Gazete Vatan Logo

Çocukların şiddet duygularının pekişmesine izin vermeyin

Yaşanan terör saldırıları bizler gibi çocukları da etkiliyor. Bu şiddet karşısında yapmamız gerekenleri Prof. Dr. Haluk Yavuzer anlattı.

Çocukların şiddet duygularının pekişmesine izin vermeyin

Toplum olarak korkulu günlerden geçiriyoruz, gergin bir bekleyiş içindeyiz. TV başında haberleri izlerken bazen çocuklar da bu görüntüleri izliyor. Hatta sirenleri yanan araçları gördüklerinde ekrana kilitleniyorlar. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Peki çocuklarımıza bu durumu nasıl anlatmalıyız? Bu sorununu cevabını almak için Türkiye’nin en iyi çocuk psikologlarından Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Yavuzer’in kapısını çaldık. Çocuklarımıza yaşadığımız terör olaylarını nasıl anlatmamız gerektiğini sorduk.

Çocuklar da TV izliyor ve olanlardan etkileniyor. Bu durumu onlara anlatmanın doğru yolu ne?

Birinci önerim, çocuğun seyredebileceği programı belirmek. Biliyorsunuz ki gündüz olaylar olmuş, akşam haberlerde olumsuz şeyler göreceksiniz. O zaman özellikle ergenlik öncesi (kızlarda 11, erkeklerde 13 yaş) çocuğunuzun bu görüntüleri seyretmemesini sağlayın. Buna rağmen çocuk televizyonda şiddete tanık olmuşsa, seyredilen programı onunla paylaşmak, duyguları ifade etmesine fırsat tanımak, şiddet eylemlerinin çocuk üzerindeki olumsuz etkisini aza indirir.

Haberin Devamı

Peki bu duygu paylaşımı nasıl olmalı?

Çocuğun yaşı ve kişisel özelliği önemli. Travmatik etki de yapabilir. Çocuğun, “Neden bir bombayla insanların canına kıyılıyor?” sorusuna, yaşına göre ve kişisel özelliklerine zarar vermeden bilgi vermek kolay değil. Bu nedenle TV izlettirmekten kaçının diyorum ısrarla. Tesadüfen görürse de patlamayı anlatmayın. Çünkü çocuk öyle farklı senaryolar geliştirilebilir ki, rüyasında ya da gündüz bu olayı analiz eder, kurgular ve olumsuz geri bildirimler olarak geri döner. Ergenlik dönemi için lafım yok. Ama ilk çocukluğun bitimi 6-11 ile son çocukluk çağı olan 7-13 dönemindeki çocuklarda anlatımlarınızda ayrıntıya girmeyin. Özenle ayrıntıya girmenin çocuktan çocuğa farklı yorumlanıp senaryo malzemesi yapılabileceği kaygısını taşıyorum. Bu herhangi bir yangını anlatmaya benzemiyor. Etki, çocuktan çocuğa farklı olur ve travmatik bir etkiyle çocuğun kafasında birtakım üzücü, sıkıntı verici kurgulara malzeme olabilir.

Haberin Devamı

Çocuklarınıza aklınızda başka bir iş olmadan günde 45 dakika ayırmanız yeterli olacaktır.

Prof. Dr. Haluk Yavuzer

Öfke eğilimini artırır, duygusal kontrolü zayıflatır

Şiddet eylemlerinin izlenmesi çocukta ruhsal gerginliği artırabilir. Dengesi daha kolay değişebilen öfke eğilimli çocuklarda dürtüsel ve duygusal kontrolü zayıflatır. Son araştırmalar, medya şiddetinin olumsuz sonuçlarını şu üç noktada topluyor:

- Medya şiddeti, çocukların saldırgan tutum ve davranış geliştirmelerini teşvik edebilir.

- Televizyon dışındaki dünya hakkında korku veren kötümser tutumlar üretebilir.

- Çocukları duyarsızlaştırabilir;çocuğun donuk ve ilgisiz kalmasına sebep olabilir.

Şiddet karşısında çocukların gösterdiği tepkiler, yapılarına göre farklılık gösterir. Bazılarında ürkeklik, içe kapanma, bazılarında saldırganlık şeklinde görülür. Bazı çocuklarda gece-gündüz korkuları gelişebilir. Bu nedenle aileler televizyon izlerken yaş ve bireysel farklılıkları dikkate almalı.

Haberin Devamı

Uyku ve yeme düzeni bozuluyor

Ergenlik sonrası veya yetişkin döneminde bu görüntülerin çocuklara geri dönüşü nasıl oluyor?

Bu durum pekişmediği takdirde pek önemli değil. Çocuk, 16 yaşına kadar 13 bin şiddet öğesi içeren film izliyor. Dolayısıyla internette, medyada en yoğun televizyon izlenme yaşı olan 11-14 yaş arasında daha da sıklaşmak kaydıyla çocuğun şiddet öğesine maruz kaldığını görüyoruz. Çocuğu destekleyen, demokratik, iletişime açık, sevgi dolu aile ortamında bu durum tolore edilebiliyor. Ancak sevgi, ilgi görülmeyen ve aidiyet duygusu verilmeyen, babanın anneyi dövdüğü bir aile ortamında çocuk, bu şiddet olayının etkisinde kalıyor. Bir arkadaş grubunun veya çetesinin içerisindeyse o aidiyet duygusunu orada aramaya başlıyor ve şiddeti uygulayan kişi olmaya başlıyor. Çocuğun önce uyku ve yeme alışkanlığı etkileniyor. Daha sonra bu durum kalıcı etkilere yol açabiliyor. Akranlarına, kardeşlerine, annesine dönük agresif tavır gibi.

Haberin Devamı