Dershaneler yerine okulları kapatsınlar

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’ın “Dershaneleri kaldıracağız” açıklamaları çok yankı yapmıştı. Karar hemen yürürlüğe girecekti ancak “İşin hem eğitimsel hem de ekonomik boyutları var, bir daha bakalım” denilerek ertelendi.

Sonunda AKP dershaneler raporunu hazırladı ve Başbakan’a sundu. Bugün yarın Başbakan kararını verecek. Muhtemelen “kapatılmama” kararı çıkacaktır. Yumuşatılmış olarak “kademeli biçimde dershaneler özel okula dönüşecek” gibi bir karar da alabilir Başbakan. Hangisi olursa olsun, bu tartışmalar boyunca dershanelerin ne kadar yararlı olduğu anlatılırken daha da netleşen eğitim sistemimizin içinde bulunduğu acıklı durum yüreğimi sızlatıyor.

Denilen şu; “Okullar çocukları hazırlamakta yetersiz kalıyor, dershaneler bu açığı kapatıyor.” Aslında ikisi de aynı. Dershanelerin farkı, sınav sistemlerine yönelik kurnaz taktikler de öğretmesi. Yoksa dershanelerde farklı bir şey öğretilmiyor.

Sorun eğitim sisteminde. Okullar öğrencileri hayata hazırlayamıyor. Üstelik de hayatın temel taşlarını oluşturacak yüksek öğretime giden yolda da çok yetersiz. Zaten özel ders ve dershane sistemi de bu yüzden çıktı.

O halde kestirmeden gitmek gerek.

Madem ki amaç çocuklara geleceğe hazırlanmaları için bilgi donanımı kazandırmak değil de sadece üniversite sınav sistemine hazırlık, o hâlde ne gerek var okullara.

İsteyen bu süreci evinde geçirir, isteyen dershanelerden yararlanarak sınav taktiklerini öğrenir.

Tabii bu arada, bu büyük kavganın arkasında başka şeyler de var. Örneğin dershaneler 5 milyar liralık bir sektör. Aslan payını ise bir cemaat alıyormuş. “Kapatılmasın” lobisi bu nedenle baskı yapıyormuş. Tabii cemaat dershanelerden sadece büyük paralar kazanmıyor. Buralara giden binlerce çocuk yaştaki genç de cemaatin üniversite aşamasında alt yapısını oluşturuyor.

Geleceğin doktorları, mühendisleri, valileri, öğretmenleri hukukçuları önce bu rahle-i tedristen geçiyorlar farkında olmadan. Dersaneler kaldırılınca bu kaynağın da kuruması olasılığı var.

*****


Meğer olayları önlüyormuş

Sinop olaylarından sonra AKP ve BDP’liler koro hâlinde “Saldırıları CHP kışkırttı” dediler.

CHP Sinop Belediye Başkanı ve bazı milletvekilleri ise fotoğraflar göstererek ön saflarda AKP yöneticilerinin olduğunu kanıtladı. BDP’ler kuru bir özür diledi ama bu kez “Siz başka yerlerde bizi protesto ettiniz” demeye başladı. AKP’liler ise fotoğraflı kanıt olunca çaresiz kaldı ve başka yol buldu. Evet, o gösterilerde bazı AKP yöneticileri ön saftaymış ama, onlar gösteri yapmıyormuş, taşkınlığı önlemek için çaba harcıyormuş. CHP’liler ellerindeki taş ve sopalarla saldırıyor, AKP yöneticiler ise “aman sakin olun” diyerek ortalığı yatıştırmaya çalışıyormuş.

Allahaşkına, elinizi vicdanınıza koyun, bunun bir mantığı veya daha önce yaşanmışlığı var mı?

*****


“Bizim demokratik anlayışımıza göre...”

Sinop ve Samsun’da olaylar çıkmış, AKP sözcüleri durumu tartışıyor. Bekir Bozdağ gazetecilerin önüne geçmiş “Bizim demokratik anlayışımıza göre, kimse (sen şuraya gidemezsin, buraya gidemezsin) diyemez, korkutamaz, biz bunu reddederiz” diyor.

Çok güzel değil mi?

Ama insan sormadan edemiyor. Bekir Bozdağ bu sözlerinde samimi ise Başbakan’ın “Muhalefet Sivas’ın ötesine geçemez” sözlerini nereye koymamız gerekiyor.

*****


Meğer Adalet Bakanı’nın talimatıymış

Danıştay Başkanı yargı sistemini eleştiren ağır sözler söyledi. “Polis savcı, bilirkişi hâkim olmuş, ondan sonra adalet diye bağırıyoruz” dedi. Pek çok gazete bu sözleri büyük haber olarak yayınladı, yazarlar Danıştay Başkanı’nın çok önemli bir sorunu dile getirdiğini yazdılar.

Ben de ilk okuduğumda, “Vay canına, Danıştay Başkanı neler söylüyor böyle, helal olsun, hükümetten de bir korkusu yok” diye geçirdim içimden. Ama dün bir TV kanalında Adalet Bakanı’nı dinlerken sorun çözüldü. Adalet Bakanı “Danıştay Başkanı’nın söylediklerini biz zaten söylemiştik. Bakanlık’ta bu konuda çalışma yapılıyor” deyiverdi. Yani Danıştay Başkanı yargının öfkesini dile getirmemiş, bizzat Adalet Bakan’nın üzerinde çalışma yaptığı bir konuyu seslendirmiş. Açıkçası, boşuna “Hayret, Danıştay Başkanı hükümetten çekinmeden konuştu” diye düşünmüşüm.

*****


Polisin halka sert müdahale etmesine tepki gösteren Bulgaristan Başbakanı istifa etmiş. Balkanlar’dan bize hep soğuk ve yağışlı hava geleceğine bir kere de bu “insani hava” gelse ya! (Gani Yıldız)

DİĞER YENİ YAZILAR