Gazete Vatan Logo

CHP heyeti Washington’da

CHP Genel
Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerini "çok sıcak ama
yüzeysel" olarak değerlendirdi. Loğoğlu, Rumların AB Dönem Başkanlığında,
katılım müzakerelerin hızlandırılarak devam etmesinden yana olduklarını
söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu’nun yanısıra, partinin diğer genel
başkan yardımcılarından Faik Öztrak, CHP İstanbul milletvekili Umut Oran ve CHP
Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan’dan oluşan CHP heyeti, bu hafta içerisinde
Washington ve New York’ta temaslarda bulunacak.

Heyetin Washington’a gelişinin ardından düzenlediği basın toplantısında
Loğoğlu, 6-7 ay önceki ziyaretlerinin devamı çerçevesinde Washington’a
geldiklerini ve burada Kongre, yönetim, düşünce kuruluşları, mali ve ekonomik
çevreler, lobiler ve Türk toplumuyla temaslarda bulunacaklarını söyledi.

Programlarının yoğun olduğunu, Washington ve New York’ta 40 civarında
temaslarının olacağını anlatan Loğoğlu, temaslarında daha çok kendilerini
anlatacaklarını kaydetti.

Loğoğlu, "Türkiye’nin ne siyasi, ne ekonomik, ne toplumsal yaşam ne de
dış politika bakımından iyi yönetilmediğini ama buraya AK Parti’yi şikayet değil
eleştiri için dahi gelmediklerini, CHP olarak kendilerini ve Türkiye’nin
siyaseti, demokrasisi, ekonomisi ve dış politikasıyla nasıl daha iyi bir noktaya
götürülebileceğini" anlatacaklarını kaydetti.

Loğoğlu, "Amerikalıların bölgemize, Arap Baharı, Rusya ve İran, insan
hakları, kadın hakları gibi tüm konulara nasıl baktıklarını öğrenmeye geldik"
dedi.

-"İlişkiler sıcak ama yüzeysel"-

Faruk Loğoğlu, bir soru üzerine, Türkiye’nin komşularıyla ilgili yanlış
politikalar izlediğini düşündüklerini kaydetti.

Loğoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerini ise "çok sıcak, neredeyse balayı gibi
bir dönem ama yüzeysel" olarak tanımladı. İki ülke arasındaki iyi ilişkilerin
asıl olarak Suriye üzerindeki "örtüşen politikalardan" kaynaklandığını ifade
eden Loğoğlu, şöyle devam etti:

"İlişkiler biraz yüzeysel çünkü Türk-Amerikan ilişkilerinin bütününden
Suriye konusunu çıkardığınız zaman, Kıbrıs, Ermenistan, İran gibi geriye sorunlu
ve pürüzlü konular kalıyor. Suriye’ye ilişkin bu balayı dönemi bittiği zaman
Türk-Amerikan ilişkilerinin gerçek durumunu göreceğiz ve ben onun çok sağlıklı
beslendiğine şu anda inanmıyorum. Çünkü bütün dikkat ve enerji Suriye üzerine
odaklanmış durumda. Yani Suriye’de bu veya şu şekilde bir terslik olduğu takdirde
iki taraf da bana göre, aralarındaki ilişkiyi nasıl götürecekleri noktasında
biraz şaşırıp kalacaklar."

-"Anti-Amerikancı değiliz"-

Loğoğlu, CHP olarak Türkiye’nin ABD ile karşılıklı saygı ve çıkarlara
dayalı iyi ilişkiler kurmasını istediklerini belirterek, "Biz de
anti-Amerikancılık, ’anti’ bir şey yok, Türkiye’nin menfaatleri var, onu ön plana
koyuyoruz" dedi.

Loğoğlu, başka bir soru üzerine, CHP olarak, Suriye’de halkın
beklentilerine daha fazla cevap veren, daha demokratik bir yönetim noktasında AK
Parti ile benzer bir fikre sahip olduklarını belirterek, ayrıldıkları noktaları
ise şöyle tanımladı:

"Bugünkü hükümet, Suriye’de değişimi tamamen dışlamış ve muhalefete tek
yanlı olarak kucak açmış, muhalefeti çok yönlü desteklemektedir. Dolayısıyla,
muhalefetle rejim arasında bir siyasi sürecin her an ve sonuna kadar zorlanması
gerektiğini düşünüyoruz. Sadece muhalefete sahip çıkmak ve rejimi dışlamak,
Suriye’yi bir iç çatışmaya mahkum etmekten başka bir sonuç vermeyecektir. (Suriye
Devlet Başkanı Beşşar) Esad’ın iktidardan uzaklaştırılması belki zaman içinde
mümkün olacak ama CHP olarak biz diyoruz ki bu çatışmalarla olmasın, mezhep
kavgası haline dönüşmesin, kan dökülmesin, şiddet olmasın diyoruz ama AK Parti
hükümetinin izlediği politikayı, Suriye’de şiddeti, çatışmaları, kutuplaşmaları
daha derinleştiren bir politika olarak görüyoruz."

Loğoğlu, AK Parti hükümetinin, tek yanlı olarak Esad rejiminin gitmesine
kilitlendiğini ama Türkiye’nin hem rejimle eskiden kalma potansiyel kanalı
bulunduğunu hem de muhalefet üzerinde ağırlığı olduğunu belirterek, "Bu kanalı
Türkiye’nin Washington ve Brüksel’den farklı olarak zorlaması lazım" dedi.

-"Radara ev sahipliği yanlış"-

Türkiye’nin genel anlamda NATO füze savunma sistemine katılmasını
desteklediklerini ama radarların nereye, hangi ülkelere konulacağının bir
müzakere meselesi olduğunu belirten Loğoğlu, şunları kaydetti:

"Hükümet, bu radarın Türkiye’ye konulması halinde şimdi ortaya çıkan
tabloyu niçin görmemiştir, İran’dan tepki geleceğini bilmiyor muydu? Hatta
Lizbon’daki karara evet demeden önce kuvvetli itirazlarımız oldu hiçbir ülkenin
adının zikredilmemesi yönünde, özellikle de İran nedeniyle. Ondan sonra da
radarın Türkiye’de konuşlanmasına izin verdik. Radar şu anki yapısıyla, bir NATO
radarı da değildir, Amerikan radarıdır. NATO Savunma sistemine entegresi en az
2-3 yıl alacak. O zamana kadar Türkiye ile ABD arasında imzalanan bir anlaşma
çerçevesinde faaliyete geçecek. Amerikan yetkilileri, bu radarın ABD’yi, ABD’nin
müttefik ve partnerlerini koruyacak dediler. Bölgede ABD’nin partneri kim?
İsrail. İsrail’in korunmasına bir itiraz yok ama AK Parti hükümeti kamuoyuna bunu
bu şekilde anlatmıyor."

Loğoğlu, Rusya ve İran ile ülke içindeki halkın tepkilerine
baktıklarında, Türkiye’nin radara ev sahipliği yapmasını yanlış bir uygulama
olarak gördüklerini kaydetti.

-"Rumlar dönem başkanı olunca müzakereler devam etmeli"-

Loğoğlu, bir soru üzerine, CHP olarak, Rumlar AB dönem başkanı olduğunda,
katılım müzakerelerinin aynen ve hatta hızlandırılarak devam edilmesinin daha
doğru olduğunu düşündüklerini söyledi.

Bir soru üzerine Loğoğlu, tutuklu 8 milletvekili ile 70’i geçen
gazeteciler ve öğrencilerin durumlarını temaslarında özellikle gündeme
getireceklerini kaydetti.

Türkiye’nin Arap dünyasınca örnek alınacak tarafları olduğunu belirten
Loğoğlu, "Bu bugünkü Türkiye mi, yoksa hepimizin idealindeki demokratik, laik,
insan hakları, basın özgürlüğüne saygılı, yargının bağımsız, kadın-erkek
eşitliğinin geçerli olduğu bir Türkiye mi?" diye sordu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak da Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan’ın, "şimdi görüyoruz ki, ekonomik kriz, bugün Türkiye’yi teğet bile
geçmeyecek" sözlerine ilişkin bir soru üzerine, "Bir ülkenin eğer GSYH’nin
yüzde 10’u kadar cari açığı varsa ve o ülkenin bir bakanı ortalara çıkıp, bu
sefer gerçekten teğet bile geçmeyecek diyebiliyorsa, o zaman kusura bakmayın o
bakanın bu işte ne kadar ciddi olduğu konusunda sadece bende değil tüm dünyada,
tüm yatırımcılarda endişe oluşmaya başlar" dedi.

CHP İstanbul milletvekili Umut Oran da temaslarında ekonomi konularını da
konuşacaklarını belirterek, ABD ile Türkiye arasında ekonomik ilişkilerin iyi
olduğunu düşünmediklerini ve "model ortaklığın" karşılıklı, iki tarafı da
geliştirecek şekilde işlemediğini söyledi.

CHP Ankara milletvekili Gülsüm Bilgehan da "Dışarıdan bakıldığında
Türkiye’de güçlü bir iktidar görünüyor, yüzde 50 oy almış, güçlü, tanınan bir
lideri var ama onun karşısında da en az o kadar güçlü bir muhalefet var. Bu
muhalefetin de en önemli partisi biziz. Bence en önemli görevimiz bu, Türkiye’de
her şeye rağmen, eksikliklerini de ortaya koyarak, işleyen bir demokrasi
olduğunu, Türk demokrasisinin ileri giderek gelişmesi gerektiğini, bunun için de
dostlarımıza ihtiyacımız olduğunu belirtmemiz gerekiyor" dedi.

Haberin Devamı