Cem abartmış !

Cem Yılmaz 19 Mayıs’ta düzenlenen Mehmetçik Gecesinde askerlik anılarını anlatırken başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt olmak üzere üst düzey komutanları “kırıp geçirmişti”. Cem Yılmaz’ın hatırda en fazla kalan esprisi ise askeri nakliye uçakları ile ilgili olanlardı. C-160 Transall tipi uçakla Cem Yılmaz’ın seyahatlerinin bir benzerini yaptık. Genelkurmay Başkanlığı TSK’nın Kosova’da yürüttüğü faaliyetleri tanıtmak amacıyla bir basın turu düzenledi. İşte Yılmaz’ın anlatımı ve gerçekler:

Cem Yılmaz’ın kokteyl esprisi de salonu kahkaya boğmuştu: “Uçakta her yer VIP. Kokteyl havasında. Çünkü oturacak yer yok.” Bu uçaklar jeep, zırhlı araç ve ambulans gibi ağır yük taşımak üzere dizayn edilmiş. Bu nedenle yolcu konforu ikinci planda tutulmuş. Hal böyle olunca, yolcular uçakta koltuk yerine boyuna döşenmiş brandalarda oturuyor. Brandaların rahatsız olması nedeniyle sıkılan yolcular ‘ayakta sohbet etmeyi’ tercih ediyor. Sandviç, kuru yemiş, meyve ve meşrubattan oluşan kumanyaların dağıtılmasıyla yolculuk kokteyl havasına bürünüyor. Ünlü komedyenin “Uçak kalkıyor, sonra havada duruyor. Sen sanıyorsun ki gidiyor. Hayır, dünya dönüyor, gideceği yerin üzerine gelince uçak iniyor. Ankara’dan Kosova’ya 12 saatte gidilir mi?” sözleri ise fazlasıyla abartılı. Çünkü bu uçaklar havalandıktan sonra gerçekten yol alıyor! Yılmaz’ın “12 saat” dediği Ankara - Kosova yolu ise iki motorlu C-160 Transall ile 2,5 saat sürdü. n Murat GÜRGEN

‘ASKERİ DÜRÜMEVİ’ GİBİ

Cem Yılmaz “Herhalde bir Hava Kuvvetleri Komutanı’nın hatırına onlara ’uçak’ diyorlar. Adı uçak, ama bir kenara koy, al sana dürüm evi, dumanı da aynı” demişti. Hava Kuvvetleri yangın söndürme faaliyetlerini C-130 ve C-160 Transall uçaklarıyla yerine getiriyor. Bu uçaklar, Yılmaz’ın dediği gibi “duman” kokmasa da, uçuş esnasında zaman zaman benzin kokuyor. Motorları dursa dahi planör gibi süzülebilme yeteneğine sahipler.

“PAŞAM O NAKLİYE UÇAKLARI HÂLÂ VAR MI” DEMİŞTİ

Cem Yılmaz, komutanlara yaptığı gösteride Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’a dönerek sormuştu: “Gösteriler için Kosova’ya kadar gittim. Paşam, o nakliye uçakları hâlâ var mı?”