Hakan, git konuş!

Kazakistan ve Danimarka maçları öncesinde yine kendi kendimize bir sorun yaratmayı başardık. Ersun Yanal-Hakan Şükür arasındaki sıkıntı, maçların öneminin önüne geçti. Hakan ile ilgili teknik konuların dışında bir şeyler yazmayı arzu etmiyordum

Haberin Devamı

Kazakistan ve Danimarka maçları öncesinde yine kendi kendimize bir sorun yaratmayı başardık. Ersun Yanal-Hakan Şükür arasındaki sıkıntı, maçların öneminin önüne geçti. Hakan ile ilgili teknik konuların dışında bir şeyler yazmayı arzu etmiyordum. Ancak bu son tatsız olayla ilgili birkaç şey söylemeden de geçemeyeceğim. Önce konuyu iyi tespit edelim. Bu, Ersun Yanal'ın dediği gibi teknik bir konu değildir. İdaridir ve bir disiplin uygulamasıdır. Yanal'ın "Yeni bir takım, teknik bir konu" şeklindeki açıklaması hiç inandırıcı değil.

İnandırıcı olamadı
Teknik gözle bakıldığında, Ersun hoca Milli Takım'ın başına geldiği günden beri vazgeçemediği Hakan Şükür'ü, hâlâ G.Saray'da en formda olduğu günlerini yaşarken niye kadroya almasın? Oynamadığında sorun yaşamayacağını bilmese böyle önemli bir silahın en azından kulübede olmasını istemez mi? Bülent, Okan gibi oyuncular yeni takımın içinde ne arıyor diye sormazlar mı? Ayrıca onca hazırlık maçında hep Hakan'la oynayıp teknik bir arayışa girmeyen biri en kritik dönemde 'sadece teknik uygulama' diyebilme hakkına sahip olabilir mi? Daha önceleri neredeydiniz demezler mi? Hakan olayında Ersun hoca bu sorunu yanlış yöntemle halletmeye kalkmış, haklı iken haksız duruma düşmüştür.

Milli Takım'ın başında tek sorumlu olarak Ersun hocanın kimlerle yola çıkacağını belirleme hakkı tartışılmaz. Özellikle de sistem, takım ruhu, ekip anlayışı kavramlarını çok telaffuz eden bir hocanın teknik konularda da önemli kriterleri olmalıdır.

Milli Takım teknik direktörünün en büyük aseti, aldığı vekaleti ülke adına cesaretle, adil ve açık olarak kullanabilmesidir. Ben bu anlamda Milli Takım hocasından şu açıklamayı beklerdim: "Hakan Şükür hepimiz için çok önemli bir oyuncudur, kaybedilmemesi gereken bir değerdir. Ancak benim Milli Takım adına ondan farklı beklentilerim vardı. Taktik icabı oynatmadığımda da yanımda olmalı, takım arkadaşlarına destek vermeli, ben değil biz odaklı düşünmeli ve davranmalı. Onda bu konuda yeterli arzuyu görmediğim için son açıkladığım kadroda yok. Ancak kapılar ona kapalı değildir. Hakan bana gelip, 'Milli Takım ailesinin büyük ağabeyi olarak her şekilde yanınızda olmak istiyorum' derse mutlu olur, gelecek dönemde yanımıza dönmesine sevinir ve destek veririm."

Hakan'dan beklenen
Hakan'a gelince... Tartışmasız bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük başarılarına imza atmış, bir forvetisin. Kendine iyi bakıyorsun, fizik olarak güçlüsün. Oynayabileceğin kadar oyna, G.Saray ve Milli Takım'da seni yine keyifle seyredeceğiz. Ancak artık futbolunun son yıllarında ufak tefek şeyler yüzünden çalıştığın insanları zor durumda bırakıp, sende mutsuz olma. İyi bir ailen, yeterince paran, büyük bir şöhretin var. Bir futbolcunun hayal edebileceği her şeye hak ederek ulaştın. Futbolcu olarak elde edilecek daha ne kaldı ki? Eğer önemsiyorsan bence sadece bir hoş seda.

Hakan şimdi git, hocanla konuş, yerine görev yapacak olan arkadaşlarına destek ver. Tüm ülkeye "Ben" değil "Biz" demenin önemini anlat. Bunu yapmak seni küçültmez, tam tersi inanamadığın kadar büyütür ve emin ol, bugün olduğundan çok daha mutlu eder.

DİĞER YENİ YAZILAR