Gazete Vatan Logo

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Seçimin asla kazası olmaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. Bütün vatandaşların sandığa gitmesi gerektiğine vurgu yapan Erdoğan: "Seçimin asla kazası olmaz. Ben vatandaşlarıma, partili partisiz fark etmez, demokratik hakkını muhakkak kullanması gereğini hatırlatmak istiyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Seçimin asla kazası olmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT'de "Cumhurbaşkanı Özel Yayın" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Bu sürecin hiç kuşkusuz en önemli meselesi katılım oranı meselesi. Bir bayram geride bıraktık. Bazı vatandaşlar memleketlerine döndüler. Bazı vatandaşlarımız 'Benim adayım güçlü, benim oyumdan bir şey olmaz' demek suretiyle seçimlere katılım göstermeyebilirler. Bu tür düşünceye sahip vatandaşlara verebileceğiniz bir mesaj olur mu?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Bu konu çok çok önemli. Bu ziyaretlerin veya bu gezinin, memlekete gitmenin, kazası olur ama bu seçimin asla kazası olmaz. Dolayısıyla, ben vatandaşlarıma partili, partisiz fark etmez, demokratik hakkını muhakkak kullanmasının gereğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu seçim normal bir seçim de değil. Bir dönüm yaşıyoruz. Bu dönüm noktasında vatandaşlarımın demokratik hakkını muhakkak kullanmalarının gereğini kendilerine hatırlatmak istiyorum.
Biz hamdolsun son dönemlerde 85-86 katılımla hep seçimlerimizi yaptık. Batı ülkeleri gibi 30- 35- 40 oranlarında seçim yaşamıyoruz. Bu bizim için demokratik katılım gücümüzün, ne kadar iyi konumda olduğunu gösteriyor. Hele şimdi bir yeni yönetim sistemini ilan edeceğimiz bu seçimde, ben bütün vatandaşlarımızın sandığa gitmesini, sandıkta bu konuyla ilgili kararı belirlemede bir güç kaynağı olmasını istiyorum."
Yurt dışındaki oylarla ilgili katılımda bir rekor sağlanmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Son kullandıkları oylara baktığımız zaman, bu seçimde aldığım rakamlar ile zannediyorum 2 milyonu aşmış vaziyette.Yurt dışındaki vatandaşlarımızın bütün haklarını zorlaştırmalarına rağmen, birçok engeller önlerine çıkarmalarına rağmen, yılmadılar, usanmadılar hatta yüzlerce kilometre uzaklıklardan gelip oylarını kullandılar. Çok eza, cefa çektiler. Gerçekten benim yani Türkiye dışındaki bütün vatandaşlarımızın bu konudaki duyarlılığı, her türlü takdirin üstündedir. Şimdi bu seçimlerde de yine ben vatandaşlarımın buralarda atacakları oylarla Türkiye'deki bu yeni yönetim sisteminin değişikliğine katkılarının olacağına inanıyorum." diye konuştu.
"Sizi en fazla heyecanlandıran yatırım hangisidir?" sorusuna Erdoğan, öncelikle yatırımlar noktasında Türkiye'nin nereden nereye geldiğine bakılması gerektiğini söyledi.
Yatırımlarda eğitimin öncelikli, sağlığın ise ikinci sırada yer aldığını belirten Erdoğan, "Biz göreve geldiğimizde savunma birinci sıradaydı ama biz savunmayı biraz geriye aldık. Eğitimi bir numara yaptık. Eğitimi bir numara yaparken, eğitim alt yapısına yüklendik. Eğitimin fiziki alt yapısına yüklenirken, diğer taraftan da öğretmen kadroları noktasında çok ciddi adımlar attık. O günden bugüne 580 bin öğretmen ataması yapmışız. Bu sıradan bir rakam değil. 280 bin derslik yapmışız." diye konuştu.
Erdoğan, kendi döneminde sınıflarda 75 öğrencinin olduğunu anlatarak, aynı dönemlerde Anadolu'da 100'ü aşkın öğrencinin bulunduğu sınıfların yer aldığını dile getirdi.
"Amerika'nın Cleveland'ı var. Bizim de şehir hastanelerimiz var."
Sağlık alanında ise çekilen çilelerin belli olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
SSK'da daha sonra Sayın Kılıçdaroğlu başına geldi. Ne çileler çektiğini milletim biliyor. Rahmetli Savaş Ay'ın yaptığı programı unutmak mümkün mü? Her şey ortada. Doktor ilaç yazıyor, ilaçların tamamını alamıyorsunuz. O zaman eczaneler zaten ilaç vermiyor. Hastanenin kendi eczanesi var, ilacı oradan alıyorsunuz ama biz ne yaptık? Bunu da değiştirdik, isteyen gider eczanelerden ilacını alır dedik. Şu an herkes eczanelerden ilacını alıyor mu? Alıyor. Bu kolaylığı getiren yine biz olduk."
Erdoğan, isteyen vatandaşın artık istediği hastanede tedavi olabildiğini ifade ederek, "Bunların içinde SGK ile anlaşması olmayanlar ayrı. Oraya da parası olanlar, paralı olarak giderler ama diğerleri o hastanelerde de tedavi olma şansına sahip. Bütün bunlarla beraber şehir hastaneleri diye bir devrim gerçekleştirdik. Bu devrim nedir? Amerika'nın bugün Cleveland'ı var. Bizim de şehir hastanelerimiz var. Niçin Cleveland'a gitsin." dedi.
Beyin göçünü bu hastaneler sayesinde geri çevireceklerini vurgulayan Erdoğan, "Artık ülkemde de kalifikasyonu yüksek, kariyer sahibi doktorlarımız oluyor ve olacak. Onlar da bu dev şehir hastanelerimizde bu görevlerini ifa edecekler. Beni bunlar çok duygulandırıyor. " şeklinde konuştu.
"Şu ana kadar 268 milyon yolcu Marmaray'dan geçti"
Türkiye'nin ulaşım altyapısında devrim yaptıklarını, özellikle Marmaray projesinin kendisini duygulandırdığını dile getiren Erdoğan, "Marmaray'ı yapmak bize nasip oldu. Biz 29 Ekim 2013'te açtık, şu ana kadar 268 milyon yolcu Marmaray'dan geçti. Bu insanı heyecanlandırmaz mı, duygulandırmaz mı? Aynı şekilde Avrasya Tüneli. Biz dedik ki raylı sistemi yaptık ama bir de lastikli sistemi yapalım. Bunun için yine Asya-Avrupa arasında Avrasya Tünelini yaptık. Avrasya Tüneli de 20 Aralık 2016'da açıldı. Oradan da 23 milyon araç geçti. Bir başka Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 26 Ağustos 2016'da açıldı. Buradan da 69 milyon araç geçti. Burayı Bay Muharrem kötülüyor. Bay Muharrem, sen burayı kötüleyeceğine buradan ne kadar araç geçti bunu araştır. Bunun fiyatları sana yüksek geliyorsa sen buradan geçmezsin, merhum Özal'ın yaptığı köprüden geçersin veya merhum Demirel'in yaptığı köprüden geçersin. Mecbur değilsin oradan geçmeye." şeklinde konuştu.
"Bu Batı'yı çıldırtıyor. Daha çok çıldıracaklar"
İstanbul Yeni Havalimanına değinen Erdoğan, "Dünya artık bu konuda çok ciddi bir rekabetin içerisinde. Batı'da öyle havayolu firmaları var ki Türk Hava Yolları'nı (THY) çok yakın takipte izliyorlar. Destinasyon olarak şu anda THY dünyanın bir numarası. Bunu şu anda Batı firmaları yakalayamıyor. Şu anda filomuz da 400'e doğru yaklaşıyor uçak noktasında. THY, geniş gövdelilerde de çok ciddi alımlar ve kiralama yapıyor. THY'ye de böyle bir havalimanı yakışırdı. Bu havalimanında düşünebiliyor musunuz, 6 pist olacak. Burada toplam proje alana 76,5 milyon metrekare. Böyle bir yere bunu yaptık. Bizim Atatürk Havalimanımız ise 12 milyon metrekareydi. Bu ne demektir, 5-5,5 kat burası daha büyük. Atatürk Havalimanına artık ihtiyacımız kalmayacak. Biz de ne dedik? Bunun üzerine adım atalım. Atatürk Havalimanını Millet Bahçesi yapalım. Çevresi olmak sıradan bir olay değil. Atatürk Havalimanını da inşallah Millet Bahçesi olarak dünyaya örnek proje yapıyoruz. Yani biz Central Park'ı geçeceğiz. Onun 3-4 katı büyüklüğünde bir yer. Zaten Hyde Park'la mukayese etmeye gerek yok, onun çok çok fevkinde." ifadelerini kullandı.
"Burada Trump'ın tavrını bekliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin savunma sanayisindeki ihtiyacının yüzde 20'sini karşılayabildiğini, bugün ise bu oranın yüzde 65'e yükseldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bunların en önemlisi de bir İHA'lar, iki SİHA'lar, üç kısa süre sonra havada göreceğimiz Akıncı. Biz bunlar için, göreve geldiğimizde ben o zaman Bush'a rica ederdim, bize insansız hava aracı... 'Hay hay' derdi. Sonra 'Kongre müsaade etmedi' derdi. Bu, Obama döneminde de böyle oldu. Sayın Trump, 'Bizim kaliteli silahlarımız var' diyor, 'şu var' diyor, 'bu var' diyor. 'Tamam, ver o zaman' diyoruz. 'Ver' dediğimiz zaman da bu sefer, 'Kongre müsaade etmedi'. En son ne çıktı? F-35 olayı çıktı. F-35'e bizi sokan sizsiniz. Şu ana kadar da 800 milyon dolar ödeme yapmışız. Neyi konuşuyorlar? Senato müsaade etmeyecek anlamına gelen bir yazı senatodan çıkmış. Tabi burada Trump'ın tavrını bekliyoruz, bu ayrı mesele. Bu arada da bu F-35'lerden bir tanesinin devir teslimini perşembe günü yaptılar. Temennim odur ki burada bir yanlışa, gaflete düşmezler. Şunu bilmeleri lazım, Türkiye artık eski Türkiye değil, o CHP'nin geçmişteki Türkiye'si değil. O Nuri Demirağ'ların, Allah rahmet etsin, uçak ürettiği dönemde CHP zihniyeti onların uçak fabrikasını kapattı ve orayı gaz ocağı fabrikası haline dönüştürdü. Türkiye o Türkiye değil. Biz şimdi evelallah nasıl Hürkuş'u ürettiysek daha ileri teknolojiyle savaş uçaklarımızı da üretir hale geleceğiz."
Savunma sanayindeki gelişmeler
Savunma sanayinde yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, "Savunma sanayinde ihtiyacımızın yüzde 20'sini karşılayabiliyorduk ama şimdi yüzde 65'ini karşılar hale geldik." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"(F35) Temennim odur ki burada bir yanlışa, gaflete düşmezler. Şunu bilmeleri lazım, Türkiye artık eski Türkiye değil."
"Pazartesi Türkiye çok farklı bir şekilde uyanacak"
Türkiye'nin pazartesi günü çok farklı bir şekilde uyanacağını ifade eden Erdoğan, "Bugünden o yabancı birçok köşeler falan hatta kredi kuruluşları vesaire onlar kurlarla ilgili olayı iyice düşürmeye başladılar. Bu gösteriyor ki onlar da yapmış oldukları kamuoyu araştırmalarında artık Türkiye'de durum onların planladığı veya bekledikleri gibi değil tam tersine gidiyor. Bunu biz de arazide görüyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, bu görüntünün özellikle de büyümedeki 7,4 oranının çok çok önemli olduğuna vurgu yaparak, G-20 ülkeleri arasında Hindistan'dan sonra 2. OECD ülkeleri arasında da 1. olduklarını kaydetti.
Türkiye'nin artık işsizlikte son dönemlerin en düşük oranına geldiğini belirten Erdoğan, genç işsizlikte de ciddi manada düşüş görüldüğünü söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin karşı tarafa bir öz güven aşıladığını dile getirerek, bunu yeni sistemle adeta bir sıçrama süreci içine sokacaklarını söyledi.
Bu sistemin en önemli getirisinin de bu olacağını aktaran Erdoğan, "Bu şekilde bir atak inşallah Türkiye'nin ekonomisini çok daha canlı hale getirecektir. Bir defa 6 ekonomi ile ilgili birim vardı şimdi bu 3'e düşüyor buradaki duruş, buradaki bakış bizim ekonomiyle ilgili sürecimizi çok daha hızlı bir konuma taşıyacak." ifadelerini kullandı.
"Onlar zaten yıkım ekibi ama biz yapım ekibiyiz"
Erdoğan, kayyumlarla başlayan süreçte Güneydoğu'nun bir başka, Diyarbakır'ın bir başka olduğunu belirterek, "O Dicle bambaşka. Şırnak, Hakkari başka. Buralarda çok ciddi yatırımlar yaptık. Bu yatırımları yaparken terör örgütü buraları yaktı, yıktı demedik. Onlar zaten yıkım ekibi, ama biz yapım ekibiyiz. Niye? Oralar bizim vatan topraklarımız. Biz buraları bu teröristler yakıp yıktı diye kendi haline bırakamayız. Çünkü burası bizim vatan topraklarımız." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin tek devletidir dediniz. Bu anlamda bu yaklaşım, Kürt vatandaşlarımızda bir karşılık buluyor mu?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Şöyle ifade edeyim. Tabii beklentim çok daha fazla. 'Beklentini tam alıyor musunuz?' derseniz, tam aldığımızı söyleyemem çünkü verdiğimiz imkanlar, yatırımlar çok çok fazla. İnkar politikalarını ayakları altına alan biziz, ret politikalarını ayakları altına alan biziz, asimilasyonu ortadan kaldıran biziz. Bunlar anne evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamazdı, önünü açtık, propaganda yapamazdı, bunların önünü biz açtık. Bütün bunlara rağmen maalesef bakıyorum ki hala buralarda bir çelişki var. Mesela merkezden çıkıyorsunuz havalimanına doğru gelirken 4 gidiş 4 geliş yol. Dicle vadisi, piknik alanları, Sur içi, Bu saat kulesi. Kurşunlu cami... TRT 6... Bunlarla ilgili yayın yapmıyor mu? Bunlarla ilgili yayın yapıyor bu özgürlük değil mi, bu özgürlükleri veren kim? Biz verdik ya benim Kürt kardeşlerim, ben kardeşim diyorum. Bizim bu adımımızı onlar görmüyor mu? Bütün bunlara rağmen hala bakıyorsunuz teröristlerin arkasından gidiyorlar."
"Asimilasyonu ortadan kaldıran biziz"
Erdoğan, "İnkar politikalarını ayaklarının altına alan biziz, ret politikalarını ayaklarımızın altına alan biziz, asimilasyonu ortadan kaldıran biziz." diye konuştu.
Münbiç operasyonu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Münbiç'te yol haritası belirlendi. Bu 90 günlük bir yol haritası. Bu yol haritasıyla da PYD, YPG orayı tamamen boşaltacaklar ve oraya da, oranın yüzde 90-95'i Araptır, sakinleri gelip yerleşecekler." açıklamasında bulundu.
15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi
"15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden, iki yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, muhalefet üzerinden 20 yıl geçmemiş, 50 yıl geçmemiş olmasına rağmen darbe girişimi hiç yaşanmamış gibi davranıyor. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugünden geriye dönüp baktığınızda, 15 Temmuz darbe girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"CHP bir defa bu darbe girişiminin adeta içinde. O geceden daha önce, bir radyo programında 'bir darbe olsa tankların önüne önce ben çıkarım' diyen kişi Kılıçdaroğlu'dur.
O gece 23.17. Atatürk Havalimanı'na beyefendi iniyor. Atatürk Havalimanı'nda on binler var. Bu saatlerde ben de açıklamamı yapmışım. Açıklamamda ne diyorum? Bütün vatandaşlarımı meydanlara, caddelere davet ediyorum. Ben de geliyorum, diyorum. Binali Bey, o da bir taraftan Ankara'ya hareket etmiş, o da geliyor. Biz de Marmaris'ten Enerji Bakanı Berat Bey damadım, kızım, eşim, torunlarım oradan beraberce çıkıyoruz."
Son ana kadar pilota Ankara veya İstanbul'a gittiklerini söylemediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Belli bir mesafeden sonra pilota söylüyoruz ve İstanbul'a biz de geliyoruz. İstanbul'a geldiğimizde üstümüzde F16'lar uçuyor. Halk büyük bir aşkla orada, heyecanla bekliyor. Bu arada 23.17'de havalimanına gelen beyefendi tanklarla anlaşıyorlar, tankların arasından otomobiliyle Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine geçiyor veya belediye başkanlığına gidiyor. Oradan süreci takip ediyor. Kahvesini yudumlarken, çayını içerken elimizde belgeler var. Senin zerre kadar teröre, darbeye karşı bir tavrın olsa, on binler orada dururken sen niye oradan ayrılıyorsun. Sen de gelseydin, o vatandaşların arasına karışsaydın. O vatandaşlarla beraber darbeye karşı yüreğini ortaya koysaydın. Ama onda o yürek yok ki. Korkağın teki bu. Hemen öbür tarafa geçiyor. Ne diyor? 'Bana haber vermedi ki' diyor. Ben sana özel davetiye mi çıkaracağım? Ben cumhurbaşkanı olarak milletin tamamına bu çağrıyı yapmışım. Milletimin tamamı oralarda ama enteresan olan bir şey var, Bağdat Caddesinden tanklar geçiyor ve tanklar alkışlanıyor. Bu da manidar. Bunun üzerinde düşünmek lazım. "
Erdoğan, bugün Batmaz'la ilgili bazı belgelerin ortaya çıktığını belirterek, "Onlar hemen meydana dökülecek. Ben bugün bunu söylemiş olayım. Bu Kemal Batmaz'la ilgili belgeyle birlikte de bunlar ciddi manada köşeye sıkışmış olacaklar." diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini anlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilgili, "Meclis'in Hükümeti denetim araçları daha da güçlendirilmiş olarak devam ediyor. Yargı da bu denge içinde çok daha sağlıklı çalışma imkanı bulacak. Yüksek yargı organlarının üye seçiminin bir kısmının Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında dağıtılmış olması bu dengeyi daha da güçlendiriyor. Özetle yeni sistemde herkes kendi işini yapacak, kimse diğeri üzerinde tahakküm kurmaya çalışmayacak." dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parlamenter sistemde, hükümet Meclis çoğunluğu içinden çıktığı için pratikte yasama ve yürütme aynı gücün kontrolünde oluyor. Hükümet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin Meclis Genel Kurulu'ndan geçme şansı yoktu. Biz, hükümetle Meclis'in irtibatını bu attığımız adımla kopartarak, bu pratik işleyişi bozmuş oluyoruz. Yeni sistemde hükümetin bütçe dışında Meclis'e kanun tasarısı gönderme yetkisi bulunmuyor. Cumhurbaşkanlığı Yeni Yönetim Sistemi'yle birlikte istişare mekanizmalarının kurumsallaştığı, kararların daha hızlı ve doğru bir şekilde alınıp uygulandığı bir yapı oluşturuyoruz. Bu yeni yapı, milletimizin hayal ettiği projeleri hayata geçirmek için bizlere zaman tasarrufu sağlayacak."
Erdoğan, birleşecek bakanlıkların personelinin durumuna ilişkin, "Burada aslında sağa, sola dağılma diye bir şey söz konusu değil. Hepsi, kamu çalışanlarımız olarak mevcut görevlerine aynen devam edecek." şeklinde konuştu.

Haberin Devamı