Pazarın neşeli fıkraları

Haberin Devamı

Yıldırım Tuna’dan bu hafta bir dolu fıkra geldi. Geçen haftanın stresiyle gülmeyi unutanlar için güzel bir fırsat. Haydi ayaklarınızı uzatıp rahat bir nefes alın ve fıkraları okumaya başlayın...

Mezarın sesi

İKİ adam gecenin geç saatlerinde partiden dönerlerken kestirme olsun diye mezarlıktan geçiyorlarmış... Mezarlığın tam ortasına gelmişler ki tap-tap-tap diye bir ses karanlıkların, esrarlı gölgelerin arasından gelmeye başlamış. Korkudan titreyerek, nefeslerini tutarak, sisleri dağıtarak mecburen yollarının üzerindeki sesin kaynağına yaklaşmışlar. Bir bakmışlar ki yaşlı mı yaşlı bir adam mezarın birine oturmuş, elinde çekiç ve keski, mezar taşını oyuyor.. “Ooohh!” demiş adamlardan birisi “Usta bizi korkudan öldürüyordun!.. Vallahi hayalet sandık.. Gecenin yarısında çalışıp da ne yapıyorsun?” Yaşlı adam homurdanarak “Cahil hergeleler!” demiş, “Adımı yanlış yazmışlar da!..”

Küçük bahşiş

YAŞLI adam kafeden çıkarken hesabı ödedikten sonra komik sayılacak 3 penny bahşiş bırakmış, kapıya doğru giderken tabaktaki 3 penny’i gören garson homurdanarak “Biliyor musunuz?” demiş, “İnsanların bıraktıkları bahşiş onlar hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar.” Adam “Öyle mi?” demiş duraksayarak, “Benim bahşişim ne anlatıyor bakalım size?” Garson “Evet, bu ilk penny tutumlu biri olduğunuzu söylüyor” demiş. “Doğru” diye cevap vermiş yaşlı adam gururla. “İkinci penny bekar olduğunuzu gösteriyor.” Yaşlı adam “Aa, bu da doğru” demiş. “3. penny de babanızın hiç evlenmemiş olduğunu apaçık ortaya koyuyor!”

Ömür uzatma

Adam, doktorundan 1 yıllık ömrü kaldığını öğrenince çok üzülmüş ve doğru “Bundan sonra ne yapmalıyım?..” diye akıl danışmak için rahibe gitmiş. “Hemen marka düşkünü menopoza girmiş bir kadınla evlen” diye söze başlamış rahip, “Arkasından ikinci el satışa çıkarılan şirket arabalarından bir tane edin. Son olarak da kocaları ölmüş yaşlı kadınların çoğunlukta olduğu apartmana taşın..” Adam “Bunların bana bir faydası olur mu?” diye sormuş. Rahip cevaplamış: “Olur... Yaşanan her saat resmen bir ömür gibi gelir adama!..”

Kocanın dileği

Adam ölmüş, taze dul karısı çok sevdiği kocası ile irtibata geçebilmek için hemen bir medyuma gitmiş, trans haline geçen medyum kocasının iyi olduğunu söylemiş. Ondan haber aldığı için sevinç gözyaşlarına boğulan kadın “Sorun bakalım” demiş “Bir ihtiyacı falan var mıymış?” Tekrar trans haline geçen medyum birazdan “Kocanız sizden sigara istiyor” deyince “Hemen” diye atılmış kadın, “Hemen bir karton göndereyim. Ama nereye göndereceğim ki?” Medyum “Tam olarak bilemiyorum” diye cevap vermiş “Ama kibrit, çakmak falan istemediğine göre...”

Batı’daki düşman

Şövalye bütün gün savaştıktan sonra kan ter içinde şatoya dönmüş. “Hayrola?” diye şaşırarak karşılamış onu Kral. “Kralım” diye nefes nefese selamlamış onu şövalye, “Bütün gün Batı’daki düşmanlarımızın topraklarını, mallarını yağmaladım, şehirlerini, köylerini talan edip yaktım efendim!” Kral “N..Ne?” demiş şaşkınlıkla, “Benim Batı’da hiç düşmanım yok ki?” Şövalye “Şeyy efendim” demiş hafif başını önüne eğerek, “Sanırım artık var!..”

Eski hikâye

Dede torununa yamyamlarla yaşadığı macerasını anlatıyormuş, “Ormanın tam ortasında kaybolmuştuk, birden etrafımızı 20 yamyam sardı..” Torunu “Ama dede, en son anlattığında bana 10 yamyam demiştin” diye mızıldanmış. “Oh! Evet” demiş dede bir an düşünmüş ve devam etmiş: “O zamanlar o korkunç olayı tüm gerçeğiyle sana anlatamayacağım kadar küçüktün yavrum!..”

“Alkol..” demiş hâkim, “Bütün bu yaptıklarınızın sebebi alkol!” Sanık “Sağolun efendim..” diye cevap vermiş, “Savcı bey de davanın başından beri beni suçluyordu!”

Baba oluyor

- Çok feci görünüyorsun, bir sorunun mu var?..

- Baba olacağım da..

- Ama bu harika bir haber...

- Yahu neresi harika?.. Karımın bundan haberi yok!..

Korkunç stres

Hasta “Doktor yardım etmelisiniz!” demiş, “Korkunç stres altındayım.. İnsanlara karşı ani sinirlenip acayip parlıyorum!” Doktor “Anlatın probleminizi” demiş. “Söyledik ya” demiş hasta, “Nerenle dinliyorsun dümbük.. Tövbe.. Tövbe!”


***



Yoruma açık bir fıkra daha

Geçen hafta “yoruma açık” iki fıkra okumuştunuz. Bugün bir tane daha sunuyorum size. İstediğiniz gibi yorumlayabilir, istediğiniz yöne çekebilirsiniz.

Ben kendi ipucumu vereyim isterseniz. Örneğin sadece “darbe olacak” dedikten sonra olanları ya da “Kürt açılımı” açıklamasından sonra yaşadıklarımızı bir düşünün fıkrayı okuduktan sonra. Buyrun...

Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış. Kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün süt yere dökülmüş. Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış. Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş. Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş. Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş. Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış. Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan da “Bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi” demiş.

DİĞER YENİ YAZILAR