Kutlu Doğum Haftası Fethullah Gülen için mi?

Haberin Devamı

Ulusal Egemenlİk ve Çocuk BayramI kutlu olsun

Cumartesi günü yazdığım Kutlu Doğum Haftası yazısı çeşitli çevrelerden tepkiler aldı. Okumayan için kısa bir özet yapayım. Son yıllarda Hazreti Muhammed’in doğum günü gerekçesiyle düzenlenen bir Kutlu Doğum Haftası var. Hazreti Muhammed’in miladi takvime göre nisan ayında doğduğu varsayılıyor.

Ben de dedim ki “Bütün dini günleri hicri takvime göre kutluyoruz, ama Kutlu Doğum Haftası’nı miladi takvime göre sabitledik. Bu durumda örneğin Ramazan’ı da miladi takvime göre gece ile gündüzün eşit olduğu dönemlere denk getirerek sabitleyebiliriz.”

Önce okuduğunu anlamayan ya da işine gelmeyen dinciler hemen “Olur mu öyle şey” diye tepki gösterdiler. Sanki hicri takvim Allah’ın emri gibi itiraz ettiler. Büyük bir kesim ise önerinin din âlimlerince dikkate alınmasında yarar olduğunu belirtti.

Ancak tabii bunun bir de başka yüzü var.

Biliyor musunuz ki dünyanın hiçbir Müslüman ülkesinde Hazreti Muhammed’in doğum günü kutlaması ya da bunun için düzenlenmiş bir hafta yok. Bizden gören birkaç Müslüman ülkenin de bu haftayı kutlamaya başladığı söyleniyor. Ayrıca bu Müslüman ülkelerde bizdeki gibi kandiller de yok. Bu, Anadolu insanına has bir vefa duygusu.

Ayrıca başka bir ilginç durum daha var: Hazreti Muhammed’in miladi takvime göre hangi tarihte doğduğu tam bilinmiyor. Bazı kaynaklar bunun nisan ayına denk gelebileceğini ileri sürüyor.

Ama nisan ayında doğduğu bilinen bir başka isim var. Türkiye’den kaçarak uzun süre Amerika’da yaşayan, affa uğradığı halde Türkiye’ye nedense dönemeyen Fethullah Gülen, 27 Nisan 1941 tarihinde doğdu.

Hazreti Muhammed’in nisan ayında doğduğu kesin değil ama Fethullah Gülen’in tam da Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanan dönemde doğduğu kesin. Bu durumda insan kuşkuya düşüyor. Acaba Hazreti Muhammed’le birlikte Fethullah Gülen’in doğumu da mı kutlanıyor? Çünkü o kadar para harcanıyor ve reklamı yapılıyor ki, artık zenginlikleri dünya çapına ulaşan Fethullah Gülen taraftarlarına bu tutum uyuyor da.

Ve tabii en önemlisi, Kutlu Doğum Haftası’nın aynı zamanda Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasına denk gelmesi. Bu hafta içinde okullarda çocuklar büyük önderi yeniden okumak, anlamak ve tanıma fırsatını buluyor. Belli ki kimi eller bu haftanın kutlanmasına da gölge düşürmeye çalışıyor.

Bu arada şunu da unutmamak gerek. Hazreti Muhammed’in doğum gününü miladi takvime göre nisan ayında kutluyoruz, bir de hicri takvime göre kutladığımız mevlit kandili var. O da Hazreti Muhammed’in doğum günüdür. O kandili niçin hicri takvime göre uyguluyoruz?

NOT: Bu soruları soruyorum, din âlimleri belki cevap verir diye. Dindar olduğu için kendisini aynı zamanda din âlimi sananları kastetmiyorum.


***



Zaman Gazetesi’nin büyük ayıbı

Dinci gazetelerin (kendilerine göre) en kaliteli olanı Zaman Gazetesi son zamanlarda kasıtlı, abartılı, yalan ve iftiraya dayalı haberlere çok yer vermeye başladı.

Fethullah Gülen’in propaganda organı olan bu gazete benim de yıllar önce mensubu olmaktan gurur duyduğum İstanbul Erkek Lisesi ile ilgili öyle bir haber yaptı ki, öğrencileri de, eski mezunları da velileri de çıldırttı.

İstanbul Erkek Lisesi bu yıl 125. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu nedenle yıl boyunca pek çok etkinlik yapılıyor. Hatırlayan olur, bu etkinliklerin programlandığı bir toplantıya katılmış ve gözlemlerimi de yazmıştım.

Bu etkinliklerden biri de büyük önder Atatürk’ün kabrinin ziyaretiydi. Mevcut öğrenciler olduğu gibi eski mezunlar da bu anlamlı ziyarete davet edilmişti. Bu ziyaret gerçekleşti. Ama Zaman Gazetesi bu haberi “İstanbul Lisesi’nde mecburi Anıtkabir ziyareti” başlığı ile verdi. Güya velilerden biri Anıtkabir ziyaretini Ergenekon’a destek olarak nitelemiş ve çocukların böyle çirkin bir olaya alet edilmelerini kınamış. Zaman Gazetesi de hiç utanmadan, sıkılmadan bunu haber yapıp çocukların Atatürk’ü ziyaretini maksatlı ve zararlı bulmuş. Fethullah Gülen ve cemaatinin Atatürk’e, Cumhuriyet ilkelerine ne kadar karşı oldukları biliniyor. Zaten bunu da saklamayıp her fırsatta dile getiriyorlar. Ancak Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının Türkiye’nin en eski öğretim kurumlarının birinin üzerinden yapılması ayıp olduğu gibi ahlâk dışı.

Zaman’cılar bilmeli ki, herkesi karalamakta kullandıkları bu gazeteyi çıkarmayı dahi Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin özgürlüklerine borçlular.


***



THY yazısı bir komplo teorisi değildir

Bu köşede dün yazdığım “FBI düşen THY uçağına 40 dakika kimseyi sokmadı” başlıklı yazı büyük ilgi çekti. Ancak gelen yorumlardan ve sorulardan anladığım kadarıyla pek çok kişi yazının ana temasını değil “komplo teorisi” olarak nitelenecek bölümünü ele almış. Bu nedenle birkaç noktaya açıklık getirmek istiyorum.

Öncelikle THY uçağının düşmesi ile içinde gizli bilgiler taşıyan Amerikalı Boeing yetkililerinin arasında hiçbir ilişki yoktur. Yazıdan “uçak düşürüldü” gibi bir sonuç çıkarmak yanlış. Burada önemli olan ABD’nin “kendi çıkarı söz konusu olduğunda” hiçbir engel tanımaması ve insan hayatını bile tehlikeye atacak kadar gözünün kara olmasıdır.

Pentagon’a ait gizli bilgiler yüklü laptop’ları taşıyan Amerikalılar muhtemelen İstanbul’dan “güvenli” biçimde uçağa bindirildikten sonra aynı “güvenlikle” Amsterdam’da karşılanacaktı. Anlaşıldığı kadarıyla uçağı Amsterdam’da karşılayacak olan Amerikan güvenlik ekibi, uçağın alana çok yakın bir yerde düşmesi üzerine paniğe kapılıyor ve laptop’ları olmak için harekete geçiyor. Bu aşamada örneklerini filmlerden gördüğümüz gizli mekanizmalar devreye giriyor ve FBI ajanları ulaşmak istedikleri laptop’ları alıncaya kadar yardım ekipleri harekete geçirilmiyor.

Alanda görevli bir Türk yetkili ise “zor kullanılarak” etkisiz hale getiriliyor. Hollanda ise tüm bunlara göz yumuyor. Ve belki komplo teorisi olarak algalanacak bir soru: ABD’nin uğruna insan hayatını tehlikeye attığı Pentagon’la ilgili sırlar Türkiye’de ne arıyordu? Bu Amerikalılar transit geçiş mi yapmışlardı yoksa Türkiye’deki bazı görüşmelere mi katılmışlardı?

DİĞER YENİ YAZILAR