Gazete Vatan Logo

Çocuk suçluların yüzde 65'i yeniden cezaevine giriyor

Geleceğimizin teminatı çocuklarımız her geçen gün suça sürükleniyor. Resmi verilere göre cezaevine giren çocukların yeniden cezaevine girme oranı yüzde 65.

Çocuk suçluların yüzde 65'i yeniden cezaevine giriyor

Şüphesiz ki, bütün çocuklar eşit olarak doğar ve hiçbir çocuk doğuştan suçlu değildir. Hiçbir çocuk aile seçme hakkını, yoksulluğu, zenginliği doğuştan seçmez. Çocuklar eylemlerinin anlam ve sonuçlarını algılamada erişkinlerden farklıdır. Bu nedenledir ki çocuklar aile, çevre, arkadaş ilişkileri, sosyo kültürel ve ekonomik sebeplerden kolayca etki altında kalabiliyor veya suça yönelebiliyorlar. Yapılan araştırmalara göre ise ülkemizde her geçen yıl cezaevine giren çocuk sayısında artış söz konusu. Verilere göre; 2010 yılında bu sayı 1440 iken, 2011 yılında 1165 ve Aralık 2014 tarihi itibariyle ise cezaevinde bulunan çocuk hükümlü sayısı 5 kat artarak 7 bin 500’e ulaşmış. Yine diğer çarpıcı veri ise cezaevine tutuklu veya hükümlü olarak giren çocukların yeniden cezaevine girme oranı yüzde 65.

Son altı yılda ceza sistemiyle tanışan çocuk sayısı iki kat arttı

İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi İbrahim Altıtaş’a göre; “Genel olarak ekonomik sorunlar, göç ve yerleşim sorunları, artan işsizlik, parçalanmış aileler, geçim sorunları, çalışan ve çocukları başıboş kalan çocuk yetiştirmeyi bilmeyen, ilgisiz ve şefkatsiz ana babalar, eğitimci, okul ve çocuk ilişkisindeki kopmalar eğitim eksikliği ve menfi çevre arkadaş ilişkileri ile şiddet içerikli yayınlar, artan ve ucuzlayan uyuşturucu satışı ve kullanımı vb. nedenlerle son yıllarda risk altına giren ve suça itilen çocuklarda sayı ve işlenen suç niteliği yönüyle önemli değişimler olmuştur. Yaklaşık 6 yıl önce karakola getirilen çocuk sayısı 54 binlerde iken bugün karakol ve ceza sistemi ile tanışan çocuk sayısının 120 bin civarında oluşu bu konuda tehlike çanlarının çaldığını bize göstermektedir.”

Haberin Devamı

Çocuklar yetişkinlerden farklı olmayan bir usulle yargılanıyor

Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Av. Selmin Cansu Demir: “Mağdur çocukları ile suça sürüklenen çocukları çok farklı görmüyoruz. Suça sürüklenen çocuklarda adli sisteme genelde ihmal, istismar gibi benzer süreçleri yaşadıktan sonra giriyorlar. Bu çocukların da korunma ihtiyaçları var. İşlenen suçlara bakınca genelde ekonomik nedenlerle hırsızlık gibi malvarlığına karşı işlenen suçlar karşımıza çıkıyor. Tabii bunun dışında çevresel ve ailedeki ihmaller ve rol modelleri gibi nedenlerle suça sürüklenen çocuklar da var. Ancak hukuk sistemimizde çocukların yargılanmasında ciddi problemler bulunmakta. Çocuk Koruma Kanunu’nun amacı suça sürüklenen çocuklarının haklarını ve esenliklerini korumak. Ama ülkemizde bu kanun çerçevesinde yapılan yargılamalara baktığımızda tam anlamıyla bir cezalandırıcı bakış acısı olduğunu görüyoruz. Çocuklar yetişkinlerden farklı olmayan bir usulle yargılanıp aynı yaptırımlara maruz kalıyorlar. Bu yargı sistemi içerisinde çocuğun neden suça sürüklendiği tespit edilemiyor. Böylelikle çocuğa uygun yaptırımı da tespit edemiyoruz. Çocukları hapsediyoruz, bunun sonucunda çocuklar çok daha büyük hak ihlallerine ile maruz kalıyorlar.”

Haberin Devamı

7500

Ülkemizde her geçen yıl cezaevine giren çocuk sayısında artış var. 2010 yılında bu sayı 1440 iken Aralık 2014’te bu sayı 7 bin 500’e çıktı.

Haberin Devamı

2012’de BM uyardı

2012 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları komitesi Türkiye hakkında bir rapor yayınladı. O raporda Türkiye’de çocuklara karşı ağır hapis cezaları, alternatif tedbirlerin uygulanmaması, uzun tutukluluk süreleri ve birçok hapishanedeki yetersiz koşullarla tecavüz ve işkence gibi suçlamaların çok yoğun olmasından endişe duyulduğu belirtildi. Ama maalesef biz bu rapor üzerine yine cezaevlerine ilişkin benzer şiddet ve tecavüz haberlerini gördük.

120 BİN

Yaklaşık 6 yıl önce karakola getirilen çocuk sayısı 54 bin'lerde iken bugün karakol ve ceza sistemi ile tanışan çocuk sayısı 120 bin.

Psikolog Dr. Fulya Giray Sözen

'Tahliye sonrası süreç önem taşıyor'

“Suça sürüklenmiş çocukların çoğu çocukluk çağı travmalarına maruz kalmış çocuklar. Bu travma yaşantıları çocukları fiziksel, duygusal ya da cinsel olarak örseleyebildiği gibi, ergenlik dönemiyle birlikte suç ya da risk alma davranışlarına yönelme tehlikesini de beraberinde getiriyor. Ancak mevcut çocuk adalet sistemi sadece suç işleyen çocuğun kendisine odaklanmakta, çocuğu cezalandırma yoluna gitmekte. Oysa ki, çocuğu tahliye sonrasında da bekleyen aynı aile, aynı koşullar ve riskler... Bu risklerle ilgili herhangi bir önleyici çalışma yapmadan çocuk suçluluğunu önlemek pek mümkün görünmüyor.

Haberin Devamı

Okullarda, riskli mahallelerde ve bölgelerde yürütülecek suç önleme çalışmaları cezaevlerine ayrılan bütçeden çok daha az maliyetle zararı oluşmadan önleyebilecek bir yol. Bu noktada farklı bakanlıkların eşgüdümle çalışma inisiyatifinde olması ve gerektiğinde sivil toplum örgütlerinden de destek alabilmeleri önem kazanıyor. Çünkü asıl mesele; tekrar tekrar suç işleyen çocukların bu yöneliminin nedenlerini kurutmak, cezalandırmak sadece aspirin tedavisi ile kısa süreli bir çözüm sağlıyor ama sorunun kaynağı aynı kaldığı sürece suç olgusu yeniden karşımıza çıkıyor...”

Gündem Çocuk Derneği Yönetim Kurulu üyesi Alper Yalçın

'Şiddet ve istismar gitgide atıyor'

“Hapishanelerde yaşanan istismar ve şiddet artıyor. Devlet çocukları şiddetten korumakla yükümlüdür.”

Suça sürüklenmiş çocuklar ceza infaz kurumlarında, başka ya da daha ciddi suçlar işlemiş akranlarıyla kalmakta, yeni suç tiplerini ve cezaevi alt kültürünü öğrenmekte. Diğer yandan aileleriyle ise sınırlı şartlarda görüşmekte. Böylesi bir ortamın, çocuk için sağlıklı olmadığı açık ki, mükerrer suç oranlarının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Bu sonuç bize kapalı kurumdaki çocuğun yine suça karışabildiğini söylüyor. Dolayısıyla kapalı kurum mantığının suça sürüklenmiş çocuklarda caydırıcı olamadığını söyleyebiliriz. Almanya, Hollanda gibi ülkeler çocuk hapishanelerini kapatırken, biz yeni hapishane açıyoruz. Onlar cezalandırıcı değil, onarıcı bir adaleti uyguluyorlar. Yerel yönetimi ve toplumu da bu sürece dahil ederek gönüllü çalışmalar yapıyorlar. Sistemli bir çalışma uyguladıkları için o toplumlarda çocuk suçlu sayısı azalırken, ülkemizde maalesef sayı artıyor. Kaldı ki Türkiye’de çocuklara özgü üç cezaevi var, bu cezaevlerinin kapasitesi 1008, ama tutuklu çocuk sayısı 1789. Yani bir çocukların kısmı yetişkinlerin kaldığı cezaevinde kalıyorlar.

En önemlisi ise hapishanelerde yaşanan istismar ve şiddet gitgide artıyor. Devlet çocukları her türlü şiddetten korumakla yükümlüdür. Yaşanan birçok şiddet de kurum görevlilerinin ihmali olduğu açık olmasına rağmenyeterli yaptırım uygulanmıyor.