanların önerilerinden kısa bir derleme...
1. Gündelik ev işlerini öğretin
İster kız olsun ister erkek. Ağaç yaşken eğilir demişler. Çocuğunuz sofradan kalkınca tabağını bulaşık makinesine koymuyorsa, bu o işi bir başkası onun için yapıyor demektir. Sofrayı kendimiz kaldırarak onların iyiliği için uğraşsak da böyle yaparak onların “iyi bir iş için herkesin katkısı olması gerektiği” olgusunu öğrenmelerinin önüne geçiyoruz. Psikologlara göre ev işi yapan çocuklar işveren olduklarında da daha anlayışlı oluyor. Bu yüzden çöp atma gibi basit görevleri mutlaka çocuklarınıza vermelisiniz diyorlar.
2. Sosyal olmak önem taşıyor
Pensilvanya ve Duke Üniversitelerinin ortak çalışmasının sonucu dikkat çekici. 700 çocuğu ana okulundan 25 yaşına kadar takip etmişler. Ana okulunda sosyal olanların ileride de bu özelliklerini korudukları ve daha başarılı olduklarını fark etmişler. Telkin edilmeden arkadaşlarıyla iletişim kuran ve işbirliği yapan, daha yardımsever çocukların üniversiteye gitme oranları hatta 25 yaşında full-time iş bulma oranları bile daha yüksekmiş. Sosyal olmayanların ise tutuklanma ya da alkol bağımlılığı riskleri daha fazlaymış.
3. Beklentilerinizi yansıtın
Ailelerin çocuklarından beklentileri onun gerçekleşmesinde büyük etkiye sahip. Çocuğunun üniversiteye gitmesini isteyen bir aile, kendi geçmişi ya da gelirinden bağımsız olarak çocuğunu bu düşünceyle büyütüyor. Sınavlarda en başarısız olanların yüzde 57’sini üniversiteye gitmesi beklenmeyen çocuklar oluşturuyor. En başarılıların yüzde 96’sı ise ailelerinin üniversiteyi kazanacağına inandığı öğrenciler.
4. Anne ve baba iyi anlaşmalı
İster birlikte olun ister boşanmış… Anne ve babanın her koşulda iyi bir ilişki içinde olması çocuğun ruh sağlığını da başarısını da etkiliyor. Öyle ki Illinois Üniversitesi’nin araştırmasına göre, aralarında kavga olmayan boşanmış ailelerin çocukları, evde durmadan kavga olan evli ailelerin çocuklarından daha başarılı olabiliyor.
5. Ebeveynler eğitimli olmalı
Michigan Üniversitesi’nin 2014’te yaptığı bir araştırmaya göre lise ya da üniversite mezunu annelerin çocukları daha az eğitim alan annelerin çocuklarına kıyasla okul hayatında daha başarılı oluyor. Nedeni araştırmada belirtilmemiş. Ancak bu çocuklar özellikle de matematik ve okuduğunu anlamada daha iyi oluyorlar. 18 yaşından genç annelerin doğurduğu çocukların liseyi bitirme oranları da daha düşük oluyor. Çünkü bu anneler de çoğu zaman çocuk büyütmek için eğitimlerini yarıda bırakıyorlar. Çalışan annelerin kızlarının okuma süresi diğerlerine göre daha uzun. Ayrıca bu kız çocuklarının ileride iş hayatına girdiklerinde yönetici rolünde olup daha çok para kazanma ihtimalleri de yüzde 23 oranında artıyor.
6. Matematik öğretin
Küçükken elimize abaküsü boşuna oyuncak olarak vermemişler. Çocuklar ne kadar erken matematikle aşina olursa o kadar iyiymiş. ABD, Kanada ve İngiltere’de 35 bin çocukla yapılan bir araştırmanın sonucu bu. Çocukların okula başladıklarında rakamları ve rakamların sıralaması gibi en temel kuralları biliyor olmaları onları diğer öğrencilerin önüne geçiriyor. Üstelik araştırmanın ilginç bir sonucu daha var. Bu erken bilgi, çocukları okuduğunu anlamada da yaşıtlarının önüne geçiriyor.
3 yaşın önemi!
Çocuğunuzla -özellikle de 3 yaşına gelene kadar- kurduğunuz ilişki tüm hayatını şekillendiriyor. Çocuğun verdiği tepkilere, gerektiği gibi ve hızlı cevap vermek gerekiyor. Stresli ve mükemmeliyetçi
olmak ise ters tepiyor.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR