Anayasa yeniden gündeme gelmeli

Haberin Devamı

Geçen hafta sonu yapılan Abant Platformu’nun 26. toplantısının konusu ‘Yeni Anayasa’nın Çerçevesi’ idi. Yeni anayasanın neredeyse tamamen gündemden düştüğü bir siyasi ortamda ve Abant’ın açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Cemil Çiçek’ten maada yeni anayasadan bahseden pek kimsenin kalmadığı bir dönemde fevkalade hayırlı bir girişim Abant. Meclis Başkanı da zaten ‘bu yasama döneminde anayasa yapılamazsa, Türkiye yeni anayasa yapmak için otuz yıl daha bekleyebilir’ dedi. Otuz yılı bilmem ama süreç belediye ve cumhurbaşkanı seçimleri yılı olan 2014’e sarkarsa anayasanın akıbeti açısından pek hayırlı olmaz.

Hâlbuki 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde başlayan ve yakın zaman kadar süren ne canlı bir tartışma ortamı vardı. Meclis’teki Anayasa Uzlaşma Komisyonu websitesindeki (https://yenianayasa.tbmm.gov.tr) toplumsal katkı sunan kuruluşların listesine bir göz atın: Anayasa Kadın Platformu; ANGIAD; Bankalar birliği; Basın İşçileri Sendikası; BİLGESAM; Bodrum Demokratik Düşünce Platformu; Cem Vakfı; Denizli Barosu; DİSK; Diyarbakır Barosu; Düşünce Suçuna Karşı Girişim; Ekolojik Anayasa Girişimi; Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı; Enderun Eğitim Vakfı; Giresun Sanayi ve Ticaret Odası; HAK-İŞ; Hukukçular Birliği Vakfı; İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek birliği; İnsan Hakları Derneği; İstanbul Ticaret Odası; İzmir Hukuk Merkezi; Kayseri Barosu; KESK; Mağrib Enstitüsü; Marmara Grubu; Memur-Sen; Milli Türk Talebe Birliği; Muğla Barosu; Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası; Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği; Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği; Stratejik Düşünce Enstitüsü; Şeker İş sendikası; Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği; TESEV; TESİAD; TİSK; TOBB; Türk Dayanışma Konseyi; Eğitim-Sen Giresun Şubesi; Türk Hukuk Kurumu; Türk Veteriner Hekimleri Birliği; Türk-İş; Türkiye Barolar Birliği; Türkiye Çocuk Zirvesi; Türkiye Yayıncılar birliği; TÜSİAD; Umut Vakfı; Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği; Veteriner Hekimleri Birliği; Yargı Çalışanları Derneği ve Yeni Anayasa Platformu. Bunlara siyasÓ partileri de ekleyince toplumsal beklentinin boyutları ortaya çıkıyor.

Nitekim bugünkü sıkıntı ilgisizlikten ziyade yeni anayasa yapabilmek için gereken asgarÓ müştereklerde. Meclis’teki komisyon neredeyse ‘Anayasa Uzlaşmama Komisyonu’ görüntüsünde. Zira mevcut uçlar birbirlerine o kadar uzak ki. İşte bu anlamda Abant hem mâkul hem cesur öneriler getiriyor. Beş oturumda vatandaşlık ve kimlikler, anadilde eğitim, üniter devlet-özerklik dengesinde yerel yönetimler, inanç özgürlüğü, Diyanet ve din dersleri, yeni anayasada cumhurbaşkanının konumu işlendi.

Yeni anayasanın ülkenin kadim sorunları açısından önemi ve işlevselliği aşikâr. Kürt sorununun barışçıl ve kalıcı çözümü için etnik vurgusuz vatandaşlık tanımı, diğer anadillerde eğitim ve adem-i merkeziyette anayasal garantiler gerekiyor. Abant’ın beş oturumundan üçü bu konulara ayrılmıştı. Ancak her üç konu da Kürt sorununun ötesinde tüm ülkeyi ilgilendiriyor. Aynı şekilde Diyanet’in temsil kabiliyeti, din dersleri ve cumhurbaşkanlığı da liberal anayasal garantiler isteyen ihtilaflı konular. Tüm bu başlıklarda Abant’ta dile getirilen önerileri Platform’un websitesinde bulabilirsiniz: www.abantplatform.org

Yeni anayasayla Türkiye güdük demokrasi tarihinde ilk kez toplumsal birlikteliğinin nasıl olacağını tartışıyor. Bugüne dek kabul edilen anayasaların hiçbiri toplumsal kontrat olarak tecelli etmedi, muhtemelen de edemezdi. 1924, 1961 ve 1982 metinleri daima ‘bir bilenler heyeti’ tarafından hazırlandı. Toplumsuz ya da topluma rağmen yapılmış ‘toplumsal kontratlar’ olarak düşünüldüler. Vatandaşa karşı devleti koruma amacı güttüler. İçinde bulunduğumuz sivilleşme, o dışlanan toplumun verdiği kavganın eseri. Dolayısıyla, sivilleşmeyi sağlam ve kalıcı temeller üzerine oturtacak olan toplumsal kontratın azamÓ istişare ile şekillenmesi, değişimci toplum katmanlarının tümünün hem hakkı hem de görevi. Vatandaş nasıl anayasal garantilerin odağında olacak? Nasıl kendisini ülkesine ve doğduğu yere ait hissedecek? Kuvvetler ayrılığı, kontrol ve dengeler nasıl işleyecek? Memleket vesayetçi mantıktan nasıl ebediyen kurtulacak?

Bugün ustalık, toplumsal ihtilâfları azdırmadan birlikte yaşamalarına zemin hazırlamak, onları doğru yöneterek çatışmaya ve kutuplaşmaya dönüşmelerini engellemektir. Demokrasinin bir başka tarifi! Bakalım Türkiye yeni anayasasıyla bunu becerebilecek mi göreceğiz.

DİĞER YENİ YAZILAR