Gazete Vatan Logo

Cindoruk dönüyor

'Siyasette gençlere ihtiyaç var' dedi aday oldu

Cindoruk, merkez sağda birlik çağrısıyla DP Genel Başkanlığı’na adaylığını resmen açıkladı: “Elimi taşın altına koyuyorum”.

ANKARA - Siyasetin duayen isimlerinden Hüsamettin Cindoruk, 1995 yılında Tansu Çiller’in kurduğu azınlık hükümetine güvenoyu vermediği için ihraç edildiği partisine, genel başkan adayı olarak geri döndü.

Uzun süredir aktif siyasetin içinde olmamasına karşın, özellikle merkez sağda yeni oluşum ve DP ile ANAP’ın birleştirilmesi arayışlarında hep ön planda temas kurulan isimler arasında bulunan DYP ve TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, beklenen adaylık açıklamasını dün DP Genel Merkezi’nde yaptı.

DP’li çok sayıda eski bakan ve milletvekili ile partililerin alkışlarıyla genel merkezde karşılanan Cindoruk, adaylık açıklamasına, toplantı salonunu tahsis ettiği için Genel Başkan Süleyman Soylu’ya teşekkür ederek başladı. Soylu’nun seçim sonrası aldığı istifa kararı ve olağüstü kongre kararını anımsatan Cindoruk, “Bu parti geçmişte iktidar çıkardı yine çıkaracak. Ne arıyoruz, ne istiyoruz? Merkezde siyasi boşluk var ama denge partisine ihtiyaç var. Merkezde bir birlik partisi gerekli. Daha önce başarılı olmadı ama biz inşallah merkezde birliği sağlayacağız” dedi.

Taşın altına elimi koyuyorum

Esprili bir üslupla, “Merkez siyasetinde gençlere ihtiyaç var, bu gençlerden biri de benim” diyen Cindoruk, hükümetin, cumhuriyetin bölmeye yönelik hatalarının olduğunu anlatırken, “Bizim de siyasi hayatımızda hatalarımız olmuştur. Ama bunların hiçbiri cumhuriyeti bölmeye yönelik olmadı” dedi. Cindoruk, şöyle devam etti:

“Gelin birleşelim, bütünleşelim. Tecrübeyle gençliğin enerjisini bir araya getirelim. Geçmişteki siyasi düşüncelerimizi yenileyelim. 1946’dan bu yana haklı olduğumuz taraflar var, haksız olduğumuz taraflar da olabilir. Onları büyük hoşgörüyle kabul edelim. Ben taşın altına elimi koyuyorum. Sizlerin de ellerini taşın altına koymasını istiyorum.”

Sivil sıkıyönetim

Türkiye’de her alanda ayrışma yaşandığını, bunun Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzandığını kaydeden Cindoruk, isim vermeden Ergenekon davası sürecini de eleştirdi. Cindoruk, “Organize suç örgütü olur ama organize savcı, organize mahkeme olamaz” dedi.

Türkiye’nin çok olağanüstü dönemler yaşadığını, ancak haberleşme özgürlüğünün Türk siyasi yaşamının hiçbir döneminde bu kadar “hoyratça” kısıtlanmadığını kaydeden Cindoruk, dünyadaki en önemli icatlardan sayılan cep telefonu ve bilgisayarın Türkiye’de artık birer “suç aleti” olarak tanımlandığına dikkat çekti. Cindoruk, “Adalet Bakanı 70 bin kişinin dinlendiğini söylüyor. 70 bin kişiyi dinleyen bir siyasi anlayışa saygı duymamız mümkün değildir” dedi.



‘76 yaşında bir genç’

“Merkez siyasetinde gençlere ihtiyaç var, bu gençlerden biri de benim” diyen Cindoruk, 1933 yılında İzmir’de doğdu. 1954’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1955 yılından itibaren de avukatlık yaptı.

Siyasi hayatına Demokrat Parti gençlik kollarında başlamasına rağmen, 1958 yılında “ispat hakkı” tartışmaları sırasında DP’den ayrılarak Hürriyet Partisi kurucuları arasında oldu. “27 Mayıs Darbesi” nden sonra 1960 yılında İstanbul Barosu yönetim kurulunun yasaklamasına rağmen Yassıada duruşmalarında Burhan Apaydın ve Orhan Apaydın ile birlikte Adnan Menderes ve Demokrat Parti yöneticilerini savundu. Bu üç avukatın en genciydi. 1960’dan sonra siyasi hayatını Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde il başkanlığı, kuruculuk, Genel İdare Kurulu üyeliği görevleri ile sürdürdü. 14 Mayıs 1985 tarihinde Büyük Kongre’de Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi. Genel Başkanlık makamını, siyasi yasağı biten Süleyman Demirel’e bıraktıktan sonra 16 Kasım 1991 - 1 Ekim 1995 tarihleri arasında TBMM Başkanı seçildi. Turgut Özal’ın vefatı üzerine 17 Nisan 1993 - 16 Mayıs 1993 tarihleri arasında vekaleten T.C. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Demirel cumhurbaşkanı seçilince boşalan DYP genel başkanlığı için aday olmadı. 28 Şubat sürecinde “postmodern darbe” yi savundu ve bu maksatla bir grup arkadaşıyla birlikte DYP’den ayrılıp Demokrat Türkiye Partisi’ni kurdu. DTP 28 Şubat darbesi neticesinde kurulan Mesut Yılmaz başbakanlığındaki koalisyona katıldı ama kendisi görev almadı.18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimde partisi de kendisi de meclis dışında kaldı ve DTP Genel Başkanlığı görevinden istifa etti.

Demirel’den tam destek

Hüsamettin Cindoruk, beklenen adaylık açıklamasını dün DP Genel Merkezi’nde yaptı. Süleyman Demirel döneminde de toplantı salonu olarak kullanılan ve “mahzen” diye bilinen Genel Merkez’in alt katında açıklamasını yapan Cindoruk, “bu mahzenden bir kez daha iktidar çıkartılabileceğini” söyledi. 9. Cumhurbaşkanı Demirel’le görüştüğünü söyleyen Cindoruk, gazetecilerin “Sizi destekliyor mu?” sorusuna da, “Onun desteği her zaman benimledir” karşılığını verdi.

Kulisler hareketlendi

Mesut Yılmaz’la da görüştüğünü söyleyen Cindoruk’un DYP eski Genel Başkanı Tansu Çiller’den de randevu talep ettiği ancak düne kadar olumlu bir yanıt alamadığı öğrenildi. Cindoruk’un 16 Mayıs’ta yapılacak DP olağanüstü kongresinde genel başkanlığa aday olması, merkez sağ kulislerini de hareketlendirdi. Kulislerde Cindoruk’un ANAP’la DP’nin, Mehmet Ağar-Erkan Mumcu ve Süleyman Soylu-Salih Uzun dönemlerinde bir türlü sağlanamayan birleşmeyi gerçekleştirmek için çaba harcayacağı ve iki partiyi yeni bir merkez sağ parti olarak şekillendirmeye çalışacağı konuşuluyor.

Haberin Devamı